Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı 2018 insan hakları raporunu açıkladı. Nisan 2017-Mart 2018 arası dönemi kapsayan raporda, Kuzey Kıbrıs’ta insan ticaretinin cezalandırılmadığı, Kıbrıslı Türk yetkililerin insan ticaretini önlemede asgari standartları karşılamadıkları ve bu yönde önemli bir çaba sarf etmedikleri yer aldı.
Her ülkenin ayrı ayrı değerlendirildiği raporda ülkeler insan ticaretiyle mücadele konusundaki çabaları temelinde değerlendirildi. Kıbrıs’ın güneyi en üst grupta yer alırken, Türkiye, önceki yıllarda olduğu gibi ikinci gruptaki ülkeler arasında sıralandı. Kıbrıs’ın kuzeyi ise üçüncü grupta gösterildi.
“Yasa nadiren uygulanıyor”
Kıbrıslı Türk yetkililerin, insan ticareti suçlularına yönelik olarak yasaların uygulanması hususunda istatistik tutmadığı, mağdurlar için sığınak bulunmadığı, mağdurlara sosyal, ekonomik ve psikolojik destek sağlanmadığı belirtilen raporda, gece kulüplerinde çalışan kadınların pasaportlarına adaya vardıklarında el konulduğu bildirildi.
Gece kulüpleri ve benzer eğlence yerleriyle ilgili yasal düzenlemenin insan ticaretiyle ilgili yasal çerçeveyi oluşturduğu; gece kulüplerinde sadece dans gösterisi gibi eğlencenin yer alabileceğini içerdiği kaydedilen raporda, fuhuştan, fuhuşu teşvik ederek ve fuhuşa zorlayarak gelir elde edilmesinin de Kuzey Kıbrıs ceza kanunu çerçevesinde suç teşkil ettiği ifade edildi.
Kuzeyde bu yasanın nadiren uygulandığı ve gece kulübü sahiplerini, korumaları ya da müşterileri nadiren cezalandırdığı ifade edilen raporda, 2017 Ekim ayında, bir gece kulübü sahibinin tutuklandığı, LTB’nin de yasal olmadıkları gerekçesiyle 4 gece kulübünü kapattığı örnekleri verildi, ancak konuyla ilgili suçlu tarafların cezalandırılması konusunda yetkililerin çaba göstermediği belirtildi. Ayrıca çalışanların pasaportlarını zorla alıkoyanları ve insan ticareti suçuna dahil olan tüm diğer kişileri cezalandıracak yasa olmadığının da altı çizildi. Raporda ayrıca, polislerin mağdurları tespit konusunda eğitilmediği, yetkililerin mağdurları korumadığı da kaydedildi.
“Mağdurlar yasal kovuşturmaya destek verme yönünde cesaretlendirilmiyor”
Kıbrıslı Türk yetkililerin mağdurları insan ticareti yapan kişilere yönelik yasal kovuşturmaya destek vermek yönünde cesaretlendirilmeyip, sınır dışı ettiği de ifade edilen raporda, polisin kurbanlardan adada kalıp tanıklık yapmalarını istemesi halinde onlara ikametgah sağlamaları gerektiği fakat insan ticareti mağdurlarının kalabileceği tek sığınma evinin Temmuz 2016 yılında kapatıldığı vurgulandı.
“Fuhuş endüstrisinin üstü kapalı bir ispatı”
Fuhuş yasakken gece kulübünde çalışan kadınların cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı haftalık sağlık kontrolünden geçmek durumunda olduğu da belirtilen raporda bunun fuhuş endüstrisinin üstü kapalı bir ispatı olduğu belirtildi.
Kadınların doktorlar ve yasa koyucularla istismar edilişlerini aktarmamaları için sağlık kontrolüne korumalarla birlikte girdiklerini içeren raporda, gece kulüpleriyle ilgili yasanın çalışanların çalıştıkları yerde kalmamalarını ön gördüğünü ancak kadınların gece kulüplerine bitişik yurt benzeri yerlerde kaldıkları da belirtildi.
Raporda, Kuzey’deki insan ticareti mağdurlarının ihbardan korktukları ve Kıbrıslı Türklerin ticari seks işçiliği ile zorunlu iş gücüne yönelik talebin azalmasına yönelik hiçbir çaba göstermediğine de dikkat çekildi.
“Önemli bir vergi kaynağı”
Gece kulüplerinin Kuzey Kıbrıs hükümeti için önemli bir vergi kaynağı olduğuna da işaret edilen raporda ödenen yıllık vergi miktarının insan ticaretiyle mücadele konusunda politik irade oluşmasında caydırıcı unsur olduğu belirtildi.
Endüstri, inşaat, tarım, ev işçiliği, restoran ve perakende sektörlerinde kadınlar ve adamların da zorla çalıştırılmaya maruz kaldığı kaydedilen raporda, mağdurların bağlayıcı borçlar, sınır dışlı edilme tehdidi, hareket sınırlaması, insanlık dışı yaşam ve çalışma koşullarıyla yüz yüze kaldığı ifade edildi.
Raporda önceki yıllarda olduğu gibi ülkeye 3 aylık turist ya da öğrenci vizesiyle giriş yapan ve Lefkoşa, Girne ve Mağusa’da fuhuş yapan kadınların da insan ticareti mağduru olabileceği belirtildi ve göçmenler, sığınmacılar, mülteciler ve çocuklarının da cinsel istismar tehdidi altında bulunduğu yer aldı.
Raporda yer alan öneriler
Raporda Kuzey Kıbrıs’ta insan ticaretinin her türlü şeklini engellemeye yönelik ilgili yasaların çıkarılması önerisinde bulunuldu.
İnsan ticareti mağdurlarını izleyebilecek ve gece kulüpleriyle ilgili şeffaflığı artıracak yasal düzenlemeler, müşterilerin farkındalığını artırmak, kurbanları korumak maksadıyla sivil toplum örgütleri tarafından kurulacak sığınma evleri ve koruma maksatlı çalışmalar için finansman sağlanması, zorla çalıştırılmanın ülkede var olduğunu kabul edip bu şekilde çalıştırılan insanların koşullarını gözden geçirmek ve gerekli adımları atmak da öneriler arasında yer aldı.