Gece iş çıkışında eczaneye gittim, burun spreyi alacaktım.
Yaşı ileri, epeyce de deneyimli bir eczacı canhıraş çalışıyordu.
Şimdi “grip mevsimi” ya oldukça kalabalıktı içerisi, kuyruk dükkan dışına taşıyordu.
Kimse de “maske” takmıyordu üstelik…
Nedense “kararını” bulamıyoruz.
Ya çok korkuyoruz.
Ya hiç!
Korunmuyoruz.
***
Bir genç geldi, “Kardeşimin boğazı yakıyor, onun için antibiyotik istiyorum” dedi.
Eczacı, yanındaki yardımcıya “şundan ver” diyerek bir marka söyledi.
Saatine baktı, sekizi geçmişti, talimatlarını verdi: “Dokuzdan dokuza, öyle yazıyorum, günde iki kez, sabah dokuz, akşam dokuz, kolay olur, bir paketi bitirecek.”
“Bu yaptığınız yanlış” diyecektim.
Diyemedim.
Sustum.
Kendi sıramı bekledim.
Burun spreyimi aldım, ayrıldım.
***
“Antibiyotik reçetesiz satılmaz, yasak” diyecektim.
“Kardeşini önce bir doktora götürmelisin” diyecektim.
“Bilinçsiz antibiyotik kullanımı çok zararlı” diyecektim.
Sustum!
Tüm gece bu suskunluğumu düşündüm.
Çünkü içerisi kalabalıktı ve biliyordum, bunu söylesem, pek çok insan bana “seni mi çekeğiz” diyen gözlerle bakacaktı.
Ne zaman doğruyu söylesem, takdir görmek yerine, çoğunlukla tepki görüyordum son zamanlarda… Hele de kalabalıklarda…
***
Sustum çünkü o saatte, o genç, kardeşini alsa, doktora gitse, çok daha zorluk yaşayacaktı muhtemelen! Özel hekime gitse, orada, bir başka yasak delinecekti. Ertesi gün hastaneye gitmek istese, ya gün doğmadan uyanması şarttı, ya da bir tanıdık… İllaki özel bir hastaneye, kliniğe gidecekti ya da… Parası varsa eğer…
***
Dört beş ay önce İngiltere’ye gittiğimde, günlük kullandığım diyabet önleyici haplarımı unutmuştum.
Bir eczaneye gittim, çok bilinen markayı söyledim ve yüzüme baktı, reçetemi sordu.
Kıbrıs’tan geldiğimi anlattım.
“Lütfen bir doktora gidiniz” dedi…
Şansımı bir başka eczanede denedim…
Bir başka…
Bir başka…
Bir başka…
Yüzüme bile bakmadı kimi!
Üstelik ağrı kesici ya da ateş düşürücüler marketlerde satılıyordu.
“Onlar reçetesiz ilaçlar” dediler.
***
Önceki gece o çok deneyimli eczacıdan da beklemiştim aslında, “kusura bakmayınız, reçetesiz satmıyoruz” demesini…
Demedi!
İşin aslı, buralarda, diyen de duymadım.
Tıpkı yurdum gibi…
Öylece satılıyordu…