“Bu hükümet başarılı olur mu?”
İyi bir başbakanı, birbirini dengeleyecek ve denetleyecek dört bacağı, geniş bir yelpazesi ve toplumsal bir çerçevesi var.
O çerçevenin içine nasıl bir fotoğraf gireceğini hep birlikte göreceğiz.
Elinde sihirli değnek yok kimsenin!
Ve şu sorunun yanıtı çok daha önemli:
“Bu hükümete gerçekten ve samimiyetle destek olacak mıyız?”
* * *
4’lü koalisyon denemesi ilk değil!
Finlandiya’da Fransa’da yaşandı, İtalya’da dörtlüden de fazlası hükümet kurdu.
Tek parti hükümetlerinde, her bakanlığın ayrı bir hükümet olduğunu da yaşadık.
Ve diyelim ki bu deneme de çöktü.
İlk olmayacak!
“Bugüne kadar hangi hükümet başarılı oldu” sorsam, “hiçbiri” dersiniz çünkü!
* * *
Bu düzeni değiştirme hedefi sadece hükümetle sınırlı kalırsa, zor.
“Dört partili koalisyon”un pozitif bir desteğe, yapıcı bir katkıya ihtiyacı olacaktır.
Sendikalar, sivil toplum örgütleri, kamu görevlileri, yatırımcılar, medya, kanaat önderleri, işçiler, herkes destek olmalıdır.
“Niçin” diyeceksiniz.
Çünkü yorulduk.
Ve bir gelecek istiyoruz.
Eğer kolaycılık seçilerek her fırsatta yaygara kopartılır...
“Ülkeyi değiştiriniz ama sakın bana dokunmayınız” anlayışı korunur...
Bencillik kutsanırsa...
Yine yenileceğiz, hepimiz...
* * *
Yeni dönemde özellikle sendikalara önemli görevler düşecektir.
Ve gerçek bir “zihniyet dönüşümü”ne ihtiyaç varsa, daha fazla “haysiyet” isteniyorsa, “kimliğimiz ve değerlerimiz” korunacaksa, “özgürlüklere” sahip çıkılacaksa...
Sorumluluk almak gerekir!
Çünkü tavan da çürüktür, yer de…
Ve bu ayıplı coğrafyada eğer “dibin dibini” görmek istemiyorsak, bu yapıyı iyileştirmeliyiz birlikte...
Bürokrasi balçığından kurtararak hayatı, insanı odağa alarak, illaki çok çalışarak, eşitlik için terleyerek ilerlemeliyiz.
Daha iyisini yapmalı, herkes, her yerde...
Kabullenmesek de epeyi “geride” kaldık.
Ve “ağzımıza kadar” statüko dolduk...
Kusmalıyız tüm kirimizi!