Kral Tepesi’nde 3200 yıllık “hazine” bulundu

Bir küpün içerindeki 40’ı aşkın kalıntı, Doğu Akdeniz’de bugüne kadar çıkarılan en kapsamlı ve en zengin tarihi eser topluluğu

 

 

Kaleburnu’ndaki Kral Tepesi’nde gerçekleştirilen kazılarda 3200 yıllık “hazine” bulundu.

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) ile Almanya’nın Tübingen Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü çalışmalarda bir kuyunun içerisindeki küpün içinde 40’ı aşkın Geç Tunç Çağı’na ait kalıntı bulundu.

51 kişilik kazı ekibinin çalışmaları sırasında çıkarılan tarihi eserler, Doğu Akdeniz bölgesinde, Geç Tunç Çağı’na ait yerleşim birimlerinde çıkarılan en kapsamlı ve en zengin tarihi eser topluluğu olarak kabul ediliyor.

Arkeologların “hazine” olarak nitelendirdiği kalıntıların maddi değerleri “milyonlarla” ifade ediliyor.

Kıbrıs’ın en erken yazı örneklerinden olan Kibro-Minoan örneklerine de rastlanan kazılarda; ritüel araba, ok uçları, mızrak uçları, kepçe, orak, kutsal su kapları, kumaşa sarılı ve üzerleri iple bağlanmış mızrak uçları bulundu.

Kalıntılar, deniz aşırı kültürlerle yapılan ticaretin kanıtı olarak görülürken, Kral Tepesi’nde de elit yerleşim bulunduğuna işaret ediyor.

Kazılarda kalıntılar bulunduğu yerde, küp içerisinden çıkarılmazdan önce basın mensuplarına gösterildi.

ÖZTOPRAK

DAÜ Rektörü Prof. Dr. Abdullah Öztoprak yaptığı açıklamada, eğitim yanında, çevreye de katkı koyan ve araştırma yapan bir üniversite olduklarını belirtti.

Kral Tepesi’ndeki kazıların 2005 yılından beri devam ettiğini ifade eden Öztoprak, çok önemli kalıntıların bulunduğuna işaret etti.

“Doğu Akdeniz’de bu boyutta ve bu önemde bir tarihi eser ilk kez çıkarılıyor” diyen Öztoprak, kazı ekibine teşekkür etti.

KIZILDUMAN

DAÜ Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi (DAKMAR)Başkanı ve Kazı Başkanı Bülent Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman da Kaleburnu’nda 2009 yılında ara verdikleri kazılara kaynak bulunmasının ardından yeniden başladıklarını belirterek, Karal Tepesi’nin Geç Tunç Çağı’ndaki en önemli sosyal ve siyasal örgütlenme yerlerinden biri olduğunu ifade etti.

Bu özelliğinden dolayı bölgeye “Kıbrıs’ın anahtarı” dendiğini kaydeden Kızılduman, Ugarit limanı aracılığıyla Mısır ve Hititlerle ticaret yapıldığına dikkat çekti.

Ortaya çıkarılan kalıntıları “hazine” olarak nitelendiren Kızılduman, buluntuların tarihe ışık tuttuğunu, ayrıca döneme ait bir çok bilgiyi ortaya çıkardığını söyledi.

Kızılduman, tarihi eserlerin Doğu Akdeniz’de Geç Tunç Çağı’na ait yerleşim birimlerinde ortaya çıkarılan en zengin ve en kapsamlı tarihi eser topluluğu olduğunu ifade etti.

Kızılduman, Kaleburnu’nda DAÜ ile Dipkarpaz Belediyesi işbirliğinde Eski Eserler Dairesi denetiminde lokal müze açmayı hedeflediklerini söyledi.

DEMİRCİ

Dipkarpaz Belediye Başkanı Mehmet Demirci ise, çıkan tarihi eserlerin son derece heyecan verici olduğunu söyledi.

Demirci, Kaleburnu’nda kurulacak müzenin köyün ekonomisinin canlanmasına katkı koyacağını da sözlerine ekledi.

Öztoprak, Kızılduman ve Demirci, 3 gün önce kazılar sırasında başını kayaya çarparak yaşamını yitiren Alman Uyruklu 64 yaşındaki arkeolog Lothar Johann Fritz Herling’in kaza yaptığı yere karanfil bıraktılar.

(tak)

Kültür & Sanat Haberleri