Ne virüs sorunları kaldı ne de aşı konusu… Cenevre de unutuldu, görüşmeler de…. Başkan da geriye itildi, Başbakan da Hükümet de… Kutlu Adalı cinayeti bir anda gündemin en üst sırasına oturuverdi.
***
Birileri, kaçıp sığındığı ülkede bülbül gibi ötmeye başladı. Türkiye’de, perde gerisinde olup bitenleri bir bir ortaya dökerken bizim Kutlu Adalı cinayeti de araya sıkıştırıldı. Ülkede unutulmaya, unutturulmaya çalışılan bir konu da yeniden alev aldı, gündeme oturdu.
Arkası nasıl gelecek ? Bilinmez….
Dosya yeniden açılacak mı ? Bilinmez…
Dosyayı sandığa kilitleyenler, şimdi sandığın kapağının açılmasına izin verecekler mi ? Bilinmez…
Perde gerisinde olup bitenlerin, ve perde gerisindeki kişilerin isimlerinin ve o zamanki görevlerinin açıklanmasına izin verilecek mi ? Bilinmez…
***
Kutlu Adalı bir cinayete kurban giden tek kişi miydi ? Başka başka cinayetler işlenmemiş miydi ? Onların dosyaları da kara sandıklara kapatılmamış mıydı ? Kutlu Adalı cinayeti bir kıvılcım olur da, diğer dosyaların da açılması gündeme gelir miydi ?
Alın size soru üstüne sorular…
***
Cinayetin işlendiği gece ve malum saatten kısa bir süre önce, tamamen bir tesadüf sonucu, ‘o’ sokaktaydım. Saldırı, ben oradan ayrıldıktan kısa bir süre sonra gerçekleşmişti. Nerdeyse gece yarısı olduğu halde haber bir anda yıldırım hızıyla yayılmıştı tüm Lefkoşa’ya. Olayı, öğrendiğimde şok geçirmiştim. Çok değil, bir saat sonra oralarda olsaydım, olayı yaşayan tanıklardan biri olacaktım. İyi ki olmamıştım…
***
Günlerce tartışmıştık aramızda. Çok yaygın dedikodulara göre cinayetin arkasında ‘Sivil Harp Dairesi’ vardı. Herkes aynı şeyi söylüyordu ama sessizce. Fısıltılarla. Yüksek sesle konuşacak cesaret hiç ama hiç kimsede yoktu. En yüksek makamdakiler dahil.
Sonraki günlerde, “Ne olacak acaba ?” diye bekledik durduk. Ama hiçbir şey olmadı. Hatta ve hatta -yanlış hatırlamıyorsam birileri, cinayetin arkasında Rumların olduğunu bile iddia etmişti. Ve, unutuldu, unutturuldu. Herkesin boynu kıldan inceydi. En büyüklerimiz böyle olmasını istemişlerseydi bir bildikleri vardı.
Şimdilerde öğreniyoruz. Meğerse bizim Büyüklerimizin de boyunları kıldan inceymiş. Birileri ”Kapatın bu konuyu emrini vermiş ve emir kayıtsız şartsız yerine getirilmişti.
***
Şimdi ne olacak ?
Sokak Ağzı
“Başbakanımız, Türkiyede konu araştırılıyor demiş. Bunun tercümesi, bizim burada başımızı derde sokmaya niyetlmiz yok mu demek ? Anavatan, her zaman olduğu gibi en iyisini yapacak mı demek ?”
***
“Cumhurbaşkanımız suç varsa araştırılır demiş. Demek ki Başkan Ers’in, Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili, suç mu değil mi kuşkuları var.”
***
“Kutlu Adalı olayında ismi geçen lerden biri biz Kıbrıs’a PKK’yı araştırmaya gitmiştik demiş. PKK mı varmış Kıbrıs’da o zamanlar ? Yoksa Adalı bir PKK militanıydı da bizim haberimiz olmadı mıydı ?”
***
“Yaz gelir gibi yaptı adanın her yerinde yangınlar başladı. Sıcaktan falan değil, beyinsizler yüzünden.”
***
“Bizim buralarda Güzelyurt ana yolu üzerinde gece geç saatlerde araba-motor yarışı var galiba. Gürültülerinden evdeki camlar sallanıyor. Geceleri polislere de mi sokağa çıkma yasağı var ?”
***
“Bir Zamanlar Kıbrıs dizisinde yerli oyuncular da var. Böyle rezil bir dizide rol aldıkları için gurur duyuyorlar mı çok merak ettim doğrusu.”
***
“Tüm gaza zam. Benzine zam. Sırada başka ne var acaba ?
Anlayana
“Hayliden hayli kalınlaştı yobazlık yeniden. Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü. Kara bir kinle taassup pusudan çıktı yine. Yurdu şahane cehalet yeni baştan bürüdü.” (Neyzen Tevfik)