Başbakan İrsen Küçük, yıllardır oturduğu Köşlüçiftlik Bölgesi’ni terk ediyormuş. Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre Başbakan Küçük, kendisine yeni bir yaşam alanı yaratıyor. Ama öyle böyle bir yaşam alanı değil. Bu yaşam alanı yaklaşık 10 eve eşdeğer…
Henüz ön hazırlıkları yapılan küçük villanın yaklaşık 1700 metre kare olacağı söyleniyor.
Villanın yapımı ise önümüzdeki günlerde başlıyor.
Özgürgün ‘aşk’la gündem oldu
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün özel hayatı bizi ilgilendirmez. Lakin olay Türkiye basına yansıdı, toplumun bilgisine geldi. Özgürgün, ‘siyasi yaşamından’ öte ‘aşk’ iddiaları ile gündem oldu.
Daha önce sunucu Seray Sever ile adı aşk dedikodularına karışan Özgürgün’ün, şimdi de ülkemiz mankenlerinden biriyle aşk yaşadığı iddia ediliyor.
Olay ‘kabine krizi’ne kadar da dönüşmüş üstelik.
DP kurultaya hazırlanıyor…
İlçe kongrelerinin yanı sıra, kadın ve gençlik kolları kurultaylarını da gerçekleştiren Demokrat Parti, 8 Ocak 2012’deki kurultayına hazırlanıyor.
Bir süre önce partiye kattığı yeni isimlerle Kurultay’a gidecek olan DP yeni yönetimini belirleyecek.
Özellikle Genel Sekreterlik için DP içerisinde birden fazla ismin dolaşması, sekreterlik de sancılı bir sürecin yaşanacağını gösteriyor.
Kurdele kesmekle olmuyor, yardımcı olun!..
Kanser hastası çocuklara hizmet verecek, “Umut Eğitim ve Kültür Evi”nin açılışı Başbakan İrsen Küçük’ün eşi Gülin Küçük ve Çalışma Bakanı Şerife Ünverdi tarafından yapıldı, kurdele kesildi.
Kanser Hastaları Yardım Derneği, devletten daha iyi işler başarıyor, toplumdan takdir topluyor. Güzel, düşünülmüş bir projenin hayata geçmesi bizi de çok mutlu etti. Emeği geçen herkesi kutlarız.
Devletimiz ne yapıyor peki? Yeşilyurt’a ‘özel eğitim okulu’ açıyor. 26 öğrenci eğitim almak istiyor ama ‘öğretmen eksikliği var’ bahanesi ile 13 özel eğitime muhtaç öğrenci evlerinde hapsediliyor.
Bakan Kemal Dürüst bu noktada adım atmıyor, beklentimiz anne de olan Küçük ve Ünverdi’nin ‘kurdele kesme törenlerinin’ dışında bu soruna da el atması, 13 çocuğun hayata tutunmasına yardımcı olması…
Eşşeğimi buldum, bir daha kaybetmeyeceğim!
“Popülizm yapan politikacıların karşısında büyülenmişçesine otura otura bu hallere gelmedik mi?
Kendi yandaşlarını besledikçe koltuklarını sağlama alan politikacılara hizmet etmekse amacımız sorun yok. Peki ya biz... Biz ne zaman destekleneceğiz ve vekillerimiz mecliste diye rahat olacağız.
Aleyhimize geçen yasalardan tek etkilenen bizler iken, koltuklarında oturanların yasalara eklenen kıyak maddeler sayesinde her zaman korunmalarına ses çıkarmadan dayanmak mümkün mü?
Boş, anlamayan bir halk değiliz ki biz!
Eşeğimizi kaybedip, sonra da buldurmuş gibi yaptıklarında incinmesinler diye, işimiz nasılsa dönüyor diye daha ne kadar rahatmış gibi yapacağız?
Politikacılara, birilerinin çıkıp aptal olmadığımızı söylemesi lazım.
Yeter artık dememiz lazım.”
ÇİĞDEM DÜRÜST
Grevler ne işe yarar?
“KKTC’de en güçlü sendikalar hangileridir sizce?
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası ya da ne bileyim Kamu Sen veya Hür İş... Hiç farketmez...
Bir sendikanın gücü “üye sayısı” veya “örgütlü olduğu kurum adedi” ile ölçülemez. Bir sendikanın gücü, grev yaptığı zaman iktidarı ne kadar salladığıyla ölçülür.
Bu noktada ülkemizde eğitim sektöründe tarihsel süreç içerisinde özellikle mücadele yıllarının son dönemlerinde yani 1974’ün hemen öncesinde en güçlü noktasına ulaşan “öğretmenler”in sendikaları, günümüzde “emek mücadelesi” anlamında gücünü yitirmiştir.
Bunun sebebi, sendikacıların başarısızlığı değil; eğitim ve nüfus yapısıdır.
Girne yakınlarındaki dört ilkokulda “vatandaş” çocuğu oranı yüzde 20’nin çok altına inmiştir... Lefkoşa’da bu rakam yüzde 10 civarındadır. Vatandaş, seçmendir. Seçmenin çocuğu grevden etkilenmeyecekse; iktidarın nesinedir?
Ne yazık ki; artık en ücra köyler diyebileceğimiz merkezlere uzak noktalardan dahi, ekmeğinden sütünden kesen vatandaş; çocuğunu özel okula göndermektedir.
Devlet okullarında yoksul göçmen “asıllı”ların, kayıtsız insanların çocukları eğitim hizmeti al(ama)maktadır.
Peki, hangi özel okulda, hangi sendika örgütlüdür?”
SERHAT İNCİRLİ
Masallar mı bizi unuttu? Yoksa biz mi masalları?
“Biz hiçbir yurttaşımızı yalnız bırakmadık.’
Böyle diyor eski bir devlet adamı.
Rivayete göre o zamanlar çıkan tüm yasalar, yurttaşlar içinmiş.
O topraklarda -orada doğmuş olsun olmasın- tüm yaşayanlar birinci sınıf vatandaşmış.
Gelir dağılımı da bu esasa dayanırmış.
Bu yüzden toplumun bütün bireyleri mutluymuş..
Kimbilir belki de masaldır.
Masal da olsa güzel bir masal olmalı bu.
Modern devlet ise yurttaşını unutalı çok oldu.
Postmodern kapitalizmin postmodern çocukları olan bizler çoktan yalnız kaldık.
Bir başımızayız bi-çare ve zavallı..
Bu yüzden kötü de olsa masal yazamıyoruz.”
MUTLU ESENDEMİR
“Tam bir gündem saptırma oyunu: "Küçük: Polis sivile bağlanacak"... Bunun Türkçesi şu: Atayım ortaya bu polis konusunu, ağzı olan konuşsun, gündem değişsin... Bu kadar da basit politika olmaz olsun...”
Mert Özdağ’ın profilinden
***
“Her zaman kahraman olmak mümkün değil ancak her zaman insan kalmak mümkün”
Ulaş GÖKÇE’nin profilinden
Kemal DÜRÜST (Eğitim Bakanı)
2012 bütçesinde sermaye giderlerinin (yatırımların) yüzde 90’ı TC yardımlarından karşılanmasının öngörüldü. Bunun da ihalelerin bundan önce olduğu gibi yine Ankara’da açılacağı anlamına geliyor.”
Özgün KUTALMIŞ (TDP Ekonomi Komitesi Başkanı)
İhsan Gürel’in Facebook’taki paylaşımı…
“1932 yılına ait Mağusa'dan Lefkoşa'ya Tren bileti :)”