“Kuzey Kıbrıs ölümlü kazalarda birinci sırada”

“Kuzey Kıbrıs, ölümlü kazalarda nüfusa, katedilen mesafelere ve araba sayısının oranına baktığımızda dünyada birinci sıradadır. Problem çok büyüktür. 1963-1974 yılları arasındaki ölümlerin 3 katını 1974’ten sonra trafik kazalarında verdik”

ABD’de 35 yıla yakın trafik ve ulaştırma uzmanı olarak çalışan Kıbrıslı Türk Trafik Mühendisi Taner Aksu, Kuzey Kıbrıs’taki en büyük problemin trafik olduğunu ve çağdaş bir trafik sistemi kurulması gerekliliğini vurguladı

“Kuzey Kıbrıs ölümlü kazalarda birinci sırada”

“Kuzey Kıbrıs’taki en büyük problem trafiktir çünkü bedeli ölümdür. Ülkemizin içinde bulunduğu vahim trafik tablusunda bireyler olarak kendimize düşen görevi yeterince yapmadığımız gibi, devletten hakettiğimiz trafik hizmetlerini almadığımız da aşikardır”

“Kuzey Kıbrıs’ta kara nokta yoktur, Kuzey Kıbrıs kara noktadır. Çünkü her yerde kaza oluyor. Her kavşakta kaç kaza olduğunu bilmek lazım ancak kazaların tümü polise ve raporlara yansımıyor. Her yer kara nokta çünkü yarın nerede kaza olacağını bilemeyiz”

Ödül Aşık Ülker

   ABD’nin California eyaletinde 35 yıla yakın trafik ve ulaştırma uzmanı olarak çalışan Kıbrıslı Türk Trafik Mühendisi Taner Aksu, Kuzey Kıbrıs’taki en büyük problemin trafik olduğunu ve çağdaş bir trafik sistemi kurulması gerektiğini söyledi.
   “Kuzey Kıbrıs’taki en büyük problem trafiktir çünkü bedeli ölümdür” diyen Aksu, “ülkemizin içinde bulunduğu vahim trafik tablusunda bireyler olarak kendimize düşen görevi yeterince yapmadığımız gibi, devletten hakettiğimiz trafik hizmetlerini almadığımız da aşikardır. Bu gerçekleri kabullenerek, bize hizmet verecek çağdaş bir trafik sistemi kurulmasına hep birlikte ön ayak olmalıyız” diye konuştu.
   Kuzey Kıbrıs’ın ölümlü kazalarda, nüfusa, katedilen mesafelere ve araba sayısının oranına bakıldığında dünyada birinci sırada yer aldığına dikkat çeken Aksu, “Problem çok büyüktür. 1963-1974 yılları arasındaki ölümlerin 3 katını 1974’ten sonra trafik kazalarında verdik” dedi.
   Trafikte Kazasız Yaşam Derneği (TRAKAYAD) Kurucu ve Onursal Başkanı Aksu, Kuzey Kıbrıs’taki trafik sistemini ve nasıl olması gerektiğini Yenidüzen’e değerlendirdi.

“Bedeli ölüm”

• Soru: Kuzey Kıbrıs’taki trafiğin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Aksu: Bence Kuzey Kıbrıs’taki en büyük problem trafiktir çünkü bedeli ölümdür. Trafikte suçları önleyemezsek bedelini ölümle veya ebedi sakatlıklarla ödüyoruz. Trafikte Kazasız Yaşam Derneği de bu kazalara “artık yeter” demek için kuruldu. Ülkemizin içinde bulunduğu vahim trafik tablusunda bireyler olarak kendimize düşen görevi yeterince yapmadığımız gibi, devletten hakettiğimiz trafik hizmetlerini almadığımız da aşikardır. Bu gerçekleri kabullenerek, bize hizmet verecek çağdaş bir trafik sistemi kurulmasına hep birlikte ön ayak olmalıyız. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde bu sistemin sağlıklı ve etkili bir biçimde sağlanması ancak trafik hususunda gereken çağdaş eğitim, denetim ve mühendislik üçlüsüne dayandırılan bilimsel bir altyapı ile mümkün olur.
   Kuzey Kıbrıs, ölümlü kazalarda nüfusa, katedilen mesafelere ve araba sayısının oranına baktığımızda dünyada birinci sıradadır. Problem çok büyüktür. “En büyük sorun Kıbrıs sorunudur” diyenler olabilir ama o sorun insanların ölmesine neden olmuyor. 1963-1974 yılları arasındaki ölümlerin 3 katını 1974’ten sonra trafik kazalarında verdik. İstatistiklere baktığımız zaman her hafta ortalama 75 kaza oluyor. Kazalar azaltmadığı sürece ölümlerin olma olasılığı hep vardır. Kazaları engellememiz lazım. Trafikte suç işletmemek hünerdir. Öyle bir sistem olmalıdır ki trafikte suç işlenmesini önlesin. Her hafta 75 kaza oluyor ama sigortalara yansıyıp polise yansımayan kazaları da eklediğimizde haftada yaklaşık 250 kaza oluyor. Kuzey Kıbrıs’ta insanlar trafikteki ölümleri kabullenmeye başladı. Ölüm kabul edilemez. 1974’ten beri trafikte yaklaşık 1800 insanımızı kaybettik. Bu kesinlikle kabul edilmez, ölüm ve ebedi sakatlıklar hiç bir şekilde kabul edilemez.

“Mühendislik ve eğitim yok, denetim başıboş”

• Soru: Çağdaş eğitim, denetim ve mühendislik üçlüsüne dayandırılan bilimsel bir altyapıdan bahsediyorsunuz. Kuzey Kıbrıs’ta bu üç faktörün durumu nedir?
• Aksu: Mühendislik ve eğitim hiç yok. Ben 15 kişilik bir gruba eğitim verdim. Belediyelerden, Karayolları Dairesi’nden mühendislerden oluşan bu grup sertifika alma aşamasına geldi. Bu şekilde trafik mühendisliği konusundaki eksikliği gidermeye çalışıyoruz.
   Eğitim konusuna gelince trafik eğitim parkı yapmakla, “trafik eğitimi yapıldı” demekle olmaz. Kısacası yapılanlar kesinlikle yeterli değildir. Gerekli trafik eğitimi anaokuldan başlayıp üniversiteye kadar istikrarlı ve verimli bir şekilde devam etmelidir.
   Denetim de sınıfta kalan, başıboş görünen bir denetim... Denetim faydalı olacağına, istikrarsızlık ve bilimsellikten uzak olarak yapılıyor ve yanlış bir etki yapıyor, insanlar denetimleri para makinası gibi görüyor. Denetim sadece gereken veya gerekmeyen yerlere konulan sabit hız kameraları ile kesinlikle sağlanamaz.


***

“Ehliyet sistemi intihar”

• Soru: Ehliyet verme sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Aksu: Trafik mühendislerinin en önem verdiği olay insan, yol ve araba özelliklerinin iyi bilinmesidir. Bizde bunların hiçbiri olmadan ehliyet veriliyor. Mevcut ehliyet sistemi İngilizlerden kalma bir sistemdir ancak İngilizler bile bu sistemi unutmuştur, çoktan gömmüştür. Bizim ehliyet sistemimiz intihardır. Şöför okulları eğitim vermesi de yeterli ve verimli değildir, gereken eğitimi verememektedirler fakat bu, şöför okullarının değil, sistemin suçudur. Mevcut sistemde 4,5 saat eğitim alan birisi ehliyet alamaya adaydır. Şöför okullarının verdiği eğitim de çağdaş değildir.

• Soru: Nasıl bir ehliyet sistemi olmalı?
• Aksu: Bence olabilecek en iyi sistem Avustralya sistemidir. Orada ehliyet üç kademede verilir. Eğitim çok yüksektir. Eğitimden sonra alınan ehliyetle 1 sene “L” ile araba sürüyorlar, daha sonra birinci kademe ehliyet alıyorlar ve bir sene de öyle araba kullandıktan sonra gerçek ehliyeti alabiliyorlar. Bu süreçte bir trafik cezası alınması durumunda süreç yeniden başlıyor.

Sigorta sistemi...

• Soru: Sigorta sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Aksu: Tüm dünyanın uyguladığı, kaza yapanın fazla prim ödediği sistem bir türlü Kuzey Kıbrıs’ta uygulamaya giremiyor. Bunu istemeyen kesimler var. Aslında bu çok adil ve iyi işleyen bir denetim sistemidir. Ancak hiçbir iktidar sistemi değiştirmiyor.

• Soru: Kazaların nedenini polis genellikle “direksiyon hakimiyetini kaybetme” olarak açıklıyor. Bu yeterli bir açıklama mı?
• Aksu: Kesinlikle değil. Zaten direksiyon hakimiyeti kaybedilmese kazalar olmaz. Önemli olan direksiyon hakimiyetinin neden kaybedildiği... Kazaların nedenleri detaylı olarak incelenmeli ve halka açıklanmalıdır. Bu hususta basın yayın organlarına da çok önemli görevler düşmektedir. Trafiği istikrarlı bir şekilde gündemde tutmak onların da başlıca görevi olmalıdır.

***

“Türkiye’den gelen ekiplerin yapması kötü”

• Soru: Yolların durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kavşaklar, kameralar...
• Aksu: Trafik mühendisliği olmayan bir yerde, bilmeden yapılan şey nasıl doğru olsun?
• Türkiye’den gelen ekiplerin yolları yapması daha da kötü. Tepeden inme, dışarıdan gelen uzmanlarla bazı şeyleri yapmak sağlıklı olmaz. Bizim kendi trafik mühendislerimizi hiç gecikmeden yaratmamız ve devreye koymamız lazım.
   Ülkemizde çok uzun yıllardır çemberler kullanılıyor ancak son zamanlarda çember yaparken kimsenin arazisinden almadan yapma eğilimi var. 110 km ile geçilebilecek çemberler var oysa çember sürat düşürmek için yapılır. Başarılı olunmayan çemberlere de dünyanın hiçbir yerinde olmayan ışık sistemi koyarak sorun giderilmeye çalışılıyor.

Hız kameraları...

   İnsanlar kameraları para makinası olarak görüyor, istikrarsız sürat tahditleri olduğu için insanlar ister istemez tuzağa düşüyor. Hastanenin önüne 50 km hız sınırı kondu. Çift şerit bir yolda 50 km hızda gitmek çok zordur. Bunun için halkı uyarmak gerekir, yollara tırtırlar, ışıklar koymak gerekir ki halk oraya geldiği zaman hız limitini farketsin. Önemli olan halkın yavaşlamasını sağlamaktır, ceza almasını değil.
   Sürat tahditlerini trafik mühendislerinin düzenlemesi gerekir. Uzmanlığın olmadığı yerde insanlar hatalarla mücadele eder. Mağusa yolunda 4-5 çeşit kavşak var, kavşakların çoğu aydınlatılmamıştır. Sayın Bakan “Yolların aydınlatacağım” diye açıklanma yaptı. Ama yol aydınlatmak trafik kazalarını önleyici bir tedbir değildir. Kavşak ve çemberlerde ışıklandırma olmalıdır. Örneğin Girne yolu aydınlatıldı, 4 milyon Euroluk bir proje yapıldı ama yıllardır karanlık olan St. Hilarion kavşağı yine aydınlatılmadı. Şimdi de oradaki sorunu çözemedikleri için hız kamerası koydular. Sorunu çözemedikleri yere kamera koyuyorlar. Bu ülkeye 150 kamera koymak için ön protokol imzalandı. 150 kameraya ihtiyaç olduğu nasıl belirlendi?

“Uzmanlığa hiç saygı duyulmuyor”

• Soru: Geçen sene Trafik Eylem Planı hazırlama çalışmaları vardı. Bu ne aşamada?
• Aksu: Bu plan için çalışıldı, sonuçlandırıldı ancak aradan bir süre geçtikten sonra bakanlık 300 bin Euro vererek Türkiye’deki bir üniversiteden bir uzman getirtip aynı çalışmayı tekrar yaptırdı. Oysa gerekli her türlü çalışma yapılmış ancak uygulanmamıştı, plan raflarda kaldı.
   Bu arada TRAKAYAD’ın Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki 8 kavşakta yapılacak
basit ve ucuz düzenlemelerle sorunun çözülebileceğiyle ilgili yaptığı çalışma konusunda İçişleri Bakanlığı Müsteşarı benim “kara mektup” olarak nitelediğim bir mektup yazarak projeyi kötüledi. İçişleri Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu mektuptan haberi olmadığını söyledi ancak mektupla ilgili istediğimiz cevap bile verilmedi. Mektupta “trafik sorununun istismar edilerek menfaat sağlanmasına yönelik, bilimsellikten yoksun bu projeyle ilgili söylem ve eylemlere itibar edilmemesi gerekmektedir”, “bu proje yapıldıktan sonra insanlar ölecek” deniyor. Bu tavır çok kötü ve çok üzücüdür. Uzmanlığa ve bilirkişiliğe hiç saygı duyulmuyor.

***

“Kuzey Kıbrıs kara nokta”

• Soru: Tüm bu anlattıklarınız ışığında Kuzey Kıbrıs’ın trafik açısından kara noktaları nereleridir?
• Aksu: Kuzey Kıbrıs’ta kara nokta yoktur, Kuzey Kıbrıs kara noktadır. Çünkü her yerde kaza oluyor. Her kavşakta kaç kaza olduğunu bilmek lazım ancak kazaların tümü polise ve raporlara yansımıyor. Polisteki veriler yetersiz ancak sigorta sistemi değişirse sigortacılar tüm kazaları bildirecek ve daha sağlıklı veri elde edilmiş olunacak. Şu anda her yer kara nokta çünkü yarın nerede kaza olacağını bilemeyiz. Bir yere kara nokta diyebilmemiz için orada bir senede kaç kaza olduğunu bilmemiz lazım.

“Bilinçli olup trafikte gereğini yapmalıyız”

• Soru: Emniyet kemeri de hayat kurtaran faktörlerden. Yeni uygulama ile çocukların da çocuk koltuğunda seyehat etmesi ve arka koltukta emniyet kemeri de zorunlu hale getirildi. Çocukların bağlanmasının önemini de biraz anlatır mısınız?
• Aksu: Çocuklarımız en kıymetlilerimizdir ve çocuklar arabada seyehat eden en masum yolcudur. Bir vasıta 100 km/saatte giderken içindeki herşey de aynı hızda gitmektedir. Arabalar mekanik olarak durmak için düzenlenmiştir. Ancak içindeki yolcuların durması için bir mekanizması yoktur, onları yavaşlatacak olan şey emniyet kemeridir. Hız arttıkça insanların ağırlığı artar ve dolayısıyla alacakları zarar da artar. Kemer yolcuları koruyan en büyük güvenlik tedbiridir. Eğer çocuğu bağlamazsanız veya kucağınızda tutarsanız olası bir kaza anında çocuk ya fırlar ya da ezilir. Ancak yapılan yeni yasada bazı boşluklar vardır. Bu nedenle polis önde veya arkada emniyet kemeri takmayanlara ceza yazamamaktadır. Ama biz kendimizi, ailemizi, çocuğumuzu korumalıyız. Yasalar ne derse dersin, bilinçli olup trafikte gereğini kendimiz yapmalıyız.

“Kara Trafik Haftası”...

• Soru: Ölümlü kazaların olduğu bu Trafik Haftası’nda son olarak ne söylemek istersiniz?
• Aksu: Ben Trafik Haftası’na karşıyım. Hele bu seneki “Kara Trafik Haftası” oldu çünkü 3 günde 4, 2 ayda 13 ölü verdik. Trafikteki sorunlar bir haftada çözülmez. Gereken trafik hizmetini verecek çağdaş bir trafik sisteminin kurulması kesinlikle şarttır ve trafiğin tek bir otorite altında yani yetkili, bilgili ve siyasetten arınmış bir birim altında toplanması lazımdır. Bunu sağlamadan hiçbir sistem faydalı olmaz. Meclisin de buna öncü ve örnek olması gerekir. Milletvekillerinin kırmızıda geçmesi, bakanların hız kamerasında yazılınca cezalarını sildirilmesi kabul edilemez. Trafik konusunda 52 hafta mücadele etmeli, farkındalığı gecikmeden artırmalı ve gereken bilimsel icraatlarla değişime başlamalıyız. Aksi tahdirde içinde bulunduğumuz durumdan çıkmamız mümkün olmayacaktır.

Röportaj Haberleri