Külliyeyi tamam yaptınız ama ehliyetlere ve yollara da bakınız!

Serhat İncirli

Girne – Çatalköy yolunda kaza…

Bir ölüm…

-*-*-

Araç sürücüsünün yaşı tartışma konusu!

75!

-*-*-

Yaş ayrımcılığı yapmak suçtur!

Kimseyi, yaşına, cinsiyetine, ırkına göre ayıramazsınız!

Hatta bizde çok yapılır; eskiden elbette Batı’da da yapılırdı ancak şu anda şakasını yapmak, esprisini yazmak dahi yasaklanmıştır!

Bunun şakası olmaz!

-*-*-

Birçok ülkede ehliyetlerle ilgili yaş sınırlaması vardır…

Özellikle “en düşük yaş” ile ilgili…

Genellikle 18’dir en düşük yaş uygulaması…

Bazı ülkeler, küçük motosiklet veya hafif motosiklette bunu 16’ya çekebilir…

-*-*-

Yine birçok ülkede “üst yaş sınırı” diye bir uygulama olmamakla birlikte; bazı sınırlamalar getirilmiştir…

-*-*-

Gündüz saatlerinde, uygun hava koşullarında, sıkışık olmayan trafikte araç kullanmak; tersi durumlarda kullanmaktan daha kolaydır.

-*-*-

Amerika’da yapılan araştırmalara göre (Sigorta şirketlerinin araştırması), yaş ilerledikçe, kazaya karışma, olası bir kazada alınan benzer yaralardan dolayı ölüm gibi oranlar daha yüksektir…

-*-*-

Peki ne yapılır?

Elbette her 75 yaşındaki insanın sağlık veya refleks ya da ne bileyim görme kabiliyeti aynı değildir!

Nice 75’ler gördüm ki bunlardan biri annemin babasıydı; 75 yaşında motosikletinin üzerindeydi, ava da giderdi, günde bir litre zivaniyasını içerdi… Öldüğünde de 100 yaşını geçmişti…

Ama hayatında hiç otomobili olmamıştı!

-*-*-

Babam, 12 yaşında motosiklet kullanmaya başladı…

18’inde ehliyet aldığında sene 1958’di!

-*-*-

Otomobille hiç büyük kazası olmadı!

Sadece bir kez Girne – Lefkoşa eski yolunda, Boğaz virajında bir tumbası var sanırım!

2000’de, motosikleti ile otobüse çarptı!

Daha doğrusu otobüs 100’de 100 suçluydu ve babam, o günden bugüne, engelli yaşamak zorunda kaldı!

-*-*-

Geçen hafta 84 oldu…

2 üç ay kadar öncesine, otomobilini kullandı…

Manuel vites!

-*-*-

Önce makinist uyardı ablamı ve beni…

“Otomatik vites belki daha iyidir” dedi makinist…

-*-*-

Çünkü babam manuel viteste birinciyi atıyor, Ortaköy’den Yenicami kulübüne kadar o viteste gitmeye çalışınca, olan tabii ki kullandığı arabanın gear box – pardon vites kutusuna, glaj kablosuna (bunun Türkçesini bilmem) oluyordu!

-*-*-

Vites atması gerektiğini unutabildiği gibi refleksleri gitmişti!

Haaa refleksler aslında en az 10 sene evvel gitmişti!

Evden anayola çıkarken, sağ taraftan araç gelirse bazen acele eder, dümeni kıramadığı için de genellikle tam orta yerdeki direğe yükledirdi!

O metal direği vura vura erekte olmakta zorlanan alete benzetmişti!

Eğri büğrü!

-*-*-

Neyse; şaka ve esprisi olmayan bir durum!

Geçenlerde – birkaç ay önce son kazasını gece yarısı hastaneye gittiğinde yaptı!

Dereye düştü!

Ön koltuktan arka koltuğa uçtu!

İtfaiye ve polis ilk başta el fenerleri ile baktı, sürücü koltuğunda bulamadı!

-*-*-

Polisi aradım!

“Kullanabilirim derse kullanabilir, ehliyeti yenilenir” dedi…

KKTC’de ne yaş sınırı var ne sağlık testi!

-*-*-

Geçenlerde çok sevdiğimiz bir büyüğümüz vefat etmişti…

Babamın yaşıtı…

Ve ölmeden birkaç hafta önce ehliyet süresi bitmişti… Oğluna, “dilediği kadar uzatırız, parasını ödeyin yeter” denmişti!

Parayı ver mesela 5 yıl uzatsınlar, ama bir hafta sonra öl!

Sağlık kontrolü, göz kontrolü?

Ne gerek var canım!

Egemen ve eşit devletimiz, Anavatanımız var yetmiyor mu?

-*-*-

Babama, “polisin araç kullanmana izni yok” dedik!

“Benim motosiklet ehliyetim de var, bir motorcuk alacağım, gideyim polisle konuşayım” diye tutturdu; ablama her gün bunu söylüyor!

-*-*-

Şimdi gelelim Çatalköy – Girne yolundaki kazaya…

Bu kazada adı geçen sürücü 75 yaşında…

Elbette polis soruşturması neticesinde, hukuken suçlu olup olmadığına mahkememiz karar verecektir!

-*-*-

Ama bana göre zerre suçu yoktur!

-*-*-

Polisten aldığımız bilgiye göre, sanırım karşıdan gelen aracın sürücüsü, bir sürüş eğitmenidir…

Çünkü ölen 19 yaşındaki genç kadına önce 75 yaşındaki sürücünün kullandığı araç çarpmıştır, sonra kadın gidip karşıdan gelen araca vurarak yaşamını yitirmiştir!

-*-*-

Bu arada kaza, zifiri karanlık bir saatte oldu!

-*-*-

Ölen 19 yaşındaki kadın herhalde ülkemize eğitime ya da çalışmaya gelmiş bir evlattı!

Uykularım kaçtı!

Annesini, babasını, ailesini düşündüm!

-*-*-

Ve bir de “katilini!”

O genç kadının katili sahte devlettir!

-*-*-

Nere cehenneme giderseniz gidin; bana dilediğinizi söyleyin, dilediğiniz hamaset propagandasını da yapın!

-*-*-

Evet o çocuğun katili de devlettir, yaralananların sorumlusu da devlettir!

-*-*-

Hatta bir polisimize daha sonra aynı yerde, başka bir sürücü aracıyla çarpmış falan…

Ölen genç kadının yanındaki iki kadın da yaralı!

-*-*-

Evet, 75 yaşındaki sürücüyü çok sağlam bir sağlık kontrolünden sonra ehliyetlendiremeyen; önüne gelene yollarımızda araç kullanma izni veren; yolları zifiri karanlıkta bırakan KKTC’dir!

Asıl suçlu da odur!

-*-*-

Meseleyi daha da ileriye götüreceğim; devlet yanında bu ve benzer kazaların sorumlusu, gösteriş uğruna külliye inşa edenlerdir!

-*-*-

Ve inanın, içimden geçeni söyleyeyim; yaşamını yitiren o 19 yaşındaki genç kadının babası, kardeşi, amcası, dayısı olmuş olsaydım; KKTC’nin tüm yöneticileri hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarılması için mahkeme mahkeme dolaşırdım!

-*-*-

Ve son bir not:

Bazı internet siteleri, kaza anından fotoğraflar, görüntüler yayınladı…

Medya Etik Kurulu da bunu kınadı…

Bu da ayrı bir utanç!

Bu da “gazeteci” diye ortalıkta dolaşanların hepimize bulaştırması gereken bir utançtır ki 35 senedir bu işten ekmek kazanan bir gazeteci olarak, ayrıca utanmaktayım!


Ülkemizin en büyük ve en çok katılımcı sayısına sahip Ülker Lefkoşa Maratonu heyecanı dün yaşandı… Biz de ülke yönetimini eleştirme maksatlı olarak aldığımız göğüs numaramızla yarışta veya halk yürüyüşünde hazırdık… Tüm geliri Çocuk Onkoloji Servisi’ndeki minik kahramanlarımızın tedavi süreçlerinde değerlendirilecek olan organizasyonda emeği geçen ve sponsor olanları yürekten kutlarım… Sadece naçizane bir önerim var; önümüzdeki yıllarda ödül töreni için farklı bir günde farklı bir etkinlik düzenlesek diyecektim…