Fehime ALASYA
Önceleri bir hobi olarak başlayan doğal üretimi bir adım ileri taşıyıp, sertifika ile organik üretime geçen Çukurova sakini Yusuf Özsoylular, yıllardır toprak ile iç içe. Organik üretimin sağlığa olan olumlu etkisini anlatan Özsoylular, toprakla uğraşmanın ruh sağlığına da iyi geldiğini anlatıyor.
Organik ürünlerin pazarının olmamasından yakınan Yusuf Özsoylular, devletin bu alanı genişletmesi ve organik üretime teşvik edici olması gerektiğini anlatıyor.
Organik ürün kullanımının önemine değinen Özsoylular, "Kurtlu gördüğünüz börülceleri gönül rahatlığıyla alın. Gönül rahatlığı ile çocuklarınıza yedirebilirsiniz. Dokuz yıl önce organik tarım ve yaşam derneğini kurduğumuz zaman sürekli seminerler düzenliyorduk, bizi denetleyen İtalyan bir kuruluştur. Konvansiyonel tarım ürünlerinde biriken kimyasalların bir kısmını karaciğer depoluyor ve ileride bunlar hastalık olarak bizde ortaya çıkıyor" diyor.
“Devlet destek değil, köstek oluyor”
Bu sektörde verdiği mücadeleyi anlatan Özsoylular şunlara değiniyor;
“Marketlerin organik tarım için ayrılmış stantları yok. Olanlar da vazgeçiyor. Bunun yaygınlaştırılması için önce devletin devlet olması lazım. Ta ki üretici kendi ayakları üzerinde durabilsin devlet destek olmalı, bu tüm dünyada böyledir.
Organik marketler maalesef yaygın değil. Olanlar da bize çok uzak mesafe. Normal bir üretici bu işi yapmaz çünkü karı yok, hatta ütüne zararı var. Kazanamadıktan sonra neden bu işi yapayım ki... Devlete çok iş düşüyor. Teşvik yok…
Şimdiye dek dokuz yılda birçok tarım bakanı geçti. Her gelen de organik tarım yasasını meclisten geçirmedi. Bir kişi de çıkıp organiktir etiketi koyarsa yasal denetim yapamazlar. Bir markette rastladığımız zaman, bu etiketi kullananı arıyoruz ve sözlü uyarıda bulunuyoruz sadece.
Sertifika ücretlerimizi bile senelerce biz ödedik, birkaç yıldır devlet, ben öderim dedi fakat hala 2016 yılı sertifika ücretlerini bile ödemedi. Sertifikamız yok ve bu iyiliklerini reddetmeyi düşüyoruz, daha önce ödediğimiz gibi biz yine öderiz. Doğrudan gelir desteklerinde 2015, 2016, 2017 halen ödenmemiştir”
‘Çukurova Organik’
Evde oturmayı sevmeyen ve çok aktif bir kişilik olan Yusuf Özsoylular, aynı zamanda adadaki Organik Tarım Derneği’nin kurucularından ve yıllardır dernekte yönetim kurulu üyesi. Dernekte 46 sertifikalı üretici olduğuna dikkat çeken Özsoylular, bunların içerisinde tavuk, arı, bal, sebze üreticisi gibi tüccarların olduğunu kaydetti. Özsoylular, derneğin İtalyan bir kuruluş tarafından denetlendiğini belirtti.
Yaklaşık 10 dönümlük bahçesinde, nane, domates, elma gibi ağaçlar ve kendi yumurta ihtiyacını karşıladığı 15 de tavuğu bulunuyor. Her yıl düzenli olarak kaysı toplayan Özsoylular, hobi olarak başladığı organik üretimi ‘Çukurova Organik’ adıyla çeşitli marketlerde pazarlayarak çevresine de yayıyor.
“Yılı hep zarar ile kapatıyorum çünkü ürettiğimiz ürünü değerlendiremiyoruz”
Yıllık verimini değerlendiren Özsoylular, “Yılı hep zarar ile kapatıyorum çünkü ürettiğimiz ürünü değerlendiremiyoruz. Örneğin 2015 yılında yaklaşık bin 200 kilo zeytin topladım ve satmakta çok zorlandım. Örneğin bu yıl bakla ektim ve don oldu, baklalar öldü. Tekrar ektik, ta ki bizim ektiğimiz baklalar çıksın, marketteki bakla fiyatı 1.25 TL oldu, üzerinden toplamaya değmezdi. Üzerinde bıraktık kuru bakla oldu. Hava şartlarından dolayı gördüğüm tüm zararı da kendim karşılıyorum. Hiçbir devlet desteğimiz yoktur.” diyor.
“Marketteki kaysın fiyatı 8.90 TL, organik olanı ise 13 TL”
Organik ürün ücretlerinin çok yüksek olmadığının altını çizen Özsoylular, satışların iyi olmadığını, bu işe gönül verdiği için üretim yaptığını anlatıyor. Özsoylular; “Marketteki kaysın fiyatı 8.90'dı, ilk çıktığında ilk kesimimde ben 8 TL’ye verdim. Organik marketteki satış fiyatı ise 13 TL idi. Çok büyük fark yoktur, bu dört lira olan farkı da sorup, ben fiyat düşürdüm ve satış fiyatının da düşmesini istedim. Buna rağmen satışlar çok az. Şu anki satış fiyatı 4.75 ti... Fiyatlar giderek de düşer. Ben bu işe gönül verdiğim için bu işi yapıyorum” diyor.
Bahçedeki İngiliz Nanesi’nin kokusu baş döndürüyor, görünüşünün ise molehiyadan kalır yanı yok
Bahçedeki zeytin ağaçlarını özenle budayan Özsoylular, boylarının özellikle kısa kalmasını sağlayıp, güneşin etkisini azaltmaya ve toplanırken de kolaylık yaratmaya çalışıyor.
Özsoylular, hastalanan kaysı ağacını, köküne pişmiş domates sürerek iyileştirdiğini belirtti. Bahçedeki tedaviler dahi doğal…