Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), “temel eğitim sistemini değerlendirme çalışması” yaptı, basın toplantısı ve panel düzenledi.
Sendika lokalinde düzenlenen basın toplantısı ve panelde, temel eğitimin genel durumu, pandemi döneminde eğitim, yeni eğitim dönemi ve alternatif eğitim uygulamaları değerlendirildi.
KTÖS tarafından yapılan bilimsel çalışmada, ülkede eğitime ilişkin paydaş, öğe ve uygulamaların her birinin yeterliliği ve yetersizliği ölçülerek, özellikle pandemi döneminde öğretmenlerin ve genel toplumun eğitimin kalitesi, ulaşılabilirliği ve ilgili Bakanlığın eğitim-öğretimi yönetebilme durumu ve uygulamaları konusundaki görüşleri ölçüldü.
KTÖS Konferans Salonu’ndan düzenlenen basın toplantısında, KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, Eğitim Sekreteri Burak Maviş ve KTOEÖS Genel Sekreteri Selma Eylem birer konuşma yaptı.
Konuşmaların ardında Prologue Consulting Direktörü Mine Yücel yaptığı anketin sonuçları hakkında; Doç. Dr. Ahmet Güneyli ile Dr. Özlem Dağman ise “Kıbrıs Türk Eğitim Sistemini Yeniden Düşünmek” konulu sunum gerçekleştirdi.
Ardından öğretmenlerin eğitim sistemlerindeki sorunlar, çözümler ve taleplerini içeren görüntüleri slayt şeklinde izletildi.
Toplantıda, Eğitim Bakanlığı’ndan, siyasi partilerden ve çeşitli kurum ve kuruluşlardan temsilciler ve eğitimciler yer aldı.
ELCİL: “SALGIN SÜRECİNDE EN ÖNEMLİ KURUMLARIN BAŞINDA EĞİTİM VE SAĞLIK GELDİ”
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil konuşmasında, KTÖS’ün bilimsel çalışmalarla ülkeye katkı koymayı süreceğini belirtti.
Elcil, Covid-19 konusunun ülkeyi de yakıdan etkileyen bir süreç olduğunu ve dünyanın küçük bir virüse karşı çaresiz kaldığının gözlemlendiğini söyledi.
Salgın sürecinde en önemli kurumların başında eğitim ve sağlığın geldiğinin görüldüğünü ve bunlardan asla vazgeçilmemesi gerektiğinin ortaya konduğunu dile getiren Elcil, eğitim konusunun temel insan hakkı olduğunu vurguladı.
Devletin eğitim ve sağlık alanına yeterli yatırım yapılmadığını söyleyen Elcil, özellikle eğitim alanı ile ilgili siyasi kararların bilimsel kararların önüne geçtiğini ve şu ana kadar bakanlığın eğitim yılının nasıl açılacağı konusunda bir çalışmasının olmadığını belirtti.
Kamusal ve parasız bilimsel demokratik eğitim isteniyorsa bakanlık yetkililerinin daha ciddi çalışma yapması gerektiğini dile getiren Elcil, sendika olarak okullarda alınması gereken tedbirlerle ilgili çalışmalarını tamamladıklarını ve okulların Eylül ayında açılmasıyla ilgili ciddi endişeleri olduğunu kaydetti.
KTÖS’ün bilimsel çalışma yaptığını ve verileri paylaşacaklarını dile getiren Elcil, ülkenin “veri özürlü” olduğunu söyledi.
EYLEM: “ÇAĞDAŞ VE LAİK EĞİTİM İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ”
KTOEÖS Genel Sekreteri Selma Eylem de konuşmasında, çağdaş ve laik eğitim için mücadele verme tablosuyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Eylem, kamusal eğitimde yaşanan sorunları dile getirerek, halkın çocuklarının nitelikli eğitime erişimde sorunlar yaşadığının görüldüğünü kaydetti.
Eğitimin içinin boşaltılmaya çalışıldığını dile getiren Eylem, iki eğitim sendikasının çalışmalarıyla laik eğitim için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.
MAVİŞ: “AKADEMİSYENLERE DE YOL GÖSTERECEK”
KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş ise, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın “Temel Eğitim Sistemini Değerlendirme Çalışması” gerçekleştirdiğini ve bu çalışmanın, nitelikli kamusal eğitim politikası oluşturulmasına ve okulların yeniden güvenli bir şekilde açılmasına yönelik bir rehber olmasını umut ettiklerini kaydetti.
Maviş, temel eğitimin genel durumu, pandemi döneminde eğitim, yeni eğitim dönemi ve alternatif eğitim uygulamalarının değerlendirildiği çalışmanın, gelecekteki sendikal çalışmalara ışık tutacağını vurguladı.
Burak Maviş, bu çalışmanın eğitime bir veri tabanı oluşturacağı gibi, bu alanda çalışma yapmak isteyen akademisyenlere de yol göstereceğini kaydetti.
KTÖS ÇATISI ALTINDA AR-GE ENSTİTÜSÜ KURULDU
Maviş ayrıca, daha fazla çalışma yürütebilmek ve kamusal eğitimin niteliğini geliştirmek amacıyla KTÖS çatısı altında bir Ar-Ge Enstitüsü’nün kurulduğunu söyledi.
Yeni kurulan eğitim tabanlı web sitesi (ktosegitim.org) ile de dijital eğitim içeriği üretebileceğini, çevrimiçi eğitim verebilecek ve dijital kütüphane oluşturacak bir
kapasiteye de ulaşıldığını dile getiren Maviş, “Nitelikli Kamusal Eğitim Politikası” ve “Covid-19 Sonrası Okulların Yeniden Açılmasına Yönelik Rehber” konulu iki kitapçıkta da ortaya koydukları görüşlerle toplumun görüşlerinin örtüşmesinin kendilerini daha da motive edeceğini kaydetti.
Maviş sözlerini “‘Toplum sorunları ile öğretmenin sorunları iç içedir’ ilkesini benimseyen sendikamız, eğitim ve toplum sorunlarına çözüm üretmek amacıyla daha fazla sorumluluk almaya devam edecektir.” diye tamamladı.
YÜCEL: “GELECEĞE IŞIK TUTACAK”
Prologue Consulting Direktörü Mine Yücel de, anket sonuçlarını değerlendirerek, yapılan çalışmanın eğitim stratejileri açısından geleceğe ışık tutacağını söyledi.
Anketlerin sadece seçim amaçlı değil her alanda politika belirleme amacıyla kullanılması gerektiğine vurgu yapan Yücel, KTÖS’ün yaptığı çalışmanın eğitim politikalarının belirlenmesinde önemli bir rol oynayacağı umudunu ifade etti.
Yücel, konuşmasının ardından çalışmanın sonuçlarını sundu.
“KIBRIS TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİ YENİDEN DÜŞÜNMEK”
Doç. Dr. Ahmet Güneyli ile Dr. Özlem Dağman “Kıbrıs Türk Eğitim Sistemini Yeniden Düşünmek” konulu sunumlarında, öğrenci, Eğitim Bakanlığı, öğretmen, eğitim felsefesi, temel eğitim programları ve ders kitapları, ölçme-değerlendirme, kapsayıcı eğitim, dijital eğitim ve acil durumlarda eğitim konu başlıklarını değerlendirdi.
Öğrencilerin, okulda mutlu olmadığı dile getirilen sunumda, bunun sebeplerinin bilgi yığını ve zor konularla baş etmeye çalışmanın öğrenciyi okuldan uzaklaştırıldığı kaydedildi.
Öğrencinin okulla, günlük yaşam bağının koptuğu dile getirilen sunumda, öğrencinin “Ben bunları neden öğreniyorum” diye sorguladığını, teknolojik gelişmelere ayak uyduramayan okul ve öğretmenlerin öğrencilerin ilgisini yeterince çekemediği ve öğrencilerin, tek yönüyle geliştirmeye (akademik) çalışıldığı, diğer yönlerin ihmal edildiği ve eğitimin dört duvar arasına sıkışıp kaldığı vurgulandı.
YAPILMASI GEREKENLER
Güneyli ve Dağman, eğitimde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Bilimsel bir anlayış (Ar-Ge & Proje, Ölçme-Değerlendirme, Yetişkin Eğitimi, Öğretmen Eğitimi, Eğitim Teknolojileri birimleri) ve uzmanlaşma, Planlı bir eğitim (Stratejik plan) ve projeler, PDR ve Özel Eğitim Hizmetlerinin niteliğini artırma, bağımsız okul bütçeleri, yerel yönetimlerle işbirliği, eğitimle ilgili yasa, tüzük ve yönetmeliklerin güncellenmesi, kronik sorunlara ilişkin çözüm odaklı bir Eğitim Bakanlığı yapılanması, okul güvenliği ve sağlığına önem verilmesi, özel okullarla rekabet edebilecek kamu okulları.”
ACİL DURUMLARDA EĞİTİM…
Acil durumlarda eğitimin nasıl olması gerektiği de anlatılan sunumda, özellikle COVİD-19 ile ilgili bir genelge hazırlanması, okul yönetimlerinin bu genelgeye uymalarının sağlanması gereği ifade edildi
“Hastalık nedir, nasıl korunmalı, okulların alt yapısı ile ilgili yapılması gerekenler, taşımacılık, öğretimde yapılması gerekenler, teneffüs saatleri, uzaktan eğitim konularına yönelik kararlar alınıp uygulanması gerektiği” konularına da yer verilen sunumda, diğer ülkelerdeki uygulamalar ve örneklerin incelenmesinin önemi de vurgulandı.
Sunumda ayrıca, salgın dışındaki durumlara yönelik de (yangın, sel, deprem vb.) acil durumlarda eğitim planlamasının da yapılması gerektiği kaydedildi.
BİLİMSEL ÇALIŞMANIN VERİLERİ…500 ÖĞRETMEN VE TOPLUMDAN 500 KİŞİYLE GÖRÜŞÜLDÜ
KTÖS tarafından yaptırılan ve telefon yöntemiyle gerçekleştirilen anket çalışmasında ilköğretimde görev yapan 500 öğretmen ve genel toplumdan 500 kişiyle görüşüldü ve hazırlanan sorular yöneltildi.
Prologue Consulting Direktörü Mine Yücel tarafından hazırlanan ve analizi yapılan çalışmada, ilköğretimde eğitim stratejilerindeki durum tespiti, eğitimdeki yeterlilik/yetersizlik algısı, öğretmenler ve genel toplumun eğitime bakış açısı, beklentileri, talepleri ve karşılaşılan sorunların çözümünün yanı sıra pandemi dönemi yaşanan eksiklikler ve olması gerekenler ortaya konuldu.
YÜZDE 72.2’YE GÖRE “EĞİTİM BAKANLIĞI YETERSİZ”
Yapılan çalışmada, genel toplumun yüzde 72.2’sinin, öğretmenlerin ise yüzde 53.55’inin Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nı yetersiz bulduğu ortaya çıktı.
Ayrıca genel toplumun yüzde 70.85’inin devlet ilkokullarında verilen eğitim kalitesini yetersiz bulundu.
ÖĞRETMEN VE TOPLUMUN ÇOĞUNLUĞU KTÖS’Ü YETERLİ BULDU
Ankete göre öğretmenlerin yüzde 68.78’inin, genel toplumun ise yüzde 56.29’unun KTÖS’ün çalışmalarını yeterli buldu.
ÖĞRETMENLER EN ÇOK PDR HİZMETLERİ İLE OKUL SAĞLIĞI VE
GÜVENLİĞİNİ YETERSİZ BULDU
Çalışmada öğretmenlerin, yüzde 79.63’ü Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik hizmetlerinin kalitesinin yetersiz olduğunu vurgularken, yüzde 79.47’i ise
okullarda sağlık ve güvenlik durumunun yetersiz buldu.
EN YETERSİZ BULUNAN OKULLARIN DONANIMI, ALTYAPI, SAĞLIK VE GÜVENLİK
Genel toplumda ise en yetersiz bulunan başlıklar okulların donanımı ve altyapı imkânları ile okulların sağlık ve güvenlik durumu olmuştur. Genel toplumun
yüzde 82.53’ü okulların donanımı ve altyapı imkânlarını yetersiz bulurken yüzde 82.19’u ise okulların sağlık ve güvenlik durumunun yetersiz olduğunu
belirtti.
Öğretmenlerin ise yüzde 78.24’ü okulların donanım ve altyapı imkanlarını yetersiz bulundu.
ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERİN EĞİTİMİNDE SORUN DEVAM EDİYOR
Yapılan çalışmada özel gereksinimli bireylerin eğitiminde halen sorunların devam ettiğinin gözlemlendiği kaydedildi.
Öğretmenler arasında özel gereksinimli bireylerin eğitim kalitesini yetersiz bulanların oranın
yüzde 74.12 olduğu tespit edilirken, genel toplumun da yüzde 58.54’ünün bu hizmet kalitesini yetersiz bulduğu ortaya çıktı.
DERS KİTAPLARI VE ÖLÇME DEĞERLENDİRME GELİŞTİRİLMELİ
Öte yandan öğretmenlerin yüzde 57.34’ü, genel toplumun ise yüzde 64.21’i ilkokul eğitim programları, ders kitapları ve ölçme değerlendirme kapasitesini
yetersiz buldu.
VELİLERİN İŞBİRLİĞİ VE HİZMET İÇİ EĞİTİM YETERSİZ
Öğretmenlerin yüzde 65.31’i velilerin iş birliği ve yaklaşımlarını yetersiz bulurken 63.39’u ise yönetici ve öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimlerin
kalitesinin yetersiz olduğunu belirtti.
PANDEMİ DÖNEMİ
Çalışmada katılımcılara pandemi dönemiyle ilgili sorular da soruldu. Buna göre genel toplum devlet televizyonunda verilen eğitimin kalitesini en yetersiz
uygulama olarak değerlendirirken, öğretmenler Eğitim Bakanlığı’nın merkezi sınavlara ilişkin aldığı kararı da en yetersiz başlık olarak buldu.
“BAKANLIK ÖĞRENCİYE YETERİ KADAR ERİŞEMEDİ”
Yapılan çalışmada, yarıdan fazla öğretmen ve genel toplum katılımcısı, pandemi döneminde bakanlığın kamu okullarında eğitim gören öğrencilerin genelinin uzaktan eğitime erişebilirliğini sağlama durumunu yetersiz buldu.
Devlet televizyonunda verilen eğitim kalitesi yarıdan fazla öğretmen tarafından yetersiz bulunurken toplumun yüzde 65.66’sı da bu hizmeti yetersiz buldu.
Eğitim Bakanlığı’nın merkezi sınavlara ilişkin aldığı kararlar öğretmenlerin yüzde 61.93’ü, genel toplumun ise yüzde 59.26’sı tarafından yetersiz bulundu.
“BAKANLIK PAYDAŞLARIYLA YETERLİ İŞBİRLİĞİ YAPMADI”
Ayrıca pandemi döneminde öğretmenlerin yüzde 60.7’si, Bakanlığın salgın sürecinde eğitim paydaşları (sendika, STO, üniversite, yerel yönetim ve aileler) ile iş birliği yapmadığını belirtti.
DEZAVANTAJLI ÖĞRENCİLER UZAKTAN EĞİTİMDEN YARARLANAMADI
Öğretmenlerin yüzde 73.92’si, genel toplumdan katılımcıların ise yüzde 71.29’u dezavantajlı öğrencilerin salgın döneminde uzaktan eğitimden yararlanma
durumlarını yetersiz buldu.
Öğretmenlerin yüzde 61.86’sı salgın döneminde ailelerin çocuklarının eğitimine ilişkin eğitim bakanlığı, okul ve öğretmenlerle ilişki kurmadığını belirtti.
EĞİTİMDE YENİ DÖNEM…
Eğitimde yeni dönemde yapılması gerekenlere ilişkin öğretmen görüşlerinde öne çıkan iki başlık, Eğitim Bakanlığı’nda uzaktan eğitim biriminin kurulması ve öğretmenlerin uzaktan eğitime yönelik hizmet içi eğitim almaları oldu.
Öğretmenlerin yüzde 97.75’i, Eğitim Bakanlığı’nda uzaktan eğitim biriminin kurulması gerektiğini, yüzde 96.74’ü ise öğretmenlerin uzaktan eğitime yönelik hizmet içi eğitim almaları gerektiğini belirtti.
Eğitimde yeni dönemde yapılması gerekenlere ilişkin genel toplum görüşlerinde ise öne çıkan iki başlık, öğrencilerin pandemiyle baş edebilmeleri için okullardaki PDR hizmetlerinin geliştirilmesi ve 2019-2020 Bahar Dönemi eğitim kayıplarının giderilmesi için çalışmalar yürütülmesi olarak sıralandı.
Genel toplumun yüzde 97.91’i öğrencilerin pandemiyle baş edebilmeleri için PDR hizmetlerinin geliştirilmesi, yüzde 98.08’i ise 2019-2020 Bahar Dönemindeki eğitim kayıplarının giderilmesi için çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etti.
ALTERNATİF EĞİTİM UYGULAMALARI DA ÖLÇÜLDÜ
KTÖS’ün yaptırdığı araştırmada, ilköğretimde alternatif eğitim uygulamalarına ne derece yer verildiğini tespit etmek için öğretmenlere ve topluma sorular yöneltildi. Alternatif eğitim uygulamalarında öğretmenler hiç uygulanmayan veya en az uygulanan beş başlığı şöyle belirledi:
“LGBT konularına duyarlılık, anadili Türkçe olmayan öğrencilere hazırlık, toplumsal cinsiyet eğitimi, şiddet karşıtlığına yönelik eğitim, zorbalığı
engelleyici yaklaşımlar.”
Alternatif eğitim uygulamalarında genel toplumun hiç uygulanmayan veya en az uygulanan beş başlığı şöyle belirledi:
“LGBT konularına duyarlılık, istismarı engelleyici yaklaşımlar şiddet karşıtlığına yönelik eğitim, zorbalığı engelleyici yaklaşımlar, toplumsal cinsiyet eğitimi.”