Koşar adım fakirleşme!

Türk Lirası’nın döviz karşısında erime süreci durmuyor. YENİDÜZEN’e konuşan ekonomistler kötümser: “Hızla fakirleşiyoruz”

Derya ULUBATLI

Türk Lirası döviz karşısında erimeye devam ederken, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayanlar da fakirleşiyor.

Uluslararası hukuk, siyaset ve ticaretin dışında kalarak, Türk Lirası kullanmak zorunda bırakılan Kıbrıslı Türkler, pek çok harcamasını dövizle bağlantılı yapıyor. Avrupa Birliği’nden uzaklaştırılan kuzey Kıbrıs, ciddi bir yoksullaşmaya doğru sürükleniyor.


Dövizdeki hareketlenmeyi yorumlayan ekonomistler artışın devam edeceği öngörüsünde bulundu, TL kazanan vatandaşın her geçen gün daha da ‘fakirleşeceğini’ savundu.  

Geçtiğimiz hafta başı 10,36 TL olan Euro dün öğlen itibariyle 31 kuruş yükselerek 10,67’ye çıktı. Sterlin ise 40 kuruş artışla 12,20 TL’den 12,60’a yükseldi.

Öte yandan dün öğlen saatlerinde Merkez Bankası’ndan alınan verilere göre Dolar 9 TL’yi geçti. Geçtiğimiz hafta başı 8.96 TL’den işlem gören Dolar, son artışla 9.19 TL oldu.

KKTC Merkez Bankası’nın resmi kur bilgilerine göre bir hafta içerisinde en yüksek artış, 40 kuruş ile Sterlin’de yaşandı.

 

Ekonomistler ne dedi?

Hal böyleyken, ekonomik anlamda dışa bağımlı bir ülke olan ve birçok harcaması dövizle bağlantılı olarak değişen Kıbrıs Türk toplumu da ciddi bir ‘yoksullaşmanın’ eşiğine geldi.

YENİDÜZEN’e konuşan bazı Ekonomi uzmanları TL’deki değer kaybının devam edeceğini söyledi, bu dalgalanmanın Türkiye'deki vatandaştan çok Kıbrıs’ın kuzeyindeki halkı etkileyeceğini iddia etti. Mustafa Baturalp bu artışın Türkiye odaklı olduğunu savundu, “yaşanan yükseliş yatırımını döviz yönünde yapanların işine gelirken, sabit gelirlileri perişan ediyor” dedi. Mahmut Sezinler ise bu yıl dövize yüzde 25, Kıbrıs’ın kuzeyindeki asgari ücrete ise yüzde 12 zam geldiğini, bu şartlarda sabit gelirli vatandaşın geçinmesinin mümkün olmadığını dile getirdi. Artık ne Kıbrıs’ta ne de Türkiye’de TL’ye güven kalmadığını belirten Sezinler, “kendi halkı bile bu para birimine güvenmezken, dış yatırımcı nasıl güvensin” şeklinde konuştu. Yükselişin devam edeceğini onaylayan Erdal Güryay ise “bu şartlarda toplum olarak hızla fakirleşmeye devam edeceğiz ve Kıbrıs’ın kuzeyi olarak elimizde bununla mücadele edebilecek hiçbir güç yok” dedi.


Mustafa Baturalp: “Dövizin artması döviz yatırımı onanların işine geliyor”

Dövizdeki bu artışların senelerdir periyodik olarak yaşadığını belirten Ekonomist Mustafa Baturalp,  artışın Türkiye odaklı olduğunu ve Kıbrıs’ın kuzeyinin mecburen buna uymak zorunda kaldığını dile getirdi. Baturalp şunları aktardı: “Biz de TL kullanan bir ülke olduğumuz için bankalarımız ve döviz bürolarımız zorunlu olarak bu artışı takip etmek zorundadır. Ancak bu durum bizi giderek fakirleştiriyor ve yıpratıyor. Aslında seneler önceye baktığımızda Türkiye’de serbest piyasada döviz kullanılması yasaktı. Sabit bir kur vardı. Sadece belirli aralıklarla yetkililer bir araya gelip değerlendirme yaparak ‘ihracatı teşvik etmek’ adına dövize artış yapmaya karar verirdi. Şu an artık durum değişti, dövizin yükselmesi özellikle döviz üzerinden yatırımı olan insanların işine geldiği için kuru sabitlemiyorlar, dövizin yükselmesine ses etmiyorlar”.

 

“Kıbrıs’ın kuzeyi birçok şeyi dışarıdan temin ediyor… Bu artış bizi fakirleştiriyor”

Günümüzde hükümetin kuru sabitleme yetkisi olmasına rağmen bunu yapmadığını çünkü dövizin yükselmesinin ‘zengin’ kesimi mutlu ettiğini savunan Baturalp, sabit gelirli kişilerin ise durumdan rahatsız olduğunu belirtti. Baturalp şöyle devam etti: “Maalesef artık döviz artışı sadece ihracatı teşvik için yapılmıyor. Özellikle döviz birikimi olan insanlar, Türkiye’de de Kıbrıs’ta da bu durumdan mutlu olduğu için olaya müdahale etmiyor. Hükümettekiler de kuru sabitleme yetkileri olmasına rağmen bunu yapmıyor çünkü dövizin yükselmesi, döviz birikimi olanların daha da zenginleşmesi anlamına geliyor. Türk Lirası üzerinden ödenen sabit gelirli insanlar ise giderek daha da fakirleşiyor”.

Özellikle Kıbrıs’ın kuzeyinin birçok şeyi dışarıdan temin eden bir ülke olduğuna dikkat çeken Baturalp, dövize bağlı olarak artan fiyatların vatandaşın cebini yaktığını ve döviz endeksli harcamaların insanları gün geçtikçe fakirleştirdiğini aktardı. Baturalp, “zamlar yapılıyor, hayat pahalılığı artıyor ve halkın alım gücü de buna bağlı olarak günden güne düşüyor” şeklinde konuştu.

 

Mahmut Sezinler: “TL’nin değer kaybı devam edecek”

Türk Lirası’nın son on yıl içerisinde inanılmaz derecede değer kaybettiğini belirten Ekonomist Mahmut Sezinler, Kıbrıslı Türklerin de buna bağlı olarak giderek yoksullaştığını vurguladı. 2000’li yılların başında Kıbrıslı Türklerin yıllık gelirinin 25-30 bin dolar civarında olduğunu dile getiren Sezinler, bu rakamın günümüzde 10 bin dolara kadar gerilediğini ifade etti. Dövizdeki bu dalgalanmayı Türkiye’nin siyasi ‘acemiliğine’ bağladığını kaydeden Sezinler şöyle devam etti: “Özellikle Türkiye’deki siyasi iktidarın ekonomi yönetimini acemice yapması ve dünyaya meydan okurcasına, Türk Lirasının kaderini tamamen iki dudak arasına bırakması Kıbrıslı Türklerin de kaderini etkilemiştir. TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısının değişmesi ve Türkiye’deki ihracat potansiyelinin azalması da TL’nin değerinin düşmesinde büyük bir etki oluşturmuştur”.

 

“Bu durum Türkiye’den çok bizi etkiliyor”

Bu siyasi dengesizlikle bağlantılı olarak TL’deki değer kaybının artarak devam edeceğine ve dövizdeki yükselişin de durmayacağına dikkat çeken Sezinler, özellikle Kıbrıslı Türklerin dışa bağımlı bir ekonomi ve ihracat konusunda sıkıntılı bir ülke olarak bu durumdan ciddi şekilde etkileneceğinin altını çizdi. Sezinler sözlerini şöyle sürdürdü: “TL’nin bu sene sonuna kadar hızlı bir şekilde değer kaybetmeye devam edeceğine inanıyorum. Biz de Kıbrıslı Türkler olarak fakirleşmeye devam edeceğiz. Özellikle hane halkı, sabit gelirli yurttaşlar bunu ağır bir şekilde hissedecek. Döviz bu yıl içerisinde yüzde 25 oranında arttı ancak Kıbrıs’ın kuzeyinde bu yıl asgari ücrette yüzde 12’lik bir artış oldu. Bu da fakirleşme ve alım gücünün düşmesine en iyi örnek oldu. Ne yazık ki Kıbrıslı Türkler, birçok malı ve hizmeti döviz üzerinden alan kişiler olarak bu artıştan Türkiye’dekilerden çok daha fazla etkileniyoruz. Bunda bizim güneydeki Kıbrıs Rum toplumuyla olan ekonomik ilişkilerimizin de etkisi var”.

 

“Türk halkı bile kendi para birimine güvenmiyor”

Türkiye’deki halkın bile kendi para birimine güvenemediğini ifade eden Sezinler, birçok mevduatın dolar üzerinden tutulmaya başladığına dikkat çekti. Sezinler şunları aktardı: “Kıbrıs’ın kuzeyindeki fiyatlandırmalar genellikle Euro ve Sterlin üzerinden olmaya devam ediyor, çünkü buradaki insanların TL’ye karşı bir güvensizliği var. Aynı durum artık Türkiye’de de gözlemlenmeye başladı. Birçok kişi mevduatlarını dolar cinsinden tutmaya başladı. Eğer bir ülkenin insanı bile kendi para birimine güvenmiyorsa, başkaları nasıl güvensin? O yüzden hiçbir ülke yatırımcısı son dönemlerde Türkiye’ye fonlarını getirmek istemiyor ve bu durumun artarak devam edeceğine inanıyorum. Özetle, TL diğer para birimleri karşısında giderek daha da değer kaybedecek ve biz de Kıbrıs Türk toplumu olarak bundan nasibimizi alacağız”.

 

Erdal Güryay: “Kıbrıslı Türkler olarak hızla fakirleşeceğiz”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı söylemlerinin dövizdeki artışı ciddi şekilde etkilediğini savunan Ekonomist Erdal Güryay, döviz faizlerinin düşürülmesinin de bir diğer etken olduğunu belirtti. Güryay şunları söyledi: “Erdoğan’ın Suriye ile ilgili ‘yeni harekat’ söylemleri dövizdeki artışın önemli bir nedenidir. Bunun yanında bir önceki Merkez Bankası toplantısında faizin bir puan düşürülmesi ve sonraki toplantılarda da faiz düşürmeye devam edecekleri beklentisi, TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesine sebep olan bir diğer unsurdur”.

Söz konusu artışın Kıbrıslı Türkleri, Türkiye’deki halka göre daha fazla etkilediğini vurgulayan Güryay, Türkiye’nin çoğu ihtiyacını kendi ülkesinde ürettiğini ancak Kıbrıslı Türklerin ihtiyaçlarının yüzde 90’ının yurtdışıdan temin etmek zorunda kaldığını, bunların da sürekli olarak fiyatlara yansıdığını dile getirdi. Yapılan zamlara rağmen maaşların aynı kalmasının da ciddi bir tehlike olduğunu belirten Güryay, “bu şartlarda toplum olarak hızla fakirleşmeye devam edeceğiz ve Kıbrıs’ın kuzeyi olarak elimizde bununla mücadele edebilecek hiçbir güç yok” dedi.

Özel Haber Haberleri