Neredeyse üç yıldır, Güney Kıbrıs’ta alış veriş merkezlerine ya da “Mall” diye adlandırılan dev mekanlara gitmemiştim...
Dün bir arkadaşım aradı, “gel gidelim, bir şey almam lazım” dedi...
-*-*-
Öğleden sonra Türk tarafından çıktık, Rum tarafına geçtik...
Kapıda kuyruk!
Gözetledim, sıra bekleyen yaklaşık 50 araç içerisinde 10 tanesi “turist taşıyan minibüsümsü taksi”...
Vito mu diyorlar nedir, hah onlardan!
-*-*-
Demek ki, “Kuzey’den Güney’e çok turist gidiyor!”....
Hayır!
Öyle değil!
Nedir peki?
Güney’deki havaalanları üzerinden bize ciddi turist geliyor!
-*-*-
Hafta içi, mesai saati olmasına rağmen, Lefkoşa – Trodos Anayolu üzerindeki alış veriş merkezinde hatırı sayılır bir kalabalık...
Dükkanlar ışıl ışıl!
Çalışanlar pırıl pırıl!
-*-*-
Uzun zamandır gelmemiştim; ciddi bir Avrupa havası söz konusu...
“Bir kaç saat da olsa, tatil gibi geldi”...
-*-*-
Hızlısından yemeklik bir şeyler de aldık!
Beş kişinin rahatça doyabileceği şeyler!
400 TL’ye denk geliyor ödediğimiz fiyat!!
Yemek fiyatı KKTC ile hemen hemen aynı!
Hatta ayıptır söylemesi, KKTC’de azıcık daha pahalı sayılır!
Ama “asgari ücreti” temel alıp satın alma gücüne bakarsanız, orası kesinlikle daha ucuz...
-*-*-
Haaa aldığımız alet, bir Dünya markası elektronik cihaz...
KKTC’deki fiyatı 14 bin TL civarında...
Güney’de indirimde!
Fiyatı 7 bin TL’ye denk geliyor!
KKTC’deki ithalatçıya soruyorum, “bu büyüklükte bir farkın sebebi ne?”...
Diyor ki özetle; “... Mesela Rum ithalatçı bin adet ithal ediyor, biz de 50 adet... Üreten şirket, onlara 5 – 10 Euro karla son kalanları kampanyada satmaları şansını verebiliyor... Bizde taş çatlasa 10 bin TL’ye verme şansımız dahi yok!”...
-*-*-
Ve çok ayıptır söylemesi ama sokaklar temiz ve sanki insanlar daha şık!
Asya – Avrupa ya da Afrika – Avrupa kıyaslamasına girip de “ırkçı”lık yapmaya gerek yok!
Neyse girmeyelim bu meseleye ama bizim tarafın ahalisi, eskiden olduğu gibi o tarafa alış verişe gidemiyor, gitmiyor... Bu da ayrı bir gerçek!
-*-*-
Ve dönüş!
Dönüşte kuyruk yine karşımıza çıkıyor...
Araç kuyruğu...
40 otomobilin 38 tanesi Güney’den...
10 dakikada geçiyoruz...
Önümüzdeki dört Güney plakalı araç benzin istasyonuna giriyor; benzin istasyonunda en az 10 araç var, hepsi Güney’den!
-*-*-
Ortaköy’de bir büyük marketimizin önünde park edilmiş araçların yarısı yine Güney’den!
-*-*-
Bir Rum dostumla karşılaşıyorum sonra...
Ömrünün yarısını bu tarafta geçiriyor...
“TL, Euro karşısında eridikçe Güney’den Kuzey’e trafik durmuyor ve durmayacak” diyor...
Güney’de de fiyatlar yükseliyor...
Ancak Kuzey’de bir çok ürünün, özellikle de akaryakıtın fiyatı, geçiş noktalarına yakın olanlar iççin ciddi avantaj!
-*-*-
Kısacası; şu anda Güney’e gidişler bizim için bir çeşit Avrupa seyahati gibi...
Kesinlikle iğrenç olmasına rağmen, her geçtiğimde meşhur burgerlerden yemezsem, aç kalacakmışım gibi geliyor!
Evet iğrenç!
Ama “Avrupalı, dünyalı olmak” hissi veriyor!
-*-*-
Güney’de resmi makamlara kayıtlı 2 bin 600 Kıbrıslı Türk’ün çalıştığı açıklandı...
Kayıtsız, yarı zamanlı çalışanlarla bu miktarın 10 bini aştığını söyleyenler var ki kapılardan geçişlere bakarsanız, sabahın köründe gidip, akşamın karanlığında döneneler her halde Mall ya da IKEA’da alış verişe gitmiyor!
Alfa Mega’dan havyar almaya da!..
-*-*-
Ve Güney’den hemen her gün, binlerce insan Kuzey’e geçip, alış veriş yapıyor, yemek yiyor, kumar oynuyor!
-*-*-
Ersin Tatar ve Tahsin Ertuğruloğlu mu?
Siyaset yapıyorlar!
Mühim siyaset!
Anavatanla birlikte!
Anavatanlarıyla!
Övünüyorlar ve diyorlar ki, “KKTC, değişen Dünya’da yerini almalı!”...
Tehditler savuruyorlar, çözüm istemediklerini açıkça olmasa bile, yüzde 90 kapasiteyle söylemekten hiç gocunmuyorlar!
-*-*-
AEK Larnaka – Fenerbahçe maçını da sadece televizyondan izleyip, abuk sabuk demeçler veriyorlar!
Fenerbahçe’nin Ercan üzerinden Ada’ya gelememesinin sebebinin de Rum Yönetimi olduğunu söylüyorlar!
-*-*-
Bazen diyorum ki; oldu ve Tayyip Erdoğan, seçim kazanmak uğruna bir hır – gür çıkardı ve bizim geçişler kapandı!
Ersin bey ve Tahsin beyin insan içine çıkıp çıkamayacağını siz de merak ediyor musunuz?
Ne surat be!
Siyasetleri gibi!
Duvar!
Maşallah!
İki örnekle ırkçılık, tahrik, ayıp, aymazlık ve yazık!
Erhan Arıklı’nın uçak bilet fiyatlarının yılbaşına doğru 20 bin TL’ye çıkabileceği uyarısı; “bir uçak şirketi daha devreye girmeli” görüşünü güçlendirme maksatlıdır...
Arıklı bu konuda bir paylaşım yaptı...
Bir başkası bu paylaşımı yorumlayıp dağıttı...
Derken bir kişi, son derece ırkçı ifadelerle, sözde Arıklı’yı eleştirecek diye, “Türkiyeli düşmanlığı” yaptı...
-*-*-
Bunun adı ırkçılıktır...
Utançtır...
-*-*-
Aynı Erhan Arıklı masum mudur?
Hayır!
Arıklı, Fenerbahçe’nin Larnaka’da AEK’yı yenmesinden duyduğu memnuniyeti, seyirciye tebrikle paylaştı...
Bu paylaşımında da, Fenerbahçe’nin bu galibiyetle “ülkemizin” puanını artırdığını öne sürdü!
Ülkemiz?
Evet Arıklı’nın ülkesi neresidir?
“Anavatanımız” dese, anlardım da “ülkemiz” ifadesi, eğer sürçülisan değilse, “ayıp”tır!
Aymazlıktır!
-*-*-
Ve bir miktar kışkırtmadır!
Tahriktir!
Provokasyondur!
-*-*-
Son dönemlerde bu tür ırkçılık ve aymazlık içeren tahriklerin miktarında artış söz konusudur...
Ve bu da tek kelime ile “yazık”tır!