“Böyle olursa hükümet bozulur, şöyle olmazsa hükümet yıkılır” söylemi DPUG tarafından o kadar çok tekrarlandı ki artık etki yapmıyor. Ama şu anda bir kriz yok mu? Var... Yalnız, krizin adresi hükümet değil, UBP – DPUG işbirliğinin çatısıdır.
Bu iki partinin yapmaya kalkıştığı işbirliği sadece üst yönetimlerin uzlaşısı idi, partilerin alt organ ve örgütleri bu işbirliğini ne onayladı, ne de sindirdi… O günden itibaren her iki partinin içi de giderek artan şiddette çalkalanıyor ve şu anda her iki partinin işbirliğini kurgulayanlar için yönetilmesi zor bir kriz yaşanıyor. Yeni İskele Belediye Başkanlığı için DPUG milletvekili Alanlı’nın aday olarak kamuoyuna duyurulması, işbirliği köprülerinin atılacak aşamaya gelindiğinin göstergesidir.
Alanlı’nın adaylığı neleri tetikledi? Önce, ilgili beldede UBP’li başkan ve aday Halil Orun’a karşı DPUG’nin bölge milletvekili Alanlı’yı aday göstermesi, UBP’li başkana doğrudan ve ciddi bir tepkidir; Halil Orun’un seçimi kaybedeceğinin ilk işaretidir. Kendi aralarında keskin cebelleşmeye durmuş sağ siyaset, belde halkını tedirgin ediyor. Bu durumda birinci seçenek CTP’nin adayıdır, olmazsa Alanlı’dır ama Halil Orun kaybedecek…
Bu seçeneklerin tek bir sonucu olacak: UBP ve DPUG arasındaki işbirliği kendi kendini imha etmiş olacak… Dolaysıyla, kriz var ve bu kriz cumhurbaşkanlığı seçim hesabı yapan Eroğlu’nu da kapsıyor. Durumu kurtarmak için UBP, DPUG’ye Alanlı’nın adaylığını geri çekmesi için 3 gün süre vermiş… Ama bu arada da bir adım attı… Geçen seçimlerde UBP Girne Belediye Başkan adayı olan kişi, bağımsız aday olduğunu ama UBP isterse partisinden aday olabileceğini kamuoyu ile paylaştı… Bu apaçık DPUG’ye bir ihtardır çünkü işbirliği uzlaşısına göre Girne’den aday DPUG’den olacaktı ve UBP de destekleyecekti…
Ve artık ipin ucu kaçtı… Serdarlı’da şimdiki UBP’li başkana bağımsız rakip çıkarıyorlar, Çatalköy’de de, Lefkoşa’da da… Gönyeli’de DPUG örgütü dağıldı, Lefke kaynıyor, Dipkarpaz çalkalanıyor… Alsancak’ta UBP’li başkana karşı DP bir bağımsızı destekleyecek… Örnekler çok…
Bu durumu bir başka açıdan daha yorumlamak gerek… UBP ve DPUG, ala ve vala ile, yerel seçimlerde işbirliği yapacağını açıklamıştı ve işbirliğinin devam da edeceğini, hatta birlikte hükümet de olabileceklerini söylemişti. Bunlar anlaştığının ertesi anından itibaren kapışmaya başladı, anlaşmaya uymuyorlar… Ve belli ki diğer işbirlikleri de olmayacak!.. Yani bunların 26 milletvekili ile hükümet olmaları hayal, olmaya kalkışırlarsa yurttaş için kabus… Eroğlu’nun bunların ortak adayı olması mümkün ama böyle çatışmalı tarafların Eroğlu’na ne hayırı olacak?!.
Kriz var, kriz!..
UBP ve DPUG yerel seçimler işbirliğinde derin kriz var… Cumhurbaşkanlığı seçimi için Eroğlu’nun ortak aday olmasında kriz var… Bu krizler nedeniyle, CTP-BG’yi tehdit edemeyen DPUG ile UBP’nin krizleri var…
Hükümet krizine gelince… CTP-BG hükümetin varlığının belirleyici tarafıdır. Bu hükümet sonlanacaksa, CTP-BG istediği için olacak; yenisi kurulacaksa da CTP-BG istediği ile kuracak. CTP-BG illa ki hükümette mi olacak?! Hayır… Ama, Kıbrıslı Türkleri sağ siyasetin ceberrut hükümetlerine bırakmamak da CTP-BG’nin sorumluluğudur; Kıbrıs sorunu görüşme sürecini Eroğlu’na terk etmemek de CTP-BG’nin sorumluluğudur.
CTP-BG, tahriklere kapılmadan, sağ siyasetin parti ve unsurlarının kendi arasındaki üleşim kavgasının krizlerine kapılmadan sakin ve sorumlu davranacak, her attığı adımın sonrasının neler getireceğini de iyi hesaplayarak siyaset yapmaya devam edecek…
Neticede, CTP-BG Kıbrıslı Türklerin umudunun dürüst ve ilerici partisidir ve Kıbrıslı Türklerin geleceğine dair sorumlulukları var… Bunda kriz yok…