KKTC denildi mi mangalda kül bırakmaz UBP… Onlar kurdu, onlar koruyup kolluyor… Her Kıbrıslı Türk de tapınması gerekiyor. Kıbrıs sorununun BM Ölçütlerinde çözümüne “Sonsuza kadar KKTC” şiarı ile tepki koyan UBP… Kendi siyasi varlığını KKTC’ye verdiği üstün değer ile sunan ve siyasetlerini bu temel üzerinden pazarlayan UBP…
2019 yılının ortasından beridir KKTC’yi yöneten koalisyon hükümetlerinin kurucusu ve büyük ortağı UBP… Öncekileri de kötü idi ama bu son dönem hükümetlerine “Kötü” demek çok hafif kalıyor… Aslında KKTC’yi yönetmiyorlar, öyle bir iddiaları da yok… Makamların “Tadını” çıkarmaya odaklılar… Yolsuzluk, rüşvet, her türlüsünden siyasal ahlaksızlık almış başını gidiyor… Hükümet edenlere atılan şaibelerin sonu yok… Ellerindeki siyasi gücü bir üleşim aracı olarak kullanmak tarzı… İhalelerden pis kokular çıkar; ihalesiz alımlardan çirkef kokuları çıkar… Hepsi de tapındıklarını söyledikleri KKTC devletinde ve o devleti yönetirlerken…
“Yüce meclis” diye diye böbürlenen bir KKTC Meclis Başkanı, başkanlık seçimini defalarca kaybetmiş, hala daha o makamdan gitmemek için ayak oyunlarına yatıyor… Ama sorsanız KKTC en yüce değerdir… Bu sevda o ayak oyunları ile bağdaşmaz ama onun umuru bağdaşması değil makamda kalmak… Sağlığını düşünmeyen sigara tiryakisi gibi, dilinden düşürmediği sevdasını düşünmeyen siyasi güç müptelası…
Meclis Başkanlığı seçimini başarmak için bir sürü manipülasyonlar… Sonunda dünyanın tüm demokratik seçimlerinde geçersiz sayılan oylar ile meclis başkanı seçmek ve ilan etmek… UBP marifeti… Kurdukları ve tapındıkları KKTC’nin dillerinden düşürmedikleri “Yüce Meclisi”ne geçersiz oylarla başkan seçmek… Seçilen de “Ben Başkan oldum” diye hava atıp tebrik kabul eder… Alın size KKTC… UBP’nin kurduğunu iddia ettiği KKTC, yarattığı KKTC, yönettiği KKTC… Meclisine yasal başkan seçemediği, geçersiz oyları geçerli sayıp başkanı ilan edilen KKTC… Ve seçilen de yüzü kızarmadan makama oturan bir devlet, KKTC; UBP’nin kurduğunu iddia ettiği KKTC…
Niye karışalım ki?! UBP kurdu, UBP rezil etme hakkına da sahiptir; herhalde öyle görüyorlar… Üniversite diploma yolsuzlukları UBP’lilerden… İlaç – reçete skandalında eski başbakanı elleri kelepçeli mahkemeye çıkaran yargı düzeni, sahte diploma almaktan sanık UBP Girne İlçe Başkanı’nı mahkemeye arka kapıdan kelepçesiz sokan ve öylece de serbest bırakan KKTC yargı sistemi… KKTC adalet yapılanmasının polis ve savcılık unsurlarının da UBP hükümeti marifetiyle artık kokmaya başladığına dair endişelerin ayyuka çıktığı UBP KKTC’si… KKTC’yi onlar kurmuş, istedikleri gibi kullanacaklar tüm unsurlarını, işlerine geldiği gibi, gönenecekleri şekilde, bencilce ve özel ilgi ve çıkarlar için kullanacaklar KKTC’yi… Kullanıyorlar da… Geri kalan halkın da KKTC’ye tapınmasını istiyorlar; tapınmayanlara da eskiden “Moskova’ya gidin” derlerdi, şimdilerde “Güney Kıbrıs’a gidin” diyorlar… Kendilerinin dünyaya rezil rüsva ettiği KKTC’yi “Ya sev, ya terk et” diyorlar… Kendilerinin KKTC’yi rezil etmek özgürlüğüne yasal ve demokratik engel istemiyorlar. KKTC’yi onlar kurdu ya, onlara aittir her şey; ister sever, ister rezil rüsva eder…
Tuhaf olan da UBP’nin KKTC’yi sevmemekle suçladıklarına kalıyor KKTC’yi toparlamak, halkını UBP’nin rezilliklerinden kurtarmak; meclisine seçilmeden oturan başkanı o makamdan alıp yerine yasal ve demokratik şekilde bir başkan seçip itibar kazandırmak… Muhalefete kaldı polisi ve savcılığı UBP’nin siyasi müdahalelerinden ve kural dışılık marifetlerinden kurtarmak ve kollamak… Üniversitelerin itibarını geri almak da muhalefete kaldı… Devlet kurumlarında ve yönetiminde rüşveti, yolsuzlukları, rezillikleri önlemek ve sonlandırmak da muhalefete kaldı… Ekonomik ve sosyal sorunları çözmek de muhalefete kaldı… Uyuşturucu ticaretinin baronlarını ve insan kaçakçılarını bulmak, yakalamak ve yargıya teslim etmek de muhalefete kaldı… İpini koparanın ülkeye girişini önlemek, yolsuzların yurttaş yapılmaması ve yapılanların da iptali muhalefete kaldı… KKTC’yi kurduğunu iddia edip KKTC üzerinden Kuzey Kıbrıs halkına her türlü rezaleti ve riyakarlığı ve hoyratlığı yaşatan UBP’nin siyasi ve sosyal mezbelelik haline getirdiği KKTC’yi Kuzey Kıbrıs halkına “Temiz” bir coğrafya haline getirmek de muhalefete kaldı…
Başka yolu yok… Bu rezillikler daha devam edemez… Bu paramparça UBP’nin kırık dökük hükümetinden bir an önce kurtulmak gerek… Onların erken seçimi kabul edeceği yok; kurduklarını iddia ettikleri ve tapındıkları KKTC’yi siyaseten daha da rezil edecekleri aşamalar var akıllarında mutlaka… Muhalefet erken seçim yapılmasını onlara rağmen başarmalıdır.
Muhalefet kim?! Tüm yurtseverler… UBP’nin yarattığı rezilliklerden utanan tüm yurtseverler… UBP’nin yarattığı düzen nedeniyle yurdunda kalıp yaşamakta zorlanan tüm yurtseverler… Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri, sendikalar… Yurtseverlik odağında bir araya gelip, Kuzey Kıbrıs’ı UBP ve yedeklerinin elinden kurtarma ve güzel ve huzurlu ve övünç duyulacak yarınlara taşıma misyonunu üstlenmelidir. Farklılıklarını dondurup ortaklaştıkları Yurtseverlik ile birlikte yola koyulmalılar… Kurtuluş Yurtsever birlikteliğinde demokratik eylemlerle gelecek…
Bu kötü ve rezil ve acınası duruma layık değildir Kuzey Kıbrıs insanı… Yurtseverler hareketliliği ile de layık olduğu sonuca ulaşacaktır… Görev Yurtseverler’de; örgütlenin…