“Yavru Külliye” olarak anılan yeni Cumhurbaşkanlığı binasını yapmak üzere Türkiye’den gelecek mimarın, Bakanlar Kurulu kararınca “KKTC yurttaşı” yapılmasına ülkedeki önemli mimarlar ve kurumlardan da tepki geldi.
Mimarlar Odası Başkanı Kozan Uzunoğlu: “Projenin uygulanışı hem tüzüğe hem etiğe aykırı… KKTC’deki mimarlara kendi ülkelerindeki Cumhurbaşkanlığı binasını yapma hakkı tanınmadı”
Eski Başbakan / Mimar Hakkı Atun: “Proje, uydurma vatandaşlıklarla değil yarışmayla seçilmeliydi. Kıbrıs’ta olmayan birinin bizim kültürümüzü yansıtacak bir proje yaratması çok zor”
Derya ULUBATLI
Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Meclis Binasını içermesi planlanan Külliye yapısının projesi için Türkiye’den getirilen mimar Hilmi Güner, Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş edildi. Vatandaşlık kararının Resmi Gazete’de yayınlanması üzerine adadaki birçok kesimden karara tepki yağmaya başladı.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki mimarlar da, ülkenin Cumhurbaşkanlığı Binası ve Meclis’i için Kıbrıs’tan bir mimarla çalışmak yerine yurtdışından birinin getirilip vatandaş yapılmasına tepki gösterdi. Mimarlar, projenin yarışma yoluyla seçilmesi gerektiğini savundu, Kıbrıslı mimarların ‘dışarıda’ bırakılmasını eleştirdi. Mimarlar Odası Başkanı Kozan Uzunoğlu atılan adımın hem tüzüğe, hem de etiğe aykırı olduğunu dile getirdi. Devletin böyle bir kararda kendi ülkesindeki yetkili odalara fikir sorması gerektiğini dile getiren Uzunoğlu, “KKTC mimarları kendi ülkelerinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı binasında söz sahibi olamıyor” dedi. Öte yandan konuyu değerlendiren Mimar Hakkı Atun ise, uygulanacak projenin ‘uydurma’ bir vatandaşlıkla değil, yarışmayla seçilmesi gerektiğinin altını çizdi. Böyle bir bina bütününde Kıbrıs’taki malzeme ve mimari stillerin kullanılmasının önemine de vurgu yapan Atun, “Kıbrıs’ta yaşamayan bir insanın Kıbrıs kültürünü yansıtacak bir bina yapması çok zor” şeklinde konuştu.
Mimarlar Odası Başkanı Kozan Uzunoğlu:
“Projenin uygulanışı hem tüzüğe hem etiğe aykırı”
Mimarlar Odası yönetim kurulu olarak yaklaşık bir yıldır kamu binalarının nasıl hayata geçirileceği üzerine ilgili kurum, kuruluş ve bakanlıklara ziyaretler yaptıklarını aktaran Mimarlar Odası Başkanı Kozan Uzunoğlu, atılan bu adımla görüşmelerin etkisiz kılındığını belirtti. Kendileri için tartışma konusunun söz konusu binaların yapılıp yapılmaması olmadığını ifade eden Uzunoğlu, “bizim için önemli olan binanın hayat bulması için atılan adımların tüzüğe ve etiğe uygun olmayışıdır” şeklinde konuştu. Uzunoğlu şunları kaydetti: “Bir meslek odasının başkanı olarak Cumhurbaşkanlığı Bina Kompleksi’nin yapılması gerekliliği üzerine bir şey söylemem doğru olmaz. Bizim için esas önemli nokta bu projenin gerçekleştirilme aşamasında bizim yasa ve tüzüklerimize, etik değerlerimize uygun hareket edilmemesidir. Biz esas bunun üzerinde duruyoruz. Bu binanın yapılma sürecinde atılan adımlar, meslek haklarımızın korunması açısından oldukça önemlidir. Oda olarak üyelerimizin mesleğini sürdürebileceği bir ortam sağlamayı ve bu ortamı korumayı çok önemsiyoruz”.
“Yarışma düzenlenmeliydi… KKTC mimarlarına kendi ülkelerindeki binayı yapma hakkı tanınmadı”
Bu konuda halkı bilgilendirmek için 6 Temmuz’da bir basın toplantısı da düzenlediklerini ve kamu binalarının nasıl olması gerektiğini halkla paylaştıklarını aktaran Uzunoğlu, bununla ilgili üç önemli basamak olduğunu belirtti. Uzunoğlu şunları söyledi: “Öncelikle tüm kamu binalarının mimari proje yarışması ile hayat bulması gerektiğine inanıyorum. Yarışmalar hem gencinden yaşlısına tüm mimarlara eşit bir fırsat verir, hem tarafsız olur hem de mesleği daha da ileriye taşır. Yapılacak yarışma uluslar arası ölçekte tutulup yerel mimarlarla işbirliği içerisinde de yapılabilir, Kıbrıslı mimarlara da yarışmaya katılma hakkı verilebilirdi. Sadece yurtdışından mimar getirilince KKTC mimarları, KKTC’de yapılacak önemli bir projede yer almaktan mahrum bırakılmış oldu. Sonuçta burada toplumun en üst makamının binası yapılacak. Bu yapının üzerindeki her detay bizim kimliğimizi ve kültürümüzü yansıtmalı, iklim verilerini de dikkate almalıdır. Bu yüzden projede Kıbrıs’tan bir tasarım ekibinin olması oldukça önemlidir. Ayrıca yarışmalar genç mimarlarımız kendilerini ispat etmesi için de çok önemli bir araçtır. Biz bu tür fırsatları gençlere yaratmalı, bunu ülke politikası haline getirmeliyiz ki gençlerimiz göç etmesin, ülkelerine hizmet etmenin heyecanını yaşasın”.
Kamu yapılarının yapımında uygulanabilecek diğer iki yöntemle ilgili de konuşan Uzunoğlu, Planlama İnşaat Dairesi’ni işaret etti, tüm proje gerçekleştirme alternatiflerinde Planlama İnşaat Dairesi’ne yüksek sorumluluklar düştüğünü söyledi. Uzunoğlu, projenin ya tamamen bu daire tarafından, ya da bu dairenin yapacağı hizmet alımıyla dışarıdan tasarım ekipleriyle yürütülebileceğini anlattı.
Bahsi geçen projede bu üç yöntemin de uygulanmadığını kaydeden Uzunoğlu yurtdışından mimar getirilip vatandaş yapılmasını eleştirdi, “devlet kendi ülkesindeki yetkili odalara fikir sormuyor, KKTC mimarları kendi ülkelerinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı binasında söz sahibi olamıyor” şeklinde konuştu.
“Meslek haklarımızı korumak için gerekli mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz”
Bazı kesimlerin KTMMOB’yi eleştirdiğini ve Kıbrıslı mimarların ‘bu projeden maddi pay alamadığı için şikayet ettiğini’ söylediğini aktaran Uzunoğlu, bu söylemleri çok ayıp ve yanlış bulduğunu ifade etti. Uzunoğlu şöyle devam etti: “Bizim bu şikayetleri projeden maddi kazanç sağlayabilmek için yaptığımızı söylüyorlar ancak bu çok ayıp bir söylemdir. Bu söylemleri kınıyoruz. Eğer bizim böyle bir derdimiz olsa yarışma önerisini sunmazdık, Planlama İnşaat Dairesi’ni işaret etmezdik. O yüzden kimse bu konudan maddi gelir elde etmeye çalıştığımızı söyleyemez. Bizler KTMMOB olarak hukuk yoluna gidecek ve sonuna kadar meslek haklarımızı korumak üzere mücadele vereceğiz. Bu konuda bize destek veren tüm kamuya, odalara, sivil topluma ve siyasi partilere teşekkür ederiz. Bu haklı mücadeleyi kazanacağımıza eminim”.
Eski Başbakan / Mimar Hakkı Atun:
“Uydurma vatandaşlıklarla değil, yarışmayla seçilmeliydi”
Buranın ayrı bir devlet olduğunu belirten Eski Başbakan / Mimar Hakkı Atun, atılan bu adımın yanlış olduğunu söyledi, kararı eleştirdi. Bu konuda Mimarlar Odası’nın dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Atun, bu şekilde ‘uydurma’ vatandaşlıklarla yurtdışından mimar getirilmesini ‘kılıfına uydurmak’ olarak değerlendirdi. Atun şöyle devam etti: “Bu yapılan tamamen bir zorlamadır. Diğer kuruluşların da söylediği gibi, bu kişi getirilmiş ve kılıfına uydurularak kendisine vatandaşlık verilmiştir. Eğer bu gerçekten böylesine önemli bir proje ise, bunun bir yarışma şeklinde yapılmalı ve bu yarışmaya herkesin katılma hakkı olmalıydı. Uygulamanın bu şekilde yapılması kesinlikle çok yanlış”.
Külliye isminin de bu şartlarda doğru bir kullanım olmadığını belirten Atun, “Mimarlık Tarihi dersi de vermiş biri olarak, külliyenin tanımının bu olmadığını söyleyebilirim” dedi. Yapılacak olan yapının bir başkanlık sarayı olduğunu dile getiren Atun, hem projenin adının, hem de uygulamaya geçme biçiminin yanlış olduğunu savundu.
“Kıbrıs’ta yaşamayan bir insanın Kıbrıs kültürünü yansıtacak bir bina yapması çok zor”
Öte yandan Atun, Kıbrıs’ta yapılacak bu projede Mimarlar Odası’nın dışlanmasını, fikrinin sorulmamasını ve odayla işbirliğine girilmemesini de eleştirdi. Kıbrıs’ta yaşamamış bir mimarın Kıbrıs için önemli sayılabilecek bir binayı yapmasının yanlış olduğunu da dile getiren Atun şöyle devam etti: “Bizlerin bu konuda dışlanması çok yanlıştır. Bu mimar Kıbrıs’ta yaşamamışsa, Kıbrıs’ın malzemelerini, mimari tarihini bilmiyorsa bu projeyi nasıl hazırlayacak? bu bizim profesyonel ve akademik anlayışımıza aykırıdır. Bize mimarlığı öğretirken bile, ‘gidin, proje yapacağınız evde bir süre vakit geçirin, oranın ortamını, evdekilerin yaşayış tarzını görün’ diyorlardı. Şimdi ise bizim kültürümüzü hiç bilmeyen, bizim ‘evimizde’ yaşamamış bir kişi bizim kültürümüze uygun bir bina tasarlayacak deniyor. Nasıl olacak bilemiyorum.
Bu bizim profesyonel kuruluşlarımıza saygısızlık ve haksızlıktır. Mimarlar Odası’nın bu durumun peşini bırakmaması gerektiğine inanıyorum”.