Fezile A. Öksüz
Turgay Deniz, Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulayıcısı Ticaret Odası’nın başkanı olarak TAK muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtladı. Deniz, özellikle Kıbrıs’ın güneyi ile kuzeyi arasında son günlerde hareketlenen kaçak ticaretle birlikte yeniden gündeme gelen Yeşil Hat Tüzüğü ile 14 yılda yapılan ticaret ve karşılaşılan sorunları dile getirdi.
“2017’DE 4.7 MİLYON EURO’LUK TİCARET YAPTIK”
Turgay Deniz, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde 2017’de 4.7 milyon Euro’luk bir ticaret gerçekleştirildiğini belirtti. Önceki yıla göre yüzde 6’lık bir artışın meydana geldiği Yeşil Hat Ticareti’nde ilk sırada plastik ürünler geldiğini kaydeden Deniz, 1.5 milyon Euro’luk plastik kutu, şişe, torba, kapı ve pencere satışının yapıldığını kaydetti. Deniz, 2017’de 800 bin Euro’luk taze balık, 800 bin Euro’luk mermer, traventen ve mozaik gibi inşaat malzemeleri ve 540 bin Euro’luk hurda ve atık ürün satıldığını söyledi.
Güneye satışı yapılan en önemli tarım ürünü patatesin satış miktarında yüzde 25’lik düşüş meydana geldiğini kaydeden Deniz, 2016’da 469 bin 486 Euro değerinde patatesin satıldığı Kıbrıs’ın güneyine 2017’de 350 bin 363 Euro’luk bir satış yapıldığını belirtti.
Deniz, “Satışı düşen diğer ürünler ise plastik ve seramik ürünlerdir. Plastik çanta ve kutu satışında yüzde 26, seramik ürünlerin satışında ise yüzde 67’lik düşüş meydana geldi” dedi.
“14 YILDA BİR ARPA BOYU YOL DAHİ KATLEDEMEDİK”
Turgay Deniz, Kıbrıslı Türklerin ürettiği yerel ürünlerin, alıcı bulunması halinde, rahatlıkla Kıbrıs’ın güneyine satışının yapılması amacıyla hazırlanan tüzüğü 14 yıldır uyguladıklarını ancak bir arpa boyu yol dahi katledilmediğini belirtti. Deniz, “Hep 4 milyon Euro civarındadır. Bir dönem bir artış oldu, o da elektrik santrallerinin patladığı dönem onlara sattığımız elektriktir” şeklinde konuştu.
Deniz, şöyle devam etti:
“En yüksek ihracat rakamımız plastiktedir. 4 milyon Euro’luk satışın 1.5 milyonu plastik malzemelerdir. Ancak Güney Kıbrıs’ın plastik ithalatına bakıldığı zaman, 22 milyon Euro’luk bir ithalattan söz ediyoruz. Yani 22 milyonun 1.5 milyonunu bizden alıyorlar. Bu da toplam ithalatın yüzde 6’sıdır. Çok da büyütülecek bir oran da değildir. Sattığımız 850 bin Euro’luk mozaik, Rum tarafının toplam mozaik ithalatının 27 milyon Euro olduğu göz önünde bulundurulduğu zaman, çok düşük bir rakamdır. Bizden aldıkları patates bile 350 bin Euro civarındadır. Oysa Güney Kıbrıs’ta 4.6 milyon Euro’luk patates satışı yapılıyor”.
“HEM FİYAT, HEM DE KALİTE AVANTAJI VAR ANCAK MENŞEDEN DOLAYI ARTMIYOR”
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, 2017’de, 2016’ya göre Yeşil Hat Ticaret’nin yüzde 6 arttığını ve 4 milyon 400 bin Euro’dan 4 milyon 700 bin Euro’ya yükseldiğini ancak bu oranın en az yüzde 80 olması gerektiğine inanıyor.
“Satılan ürünün hem fiyat avantajı, hem de kalite avantajı var ancak Kıbrıs Türk menşeli olduğu için talep olmuyor” diyen Deniz, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde Kıbrıs’ın kuzeyinden alınan ürünün, Kıbrıs Rum tarafının 2017’de gerçekleştirdiği 8 milyar Euro’luk genel ithalatın sadece yüzde 0.06’sını oluşturduğuna işaret etti.
Turgay Deniz, sık sık bir araya gelerek, birlikte proje yaptıkları Kıbrıs Rum Ticaret Sanayi Odası’ndan Yeşil Hat Tüzüğü’nün geliştirilmesi konusunda kendilerine yardımcı olmasını istediklerinde “Sizden getirilen mallar piyasada haksız rekabet yarattığından biz hiçbir zaman Yeşil Hat Ticareti’ni desteklemeyiz” yanıtını aldıklarını belirtti.
Deniz, “Ticaretin dini milliyeti yoktur deniliyor ama maalesef burası Kıbrıs ve hesaplayamadığımız etkenlerle karşı karşıyayız” ifadesini kullandı.
“GÜNEY’DE EN BÜYÜK ENGEL PSİKOLOJİK.. MERMER KONUSU EN BELİRGİN ÖRNEK”
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, 14 yıl önce hazırlanan Yeşil Hat Tüzüğü’nün gelinen aşamada kapsamının genişletilmesinin şart olduğunu ve AB Kıbrıs Masası ile bu konu üzerinde çalıştıklarını ancak ürün çeşidi çoğaltılsa bile ticaretin artması için en büyük engelin yani Kıbrıs’ın güneyindeki psikolojik engellerin yok edilmesi gerektiğini belirtti.
Deniz, “Nedir bu engeller? Kuzey Kıbrıs’tan mal alan üzerinde baskı kuruluyor. Mermer konusu da bunun en belirgin örneğidir. Mermer alınır, yere döşenir ve bu mermerin Türk kesiminden alındığı öğrenilince, bizim okula nasıl olur da Türk mermeri konur diye düşünen zihniyet bu mermeri sökmeye kadar gidiyor. Ve ‘Aranan kıstaslara uygun değildir’ deniliyor” dedi.
Deniz, 2017’de seramik ve fayans satışında yüzde 67’lik düşüş olduğuna vurgu yaptı.
“PATATES SATIŞI, BASKIDAN DOLAYI DÜŞTÜ”
Turgay Deniz, Güney Kıbrıs liderliğinin Yeşil Hat Ticareti’ni açık ve net bir şekilde desteklememesinin de ticareti olumsuz etkilediğini belirtti.
Deniz, 2016’da 469 bin Euro olan patates satışının 2017’de yüzde 25 gerileyerek, 350 bin Euro’ya düştüğüne işaret ederek, bu düşüşün, patates alımı aleyhinde Kıbrıs’ın güneyinde yapılan yayınlar ve patates alanlar üzerinde kurulan baskı olduğunu kaydetti. Deniz, “Yani Rum Tarım Bakanı çıkar da aleyhte açıklama yaparsa, bu insanları tehdit etmek anlamına gelir. Bir bakan bunu söylerse, bunu yapmayın demektir. Dolayısıyla tüccar bizden mal almaya çekiniyor” dedi.
Karşı tarafta hakim olan zihniyet değişmedikçe bu rakamın artmasının pek mümkün görünmediğine işaret ederek, yaptıkları her türlü işbirliği girişiminin “çözümden sonra” diyerek ötelendiğini belirten Deniz, şöyle devam etti:
“Çözüm ama ne zaman? Onlar ısrarla çözümden sonra, biz ise çözümden önce diyoruz. Zaten bu öteleme Yeşil Hat Tüzüğü’nün ruhuna da aykırı. Eğer sizin muradınız çözümse, çözüm öncesinde ne yapılabileceğini açık yüreklilikle ortaya koymanız gerekir.”
“AKARYAKIT KONTROLÜNDE DE AMAÇ PSİKOLOJİK BASKI”
KTTO Başkanı Turgay Deniz, geçiş noktalarında araçlarda yapılan akaryakıt kontrolünün de insanlar üzerinde psikolojik baskı kurmak amacıyla yapıldığını ve hiçbir yasal dayanağı olmadığını belirterek, “İnsanların gelmesini, alışveriş yapmasını engellemek çalışıyorlar” dedi.
Deniz, bireylerin ihtiyaç ve bütçesinin belirlediği karşılıklı alışverişe, insanları birbirine yakınlaştıracak ve iletişim kurduracak en önemli unsurlardan olduğundan ekstra bir sınırlama getirilmesine karşı olduklarını kaydetti.
Deniz, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin geçiş noktalarında kendi vatandaşına akaryakıt konusunda uyguladığı baskının neden olduğu endişe ve kaygıyı anında AB Kıbrıs Masası’na ilettiklerini belirtti.
Turgay Deniz, akaryakıttan sonra ilaç alımlarında da bir artış olduğu yönünde Kıbrıs Rum basını kaynaklı haberlerin hatırlatılması üzerine “Bu gibi alışverişleri engelleyemezsiniz. Kaçak yolla ya da başka yolla alacak. Bu, belirli zamanlarda, belirli ürünlerde karşılıklı geçişler olacaktır. Bunlar yaşanacaktır” dedi.
“ESAS İSTEDİĞİMİZ DOĞRUDAN TİCARET”
Turgay Deniz, esas isteklerinin doğrudan ticaret olduğunu ve bunda ısrarcı olmalarına rağmen Yeşil Hat Tüzüğü’nün geliştirilmesi ve sıkıntıların aşılması için AB Kıbrıs Masası’yla sürekli görüştüklerini belirtti. Deniz, “Biz Yeşil Hat Ticareti’nin yürümediğini, yürümeyeceğini, istenilen amaca hizmet etmediğini ve bizim ekonomimize yardım edilecekse, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün işler hale gelmesi gerektiğini her ortamda dile getirdik” ifadesini kullandı.
Deniz, “Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün uygulamaya girmeyecek gibi görünüyor. AB, sizin şikayet ve taleplerinize karşılık ticaretin artırılmasına yönelik ne gibi öneri getirip, girişimde bulunuyor?” sorusuna ise, AB Komisyonu ile Yeşil Hat Tüzüğü’nün geliştirilmesine yönelik çalışmalarının sürdüğünü ve kapsamın genişletilmesine yönelik hazırlıkların son aşamaya girdiğini söyleyerek yanıt verdi.
Turgay Deniz, Türkiye’den gelen suyun kullanılmaya başlamasıyla tarım sektöründe bir atılım beklediklerini ve bölgede söz sahibi olma hedefini başarmaları halinde yeni pazar bulmanın şart olacağını belirtti.
“BİREYLERE TANINAN ALIŞVERİŞTE BİR ÜRÜN YA DA MİKTAR SINIRLAMASI YOK”
Deniz, son günlerde iki ülke arasında yaşanan et ve akaryakıt kaçakçılığının Yeşil Hat Tüzüğü’yle ilişkilendirilerek yapılan tartışmalara ilişkin soruyu da , “Yeşil Hat Tüzüğü, bizim ürettiğimiz ürünleri satabilmemiz için hazırlanmıştır. Bunun dışında bir de her iki taraftaki bireylere 260 Euro’luk alışveriş hakkı veriyor. Karşılıklı ticaret, işbirliği ve insanların birbirleriyle temas kurması için” sözleriyle yanıtladı
Bireylere tanınan alışverişte bir ürün ya da miktar sınırlaması olmadığını, hatta 1 litre alkollü içki ve 2 paket sigara da alınabileceğini kaydeden Deniz, bunun AB’nin uluslararası normu olduğunu ve değiştirilemediğini belirtti.
YEŞİL HAT TÜZÜĞÜ NEDİR?
Yeşil Hat Tüzüğü, kişiler ve malların yeşil hat üzerinden hareketlerini, başka bir deyişle KKTC’de üretilen ürünlerin Güney Kıbrıs’a satışını düzenlemek amacıyla 2004’te yapıldı.
Tüzük çerçevesinde ticaretin gerçekleşebilmesi için satışı söz konusu ürünün tamamen Kuzey Kıbrıs’ta yetiştirilmesi; ham maddesinin yurt dışından gelmesi durumunda ise Kuzey Kıbrıs’ta işleme tabi tutularak ve yeterli katkı sağlanarak, yeni bir ürün elde edilmesi gerekiyor.
Canlı hayvan ve balık hariç hayvansal ürünlerle süt ürünleri, Türkiye menşeli fıstık, fındık ve bunları ihtiva eden ürünler ve ekilmek üzere gönderilen canlı bitkilerin ise Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında dahi satışı yapılamıyor.
Kişiler kendi tüketimleri için beraberinde 260 Euro değerinde ürün, 1 litrelik alkollü içki ve 2 paket (40 adet) sigarayı herhangi bir vergi vermeden sınırdan geçirebiliyor.
Yeşil Hat Tüzüğü, Kıbrıslı Türker’in Yeşil Hat üzerinden Kıbrıs Rum Kesimine doğru yapacağı ticaretin yanı sıra AB vatandaşlarının Kıbrıs Türk tarafından Kıbrıs Rum Kesimine geçişlerini de düzenliyor.
2004 yılında Kıbrıslı Türklerin ekonomik gelişmesine yardımcı olmak üzere Yeşil Hat Tüzüğü ile birlikte hazırlanan Doğrudan Ticaret Tüzüğü ise, KKTC hava ve deniz limanları üzerinden AB ile doğrudan ticaret yapılmasını öngörüyor. Tüzük, “hukuki zemin tartışmaları” gerekçesiyle yaşama geçirilebilmiş değil.