Devrim DEMİR
Mart ayında ortaya çıkan salgın sonrası ülkede birçok şey değişti, suçlar patladı. Ekonomik çaresizliğin yüzü son altı ayda mahkemelere de yansıdı.
Ceza mahkemelerindeki suçların başında ‘şiddet’, ‘ev açma’ , ’dolandırıcılık’ ve ‘sirkat’ suçları son dönemlerde dikkat çekti.
Hukukçular, ülkenin altı aydır ciddi bir değişim içinde olduğunu salgın sonrası baş gösteren işsizlik, kapanan iş yerlerine yükselen dövizin de eklendiğini belirtti. Mahkemelerinde de randevu sistemi ile çalıştığına dikkati çeken hukukçular, alacak verecek davalarında sistemin zaten çok yavaş ilerlediğini, pandemiden dolayı bu işleyişin tamamen durma noktasına geldiğini ifade etti.
YENİDÜZEN’e konuşan hukukçular, artan döviz nedeniyle işsizliğin gözle görülür şekilde kapıda olduğunu, çaresiz kalan birçok insanın da suça yöneldiğini belirtti.
Avukat Ramadan Sanıvar: “Ciddi suçlar mahkemeye yansıyacak”
“Ev açma, sirkat, dolandırıcılık suçları bu yaşananlardan sonra mahkemeye yansıyacak. Ülkede çok sayıda yabancı işçi statüsünde bulunan kişiler var. Bu insanların birçoğu ülkelerine dönemediği gibi, işlerini de kaybetti.”
Ülkede yaşanan salgın ve ekonomik krizin ciddi suçlara etken olacağını ifade eden avukat Ramadan Sanıvar, yaşanan krizin insanlarda çaresizlik olarak etki göstereceğini kaydetti.
Sanıvar, “Ev açma, sirkat, dolandırıcılık suçları bu yaşananlardan sonra mahkemeye yansıyacak. Hukuk davalarında sistem çok uzun zamandır tıkanmış durumdaydı. Temmuz ayında görüşülen tüm davalar olağan üstü nedenlerden ötürü Ekim, Kasım aylarına aktarıldı, randevu sistemi ile çalışan mahkemelerde hukuk davaları çok az görüşülmekte. Salgın, dövizin yükselişi mahkemelere çok farklı yansıyacak, krizin getirileri o zaman fark edilecek. Ülkede çok sayıda Türkiye kökenli ve yabancı işçi statüsünde bulunan kişiler var. Bu insanların birçoğu ülkelerine dönemediği gibi, işlerini de kaybetti. Borçlalarını ödeyemeyenler, aç dolaşanlar var, bu patlama insanları suça teşvik edecek. Dünya genelinde bunların birçok örneği var ve hükümet bir an önce bu krize dur demeli” dedi.
Avukat Sonuç Koyuncu: “İnsanlar zorda kalınca hatalara müsait”
“Alacaklı alacağını alamaz duruma geldi. Ciddi bir işsizlik baş gösterdi. İnsanlar zorluklarla karşılaşınca hatalara daha çok müsait oluyor”
Avukat Sonuç Koyuncu, ülkenin içinde bulunduğu sürecin en az 1 yıl daha süreceğini belirterek bu kaos ortamında mahkemelerin de iyi işleyemediğini söyledi. Koyuncu, insanların alım gücünün çok düştüğünü 1 yıllık sürecin çok ciddi bir süreç olacağını kaydetti.
Koyuncu, “Alacaklı alacağını alamaz duruma geldi. Ödemeler yapılamıyor özel sektörün durumu zaten bu süreçte belli, işlerin düşmesi nedeniyle ciddi bir işsizlik baş gösterdi. Salgının ardından dövizin çok hızlı dalgalanması bunlar yurttaşın yaşayacağı kaos ortamını belirler. İnsanlar zorluklarla karşılaşınca hatalara daha çok müsait oluyor” dedi.
Avukat Özgü Özkul Özyiğit: “Geçim derdi korkunç boyutta”
“Çaresizlik bu yaşananların insanları suça itecek. Cebinde ekmek parası olmayan insanlar var, salgın, yükselen döviz nedeniyle işini kaybedenler var”
Avukat Özgü Özkul Özyiğit, ülkenin durumunun gerçekleri gösterdiğini geçim derdinin her geçen gün arttığının gözlemlendiğini söyledi. Özyiğit, bankadaki davaları katlanarak arttığını da belirtirken, mahkemelerde bu süreçte görülen davaların yok denecek kadar az olduğunu vurguladı.
Özyiğit, “Kimsenin suç işlemesini istemiyorum ama çaresizlik bu yaşananların insanları suça itecek. Cebinde ekmek parası olmayan insanlar var, salgın, yükselen döviz nedeniyle işini kaybedenler var. Hükümet bu süreçte üç maymunu oynamaktan vazgeçmiyor, salgın sonrası dövizin artış göstermesi insanları ciddi bir çaresizliğe itiyor. Yurttaş her zamanki gibi kaderine terk edilirken, bir hukukçu olarak hükümetin sermaye hükümeti olduğunu vatandaşın olmadığını belirtmek isterim.”
Avukat Mehmet Kaptan Bensen: “Birçok olayın temelinde ekonomik kriz var”
“Birçok olayın temelinde ekonomik kriz var. Psikolojik olarak da yurttaşlar ciddi bir yıkım içinde”
Avukat Mehmet Kaptan Bensen, son zamanlarda artış gösteren birçok adli olayın temelinde ekonomik kriz olduğunu söyledi. Yaşanan pandemi sürecinden sonra yükselen dövizinde ciddi etkileri olduğunu ifade eden Bensen, aç kalan insanların suç işlemeye başlayacağını artan suçların ise mahkemeler tarafından nasıl başa çıkılacağının tartışılır olduğunu söyledi.
Bensen, “Psikolojik olarak ta yurttaşlar ciddi bir yıkım içinde. Yargıtay Ceza, hukuk mahkemeleri tıkanmış durumda. İnsanlar mahkemeye, gidip gelmekten bunaldı. Tüm bu ekonomik çıkmaza dövizin de yükselişi eklendi. Avukatlarda bu süreçten nasibini almaya başladı. Ciddi bir krizin içinde sürüklenip gidiyoruz.”
Avukat Barış Mamalı: “Halk maddi yıkım yaşıyor”
“Herkes birbirinden alacaklı durumuna geldi ve kaos ortamı oluştu. Şiddet, kapkaç ve soygun suçlarında artış olacak”
Avukat Barış Mamalı, ülkede aylardır olağan üstü beklenmedik bir durumun yaşandığını kaydetti. Bu sürecin de uzun bir süre devam edeceğini ifade eden Mamalı, yaşanan salgın sürecinde ülke insanının maddi manevi ciddi şekilde zarar gördüğünü kaydetti. Özellikle salgın dönemi ve sonrasında en çok özel sektörün maddi manevi zarar gördüğüne dikkati çeken Mamalı, “Yaşadığımız bu süreçte en büyük yıkımı devletten maaş almayan özel sektör çalışanları yaşıyor. Karantina süreci ortadan kalktı, onun enkazı devam ederken yükselen döviz krizi karşımıza çıktı. Halk maddi yıkım üstüne yıkım yaşıyor. Özel sektör çalışanlarının kayıplarını giderebilmek için yöneticiler ne yapıyor? Ortada koca bir hiçlik yol izlerken, döviz krizi halkı salgından daha çok vurdu.”
“Sahipsiz bırakılmış, tokat yemiş bir halk var”
Birçok insanın borcunun döviz üzerinden de olduğunu ifade den Mamalı, artış gösteren dövizin inanılmaz uç rakamlara ulaştığını hükümet edenlerin hiçbir tedbir almadan insanları büyük bir kaosa sürüklediğini söyledi.
Mamalı, “Bu ülkede kendine hükmetmeyen yapılar var bu yapılar para akışını sağlayan kurumlara karşı eziktirler. Sahipsiz bırakılmış, tokat yemiş bir halk var.”
“Mahkeme kararları uygulanması doğru zamanlama değil”
Ülke şartlarına göre ‘haciz’ olayının konuşulmasının yanlış bir zamanlama olduğunu da kaydeden Barış Mamalı, döviz ve salgın enkazı altında kalan bir halka mahkemenin kararlarının uygulanmasının doğru bir zamanlama olmadığını kaydetti.
Mamalı “Bu yaşanılan süreçten bir hukukçu olarak ben de çok etkilendim. Devlet denilen yapı ne halkın, ne hukukçunun yanında olmadı. Herkes elindeki harcadı ve harcamaya devam ediyor. Avukatlarında yaşanılan bu iki ciddi süreçten çok kayıpları var. Mahkemelerde istediğimiz gibi iş yapamıyoruz, mahkemenin randevulu sistemine göre ofise geliyoruz. Bu işleyiş hukukçulara da ciddi bir tırpan vurdu. Her sektör gibi avukat kesimde ciddi zararlarla karşı karşıya kaldı. Ben bu noktada bir hukukçu olarak hacizlere karşıyım bu ciddi bir vicdansızlıktır” dedi.
“Ekonomik kriz suça itecek”
Yaşananların bir biri ile bağlantılı zincir olduğunu kaydeden Mamalı, alacak verecek olaylarının da vatandaşı çaresizliğe sürüklediğini ifade etti. Paylaşım dönemi olması gerekirken, insanların ciddi çaresizlik yaşadığını belirten Mamalı, “Herkes birbirinden alacaklı durumuna geldi ve kaos ortamı oluştu. Geçmişte komşumuz güney benzer bir durumla karşılaştı aldığı tedbirlerle hafif bir şekilde ekonomik bozukluğu atlattı. Pandemi sonrası her gün iş yerleri kapılarına kilit vurmaya başladı, aç kalan insanlar var. Başta ülkede çalışma izni ile bulunan işsiz kalan çok sayıda insan var, bu çaresizlik insanları çok ciddi suçlara itecek. Şiddet, kapkaç ve soygun suçlarında artış olacak.”