Krizin adı: 7 Ocak 2018

Mert Özdağ

Aslında siyasetteki son istikrarsızlık 2018’le başlar.

Hatırlayın, 7 Ocak seçimleri öncesi ve sonrasını…

Zira seçim dönemini, hem oy sayımındaki kriz, hem de koalisyon konusundaki kilitlenme 'geride' değil gündemde, hatta ileride tutmuştu.

UBP’nin başında Hüseyin Özgürgün vardı.

Hasbelkader UBP birinci gelmişti ancak kimse onunla hükümet kurmak istemiyordu.

CTP, HP ve TDP, UBP ile koalisyon kurmak istemiyordu.
3 partinin de temsilcileri bunu çok net açıklamışlardı.
Evet, seçim sonucunda UBP birinci parti olarak çıkmayı başarmıştı, bu önemli bir başarıydı ancak, UBP’nin dışında oy veren büyük kitle de “UBP’sizliğe” oy vermişti.

Bu rakam % 65’e denk geliyordu. Yani UBP birinciydi ama siyasi konjonktürde azınlıktı!

                                                                 ***

Hem kişisel çıkar adına attıkları bütün adımlar- (ki bunda partizan istihdamdan tutun da oy satın almaya, kamu arazilerini peşkeş çekmeye kadar gidebilirsiniz) hem de yaratılan seçmenler işe yaramıştı ancak…
Bastıra bastıra, ite kaka tüm bu adımların tamamı % 35 etmişti!
Hayrını görmediler, hükümet yar olmamıştı!

Neler yaşadılar, neler yaşattılar topluma 2 yılda!

Seçimden birinci gelen başkanları ortak bulamadı, başbakan olamadı.

Seçimden birinci gelen başkanlarının dokunulmazlığını kaldırdılar, sırf HP istedi diye!

Sonra? Sonrasında kurultayla yeni başkan seçtiler, o başkan başbakan, sonra Cumhurbaşkanı oldu.

Bu kez HP kaçtı onlara… HP’siz çoğunluk olmak için ortak aradılar, YDP-DP eklektiği üzerinde çalışıp, dokunulmazlığını kaldırdıkları eski başkanı İstanbul’dan adaya çağırdılar.

O da olmadı, herkesle hükümet konuştular, yapamadılar, zaten hükümet konuşan da parti başkanı değildi, vekaleten başkandı!

Çünkü kurultayda da kriz yaşadılar.

Kendi başkan ve başbakanlar, vekalet bırakmadan Cumhurbaşkanı olunca parti başkansız, hükümet de başsız kalmıştı.

Kurultayda başkan seçemediler, ikinci turu gerçekleştiremediler, adaylar baskıyla çekildiler…

Gele gele buraya kadar geldiler…

Şimdi hem kendilerine hem de memlekete kaos yaşatıyorlar.

                                                                 ***
2018’de olayın başka yüzleri, başka tarafları da vardı hiç kuşkusuz!

Hükümet UBP’siz kurulmuştu, 4’li şekilde…

Şimdi yine UBP ortak bulamıyor, tıpkı 2018 gibi…

Bulsa da zaten en fazla 6 ay gidecek.

Krizin mimarı UBP’nin ta kendisi ve UBP için çekişmelerdir.

Buna ek HP’nin ‘git gel’ tavrı da yaşananların sebeplerinden biridir.

7 Ocak seçimi UBP için krizin sonucuydu, UBP’siz hükümet de bu yüzdendi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, öncesi, sonrası da hep aynı krizin sonucudur.

UBP iktidar olmuş, seçim kazanmış ancak toplumu siyasi krizlere sokmayı da marifet saymıştır.

Seçim gecesi dediğim gibi; 2018’de sandıktan kaos çıkmıştı!

Hala o kaosun sonuçlarını yaşıyoruz.
Herkes bir şekilde oyunu kullanmış, ortaya da bu karmaşık durum çıktı.
Ne üzülecek, ne de sevinecek zaman var.
Zira bu sonuç kimseye yar olmaz.
Kimseye sevinç ve üzüntü getirmez.
Hiç kimseye…
Sadece bir geçiş dönemidir yaşadığımız.

Ancak çok uzun sürdü, gereksiz sürüncemede kaldı.

2 yılın sonunda erken seçim dengeleri yeniden belirleyecek, durumu normalleştirecektir.

Başka çaresi de kalmamıştır.