Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, COVID-19 pandemi süresi içerisinde DSÖ’nün vurguladığı gibi politik kararlarla değil, bilimsel ve şeffaf kararlarla yol alınması gerektiğini, ancak bu şekilde toplumun güvenin tam olacağını ve bu zorlu süreçten en az kayıpla çıkılabileceğini vurguladı.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Sorumlusu Dr. Emre Y. Vudalı yaptığı yazılı açıklamada, COVID-19 pandemi sürecinde açılmaların yaşadığı bu günlerde ülke olarak dikkatli olunması gerektiğini, açılma sürecinde tedbirler kaldırılıp sınırlar açılırken, sağlık sistemi üzerine yük gelmeyecek şekilde, düşük riskten daha yüksek riske, kademeli olarak hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.
“HER AÇILIM, HASTALIK ÖNGÖRÜ SEVİYESİNE GÖRE YAPILMALI”
Her açılım kararının, toplumdaki COVID-19 hastalık öngörü seviyesine göre yapılması gerektiğine dikkat çeken Vudalı, açılım kararlarının 2-3 hafta sonraki hastalık görülme sıklığı ile direkt ilişkili olduğundan, sağlık sisteminin performansına (sağlık sistemi üzerindeki yük) göre alınması gerektiğine işaret etti.
Sağlık Bakanlığı’nın her açılma kararının etkisini epidemiyolojik projeksiyon çalışması ile değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Vudalı, beklenen hasta sayısı ile yatak, tanı ve tedavi hizmetlerinin bu sayıyı karşılayabilme oranın çok önemli olduğunu, aksi takdirde hastalığın kontrolsüz bir şekilde artacağını belirtti.
Açılma sürecindeki ülkelerin risk kategorizasyonunun iki önemli kritere göre değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Vudalı, bunları “COVID-19 ile mücadeleye hazırlık, toplum içerisindeki aktif COVID-19 epidemiyolojik verileri (son 14 günde 100,000’deki aktif hasta sayısı)” olarak açıkladı.
Ancak bu şekilde bilimsel ve güvenli bir kategorizasyon yapılabileceğini belirten Vudalı, KTTB olarak Sağlık Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:
“Ülkelerin risk kategorizasyonu hangi bilimsel verilere göre ve hangi bilim kurulu kararına göre hazırlanmıştır?
Günümüzdeki açılma süreci içerisinde COVID-19 hasta projeksiyon çalışması nasıl yapılmıştır?
1 hafta, 2 hafta, 4 hafta sonra ve ilerleyen aylarda beklediğiniz hasta sayısı kaçtır? Mevcut sağlık sistemimiz, bu sayıyı yatak, tanı ve tedavi açısından karşılayabilecek durumda mı?”