Ülkemiz, kimsenin inkar edemeyeceği şekilde ekonomik bir yangın yerine dönüşmüş durumdadır. Türkiye’de gelişen olaylar sebebiyle dövizin yükselmesi ciddi bir problemken, bu yükselişin beraberinde bazı ekonomik fırsatlar da kendini gösteriyor.
Yıllardır turizmde göz ardı ettiğimiz fırsatlar aslında bunlar. Maalesef ülkemizde turizm denildiğinde akla her zaman Ercan ve izolasyonlar geliyor. Halbuki bizim Ercan Havalimanı kadar çalışan kara kapılarımız var. Ve bunlardan geçen turistin sayısı günbegün artıyor.
Birçok kez söyledim. Kendimize bir hedef koymalıyız: Kara kapısından geçen turistler tüm vakitlerini, nakitlerini ve kredi kartlarının tüm limitini bizim tarafımızda harcayarak Güney’e ancak Larnaka Havalimanı'na geri dönmek için geçmelidirler. Bunu da turistleri soyarak, çalarak veya kandırarak değil, ancak iyi ve kaliteli hizmet sunarak yapabiliriz.
Eğer bu yaya turistler bizim için önemliyse artık bu ülkede düzenli, dakik, modern ve sorunsuz bir toplu taşıma sistemi kurmak zorundayız.
Tabii bu toplu taşıma sistemini kurana kadar ulaşımı sağlayabilmek için bazı adımlar atmamız gerekiyor. Bu adımlardan ilk akla geleni UBER programıdır. Peki Uber nedir? Neden bu kadar önemlidir?
Dünyanın çoğu ülkesinde yaygın olarak kullanılan bu program akıllı telefonlar için yazılmış bir araç paylaşım uygulamasıdır. Telefonunuz bulunduğunuz konumu uydu aracılığıyla belirliyor ve gideceğiniz yeri harita üzerinde belirtiyorsunuz.
Yaklaşık ne kadar ödeme yapacağınız ekrana çıkıyor. O an çevrenizde olan UBER sürücüleri arasından biri bunu kabul ediyor ve araç size gelene kadar uydu üzerinden konumunu görüyorsunuz. Ne yer anlatmanıza, ne de şoför ile konuşmanıza, ne de o ülkedeki dili bilmenize gerek yok. Gittiğiniz noktaya vardığınızda ise program otomatikman kredi kartınızdan gerekli miktarı çekiyor.
Son altı ayda gittiğim 3 şehirde bu programı kullandım: St. Petersburg, Brüksel ve Roma. Bu şehirlerin ikisinde (St. Petersburg ve Roma’da) İngilizce bilen insan sayısı çok ama çok azdı.
Brüksel’de İngilizce konuşma oranı yüksekti ama konuşmaya ihtiyaç duymadık. Bu program sayesinde gideceğimiz yerlere rahatça ulaştık.
Roma ulaşım açısından tam anlamıyla işkenceydi. İngilizce bilen insan sayısı sıfır kadar azdı. Taksi ücreti ile ilgili hiçbir fikrimiz yoktu ve internetten ücretlere baktığımızda 60-70 Euro civarında olduğu fikrine kapılmıştık.
Uber kapalıydı. Her yere yürüdük. İki kez yağmur yediğimiz için arkadaşla hasta olmaya başlamıştık. Son gece restorana gitmek için çıktığımızda da epey yürüdük. Yağmur başladı, kendimizi restorana zor attık. Islandık ve kuruduk. Doğal olarak da hasta olduk.
Gecenin birinde dışarıya çıktığımızda artık titriyorduk. Ne kadar olursa olsun bir taksiye binip otele dönelim dedik. Taksiyi bulmak, gideceğimiz yeri anlatmak, ücreti sormak ayrı bir dert oldu. Çünkü taksici İngilizce bilmiyordu. Allah'tan arkadaşım biraz İtalyanca biliyordu da derdimizi anlatabildik. Her halükarda kaybettiğimiz 2-3 saat yanımıza kaldı. Üzerine hasta olmak da cabası oldu.
Son olarak gittiğim yer ise St. Petersburg’du. İngilizce bilen sayısı çok azdı. Fakat Uber çok fazla kullanılıyordu ve nispeten diğer ülkelere göre daha ucuzdu. Rusçası “evet” ve “hayır”dan öteye gitmeyen ben, tek başıma bu İngilizcenin konuşulmadığı şehrin tüm turistik bölgelerini iki günde gezdim. Dahası, ödemeleri kredi kartımdan yaptığım için nakit azalması veya para ile ilgili hiçbir sorunla da karşılaşmadım.
Bu tecrübelerimden sonra artık herhangi bir ülkeye tatile gideceğimde, o ülkede Uber var mı diye bakar oldum.
St. Petersburg’dayken, Larnaka üzerinden Girne'ye gelecek olan bir arkadaşım bana "Lefkoşa'dan Lapta'ya nasıl gidebilirim" diye sordu. Larnaka'dan değil, Lefkoşa'dan diye sordu! Çünkü Larnaka’dan Lefkoşa’ya kadar rahatça gelebiliyordu, ama Lefkoşa’dan Lapta’ya gitmek sürprizlerle doluydu.
Biliyorum ülkemizde T izni gibi bir durumumuz var. Bu da bu konuya yaklaşmayı biraz hassas kılıyor. Bir kısım arkadaşın tepkisini çekmek hiçbir siyasetçinin işine gelmiyor. Ama istek olursa bu arkadaşların sıkıntılarının da aşılabileceği aşikardır.
Bu ülkenin birincil gelirlerinden birinin turizm olduğunu artık unutmamalıyız. Ve eğer ekonomik krizin içerisinde bu geliri artıracaksak artık bazı tabularımızı yıkıp dünyaya ayak uydurmaya başlamamız lazım.
UBER bunun için biçilmiş kaftandır. Küçük bir adımla, büyük bir etki yaratabilir ve toplu taşımamızı kurana kadar ulaşım açığımızı kapatarak ülke turizmini canlandırmada etkin rol oynayabilir. Bu adım için mutlaka girişim yapılmalıdır.