Kural tanımazlık (anomi) ve yaşadığımız coğrafya

Ödül Muhtaroğlu

İlk kez Fransız sosyolog Emile Durkheim tarafından,  yüz yıldan fazla bir zaman önce kullanılan Anomi kelimesi, yasaların hükmünü kaybetmesi, kuralsızlık ve kaos olarak adlandırılır. Birey ile toplum arasında, uyuşmazlık, çatışma yaşanması ve toplumsal normların geçerliliğini yitirmesi anlamında da kullanılır.Bugünkü yazımda, bu konu özelinde değerlendirmelerimi yapacağım.

Anomi’de, şiddet ve suç oranları  artmaya başlar. Birey, çeşitli nedenlerle toplumsal kuralları ve yasaları yok sayar.Kişi, ancak kuralların dışına çıktığında hedeflerini gerçekleştirebileceğini düşünmeye başlar.

Toplumlarda, anominin ortaya çıkmasında, kuralların yaptırım gücünü yitirmesi ön plandadır. Toplumsal normların devre dışı kalması ise, suça eğilimin artmasındaki en büyük etkendir.

Anomi ortamında kişi, aldığı eğitimin bir işe yaramadığını görür. Belli başlı kişilere ve gruplara tanınan imtiyazların, liyakat odaklı olmaması, anominin görülme riskini daha da artar. Başarının ve yeteneğin yerini, maddi değerlerin aldığı toplumlarda, anominin sonuçları çok daha yıkıcı olur.

Bunun sonucunda, toplumdaki belli başlı meslek grupları ve bireyler arasında çatışma başlar. Medya, eğitim kurumları ve toplum tarafından dayatılan normlar ile, bireye özgü olan değerler çelişmeye başlar. Bu çelişki, zamanla çatışmaya dönüşür. 

Anomi’nin zararlı sonuçlarını en aza indirgemek için, toplumda özgürlük ve eşitlik sağlanmalıdır. Kişilerin kurallara ve yasalara saygı göstermesi için, söz konusu kuralların herkese eşit bir şekilde uygulanması gerekir.

Nepotizm (adam kayırmacılık) ve fırsat eşitsizliği de anominin en temel nedenlerindendir. Sadece, belli başlı kişilere tanınan ayrıcalıklar, toplumsal ilkelerin ve kuralların eskisi kadar önemsenmemesine neden olur.

Anomi’nin yaşandığı toplumlarda, kişinin ideallere ve kanaat önderlerine olan bağlılığı azalır. Girişimlerinde başarısızlığa uğrayan, toplum tarafından dışlanan ya da sürekli baskı altında tutulan bireyler, kendisine dikte ettirilen kuralların gerekliliğini sorgulamaya başlar.

Anomi ile birlikte yabancılaşma ortaya çıkar. Birey, hem dini, hem de milli değerlere karşı soyutlanır. Medya ve eğitim kurumları aracılığıyla kendisine empoze edilen fikirlerin gerçek olmadığını düşünmeye başlayan fert, hem maddi, hem de manevi olarak çöker.

Ne kadar çabalarsa çabalasın, istediklerinin olmadığını gören bireyler, idealleri için mücadele etmek yerine, toplumsal kuralların dışına çıkar. Bu ise, suç oranlarının çok hızlı bir şekilde artmasına neden olur.

İnsanlar, normlarını(kurallarını) içinde yaşadıkları toplumlardan alırlar. İnsanları bir arada tutan ortak ahlaki değerler ve hukuk kuralları işlevsiz hale geldiğinde, bu normlar dağılır.

Normların, kuralların dağıldığı ortamlarda, Emile Durkheim'a göre aşağıdaki gelişmelerin yaşanması kaçınılmazdır.

Hayatın anlamsızlaşması, değersizlik duygusu, hedef belirleyememe, hiçbir şeyin hiçbir zaman düzelmeyeceğine olan inanç ve çaresizlik, insanları yavaş yavaş umutsuzluk ve mutsuzluğa götürür.

Böylesi toplumlarda, kurallar birbiriyle çelişir. Bir gün alınan karar veya söylenen söz, ertesi gün inkâr edilir. Yasa ve kurallara uymamanın yaptırımı olmaz. Uygulamalar hep keyfidir.

İlkesiz, sorumsuz davranmak sıradanlaşır. Kuralsızlık, yerleşik kültür halini alır.

Ortak değerlerin kaybı, insanların birbirine olan saygısını da azaltır.

Toplumda, dayanışma ortadan kalkar. Paylaşım duygusu yok olur, bencillik artar, Şiddet tırmanır. Cehalet, kendinde, akla ve aydınlığa karşı saldırma cesaretini bulur.İleriye ve aydınlığa yönelik ortak bir amaç, bir ülkü yeşeremez.

Böylesi toplumlarda, Eğitim, hayatı keşfetme heyecanını yitirir ve  önemi azalır.Yerini, bir yerlere girip para kazanmak için bir kâğıt parçası edinme telaşına bırakır.

Anomi, bazen anarşi ile karıştırılır ki, bu yanlıştır. Anarşide, siyasi bir otorite veya yönetime başkaldırı vardır. Anomide, bir hedef yoktur. Anomik toplumlar. yönünü yitirmiş, pusulasız bir gemi gibidir.

Kitle iletişim araçlarının da, bu değersizliklerin temsilcilerini sürekli ekranlara ve basına taşımasıyla, yaşanan tuhaflıklar normalleştirilir. Böylece, eğitimsiz ve kültürsüz kitleler, kısa sürede benzer davranışlar sergilemeye başlarlar.Bu durum, toplumda moral çökmesi ve hukuk eksikliğine yol açar.

Tüm geçmiş toplumsal modeller göstermiştir ki, ekonomik dengesizliğin arttığı tüketim toplumlarında, şiddete yönelim kaçınılmaz olarak artmaktadır. Bunun nedeni, bu tür toplumların bireylerinin bir birilerine yabancılaşmalarıdır.

Yukarıda, sizlere, anomi ile ilgili bilgiler aktardım. Aslında, anomi, içerisinde bize hiç de yabancı olmayan unsurlar barındırıyor. Bizim coğrafyamızdaki, bölgemizdeki birçok ülkede ve toplumda benzeşen işaretlerini görüyoruz. Hatta, bizim ülkemizde bile, son zamanlarda bazı özelliklerine tanıklık ediyoruz.

Anomiden kurtulan ülkeler ve toplumlar gelişiyor, kalkınıyor ve mutlu ülkeler kategorisine dahil oluyorlar. Kurtulamayanların ise durumunun ne olduğunu, yakın çevremizde, Ortadoğuda yaşanan gerginlikler, karışıklıklar ve savaşlarda görüyoruz. Sonuçta kaybeden de, genellikle masum ve sivil insanlar oluyor.