Kötülerin, hırsızların ve rüşvetçilerin kurulu düzenlerinin devamının adıdır KKTC!

Serhat İncirli

Ne de çok “asker kaçağımız” varmış!
Ve Türkiye’de, ne kadar çok “KKTC kimliklimiz” mağdur olmuş!

-*-*-

Geçenlerde yazmıştım ara bölgedeki zorunlu aşkı…
Hani, Kıbrıslı Türk genç erkek, “asker kaçağı” sayıldığı için KKTC tarafına, nişanlısı ise anne ve babası Antakyalı olduğu için Kıbrıs Cumhuriyeti tarafına geçemiyor ve ara bölgede buluşuyorlar diye…

-*-*-

Dünkü yazımda da KKTC Kimlik Kartı ile Türkiye’de resmi nikah şahidi bile olunamadığını yaşanan bir örnekle anlatmıştım…

-*-*-

Abartmayı severim, doğrudur ama bu kez abartmayacağım, gerçekten onlarca mesaj geldi…
“Benim oğlum da…” diyor bir anne…
“Geçemiyor KKTC’ye!”
Neden?
“Asker kaçağı!”…

-*-*-

Ülkede “parasını ödeyip askerlik yapmayan” Cumhurbaşkanı seçilebiliyor ama bir şekilde veya şahsi kabahati yüzünden de olabilir “asker kaçağı” durumuna düşmüş gençler, nenelerini, dedelerini görmeye gelemiyor, KKTC yerine İspanya’ya veya Aya Napa’ya tatile gidiyor… 

-*-*-

Çözülemez mi bu problem?
Çok rahat çözülür...

-*-*-

Örnek vermek istiyorum...
Bir annenin mektubunun özetidir…
Babaları yabancı, anneleri Kıbrıslı Türk…
İki erkek kardeş…
Amerika’da yaşıyorlar…
Kardeşlerden biri, annesiyle birlikte bir süre KKTC’de yaşamış…
Haliyle “askere gitmek zorunluluğu” yanında, “erteleyememek” veya “bedelli hakkından yararlanamamak” durumuna düşmüş…
Öteki kardeş idare edebiliyor… 
Bir takvim yılı içerisinde galiba 120 günü geçmeyecek sürede KKTC’de kalabiliyor… Ama bir kardeş kaçak…
Gelip nenesini, dedesini göremiyor… 

-*-*-

Anne diyor ki, “… Ben yazınızdaki annenin aksine bir guruş vermem bedelli askerlik için bu sözde devlete... Evlatlarım askerlik yapsın istemem bu sahte memleket için! Bir şey mi verdiler da ya para ya da zamanlarını çalacaklar çocuklarımın? Tek üzüldüğüm şey, annemin torunlarını en son dokuz sene önce görmüş olması…” 

-*-*-

Bu problem çok rahatlıkla çözülebilir...
Bir kaç saatlik toplantıyla bu meseleye kesinlikle çare bulunur...
Ama öteki mesele başka bir şeydir...
Yani TC’nin, KKTC Kimlik Kartı’nı tanımaması meselesi...
Ve inanın bu kadar olduğunu bilmiyordum, neredeyse KKTC Kimlik Kartı’nın TC’de tanınmaması durumunu yaşamayanımız yoktur... 
Ve bu meselede yalan vardır, hamaset vardır...
Hepsinden acısı ise “kötülerin, hırsızların, rüşvetçilerin” kurulu düzenlerini devam ettirebilmelerinin aşağılık siyaseti söz konusudur...

Bilmem anlatabildim mi?
“KKTC Yaşasın” falan diyorlar ya!
Bunu söyleyenlere lütfen dikkat edin!

-*-*-

KKTC’yi “yasal anlamda tanımadıkları ve tanıyamadıkları” gibi, çok yaşatmak veya tanıtmak gibi bir iddiaları asla yoktur!
Sadece haksız kazançları, kişisel zenginlikleri, makam budalalıkları devam etsin diyedir tüm kavgaları!


Kıbrıslı Türklerden nefret edenler arasında 
“Cumhurbaşkanı”nın da yer alıyor olması!

Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu (KTFF) Başkanı Hasan Sertoğlu geçtiğimiz hafta içinde, Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) düzenlediği Acapulco Hotel’deki Yaz Hakem Semineri’ne katıldı ve bir konuşma yaptı... 

-*-*-

Sertoğlu’nun konuşmasından, basına yansıyanlar arasında bir konu çok dikkatimi çekti!
Ne dedi Sertoğlu?
“... Beni KTFF’nin başına kulüpler getirdi, kulüpler dışında da hiçbir güç beni buradan alamaz”...

-*-*-

İkinci bir Faiz Sucuoğlu vakası mı?
UBP’liler, Sucuoğlu’nu destekledi, sonra kimse ağzını açmadı...

-*-*-

Hasan Sertoğlu, bu ülkede çok sevilen bir isimdir...
Ve son başkanlık seçimindeki desteği, yüzde 99’dur!
Ülkedeki futbol kulüplerinin neredeyse tamamının desteği ile başkanlığa seçilmiştir...

-*-*-

Peki, Sertoğlu’nun başkanlıktan almak veya indirmek isteyenler mi var?
Olmasa “beni sadece kulüpler alabilir” diye bir şey söylemezdi!

-*-*-

Sertoğlu’nu başkanlıktan almak isteyenler kimlerdir?
Rum – Yunan İkilisi mi?
Ülkemizin düşmanları mı?

-*-*-

Bakın, Rum – Yunan İkilisi’nin Sucuoğlu ya da Sertoğlu vakaaları ile alakası olmadığı ortada!
Ama Sucuoğlu’nu siyasetten edenlerin de Sertoğlu ile uğraşanların da “Kıbrıs Türk toplumu”, “Kıbrıs Türk cemaati”, “Kıbrıs Türk halkı”, “Kıbrıslılar”, “Kıbrıslı Türkler”, “Kıbrıs Türkleri”, Kıbrıslıtürkler” veya “Türkçe konuşan Kıbrıslılar”ın tamamından nefret ettiği gayet açıktır!

-*-*-

Ve bu nefret ekiplerinin içinde, ne ilginçtir, “isteyerek veya istemeyerek” de olsa, KKTC’nin Cumhurbaşkanı da bulunmaktadır!

Şeffaf olmak neden çok önemlidir? Çünkü ne kadar şeffaf olunursa, o kadar az dedikodu yazılır veya o kadar az komplo teorisi üretilir... Eğer siz şeffaf olamıyorsanız, aylardır kanımızı emen bir şirketin ortaklarının dahi kimler olduğu konusunda net bilgi veremiyorsanız, “conspiracy” teorileri yani komplo teorileri yazmak da kaçınılmaz olur... Duydunuz mu? Akaryakıt ihalesini alan şirketin sahibi filanmış! Gerçekten, hiç mi utanmıyorsunuz? Çok merak ediyorum, gece yattığınızda başınızı yastığa çok rahat koyuyor musunuz yoksa para saymaktan uyuyamıyor musunuz? Tabii ki KKTC çok yaşasın! İyi pazarlar!