YENİDÜZEN’e konuşan Avrupa Maaşlı Doktorlar Fedarasyonu Başkan Yardımcısı Dr. Serdar Dalkılıç, Kuzey Kıbrıs’ta bir sağlık sistemi olmadığını söyleyerek, Kuzey Kıbrıs için en iyi sağlık sisteminin dialogla bulunacağını söyledi: “İyi sistem için dialog şart”
“Konuşarak, müzakere yaparak en iyi sistem kurulmalı. Sağlık sisteminizi liberal hekimlik mi, devlet hekimliği üzerine mi kuracağınıza iç dinamikleriniz karar verecek. Veya Fransa gibi karma mı olacak? Buna siz karar vereceksiniz”
“İyi sağlık siteminin oluşması için yönetim, doktorlar, sağlık çalışanları oturup tartışacak. Herkes önerilerini, taleplerini ortaya koyacak, konuşup anlaşacaklar. İyi sağlık sisteminin olması için denge olması lazım. İyi sistem için dialog şart”
Ödül ÂŞIK ÜLKER
Avrupa Maaşlı Doktorlar Fedarasyonu Başkan Yardımcısı Dr. Serdar Dalkılıç, Kuzey Kıbrıs’ta bir sağlık sistemi olmadığını söyleyerek, Kuzey Kıbrıs’ta sağlık alanında yaşanan tartışmaların Fransa’da 50 sene önce yaşandığını anlatarak, “Konuşarak, müzakere yaparak en iyi sistem kurulmalı. Sağlık sistemini liberal hekimlik mi, devlet hekimliği üzerine mi kuracağınıza iç dinamikleriniz karar verecek. Veya Fransa gibi karma mı olacak? Buna siz karar vereceksiniz. Benim şahsi düşüncem her iki sistemin yan yana çalışması. Masaya hem Sağlık Bakanlığı, hem siyasi partiler, hem özel sektör, hem de kamuda çalışan hekimler oturup bir konsensus bulmalı” diye konuştu.
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) ve Kıbrıs Türk Tabipler Odası (KTTO)’nın davetlisi olarak “Yakın Coğrafyamızda Sağlık Politikaları-Karanlıktan Aydınlığa Çıkış Var mı?” konulu sempozyumda konuşma yapmak üzere Kuzey Kıbrıs’a gelen Dr. Dalkılıç, Yenidüzen’in sorularını yanıtladı.
Dr. Dalkılıç, iyi sağlık sisteminin merkezinde insanın olması gerektiğini vurgulayarak,
“İyi sağlık sisteminde merkezde insan olmalı, hasta olmadan koruyucu hekimlik sistemi ve tedavi edip insanların kaliteli ve uzun yaşamasını sağlamak olmalı. İnsan ömrü uzuyor ama kaliteli yaşamak önemli” dedi.
“Merkezde insan olmalı”
Soru: Sağlıklı bir sağlık sistemi nasıl olmalı?
Dr. Dalkılıç: En önemli soru bu. İyi bir sağlık sistemi, sağlıklı bir sağlık sistemi merkezine insanı almalı. Çünkü hepimiz potansiyel hastayız. Sağlık sisteminin amacı nedir ? İnsanları daha uzun yaşatmak mı? sadece bu değil. Tabi ki uzun yaşatmak ama insanları ilk önce iyi, kaliteli yaşatmak. İyi bir sağlık sisteminde birinci amaç tedavi değil, insanların hasta olmasını engellemek yani koruyucu hekimlik. Dünyada en iyi sağlık sistemlerinden bir tanesi Küba’nınki. Çünkü dünyada, benim bildiğim, en az para harcamayla en iyi korucuyucu hekimlik hizmeti veren yer Küba.
Merkezde hasta olacak ama hastayı iyileştirecek sistemi de kurmak lazım. Kim iyileştirecek? Sağlık personeli. Doktor, hemşire, hasta bakıcı… Yeterli sayıda doktor ve sağlık personeli olmalı. Sağlık personelinin hem koruyucu hekimlik vermesi, hem de hastaları iyileştirmesi için iyi şartlarda yaşaması lazım. Yani iyi para kazanmaları lazım. Doktor hastaneye geldiği zaman çocuğunun okul parasını, araba taksidini düşünmemesi lazım. Dünyanın her yerinde polemik yapılır, “doktor şu kadar kazanıyor” diye. Bırak doktor kazansın, bu adam seni iyileştirecek, iyileştiremezse mutsuz olacaksın, hayat kaliten düşecek. Doktorun maaşıyla uğraşma. “Çok zengin olsun” demiyorum ama çocuğunun okul parasını düşünmesin, ev taksidini düşünmesin. Bir doktor bir ev, araba alabilsin. Bir doktor uzman olmak için 10 seneden fazla okuyor. Benim bir oğlum bir kızım var. Kızım tıp fakültesinde, oğlum mühendislik fakültesinde okuyor. Oğlum daha küçük, o bu sene okulu bitiriyor, para kazanacak, kızım daha beşinci sınıfta daha 6-7 sene daha okuyacak. Anlatabildim mi?Diğer çalışanlarla doktorların maaşlarının aynı olması beklenemez.
Avrupa’da doktorlar ortalama maaşın üstünde kazanıyor. Fransa’da asgari ücret bin 150 Euro, ortalama maaş 2 bin 200 Euro, doktor maaşları en az 5 bin Euro civarında. Yani ortalama maaşın iki katından fazla. Doktorun çalıştığı hastaneye, yıllarına göre değişiyor. 40 bin Euro kazanan doktor da var.
Kısacası iyi sağlık sisteminde merkezde insan olmalı, hasta olmadan koruyucu hekimlik sistemi ve tedavi edip insanların kaliteli ve uzun yaşamasını sağlamak olmalı. İnsan ömrü uzuyor ama kaliteli yaşamak önemli.
Soru: Hizmetin kalitesi nasıl ölçülmektedir? Standardlar ve kritlerler nasıl belirlenir, nelerdir?
Dr. Dalkılıç: Dünya Sağlık Örgütü’nün bir takım parametreleri var. Yaşam süresi, bebek ölüm oranları, anne ölüm oranları, çeşitli kanserler ve kanser ölümleri gibi. Bunlar çok önemli. Bazı parametreleri kullandığınız zaman bazen “Singapur’un sağlık sistemi en iyisi” derken, başka bir parametreye göre “Hollanda en iyi” deniyor. Dünya Sağlık Örgütü pek çok kez Fransa’nın sağlık sistemini en iyi sağlık sistemi olarak kabul etti. Bence bunlar subjektif kavramlar.
Toplumun memnuniyetine de bakmak lazım. Bence iyi bir sağlık sisteminde insanların seçme hakkı olması lazım. İyi bir sağlık sistemi hem devlet tarafından verilecek, hem özel sektör tarafından verilecek. Küba’yı bir kenara koyalım, o bir istisna, sadece devlet tarafından verilen sağlık sistemlerinde kalite çok düşük. Sadece devlet hizmet verdiği için sağlık personeline verilen maaş çok düşük. Dolayısıyla yolsuzluk, masa altından verilen para çok fazla. Amerika gibi sadece özel sağlık hizmeti verilen ülkelerde, otelcilik hizmetleri çok iyi ama kapıdan dışarı çıkınca sokakta kartı olmadığı için ölenler de var.
Dünyada sağlık sistemleri iki çeşittir. Birincisi Bismarck modelidir.Sağlık sisteminin finansmanı direkt devlet tarafından değil de, devlet bütçesinden ayrı sağlık kasasından karşılanır. Maaştan kesilen sosyal güvenlik primleri birikiyor. Fransa, Almanya, Güney Avrupa ülkelerinde bu var. İkinci sistem Beveridge sistemidir. Devlet vergisini zaten alıyor, sağlık harcamalarını direkt devlet bütçesinden karşılıyor. İtalya, İngiltere, İsveç, Norveç gibi ülkelerde bu var. En iyi sağlık sistemine göre sıralamada ilk beşe giren ülkelerin tümünde Bismarck sistemi var. Sistemler çok farklı, her sistemin iyi ve kötü tarafları da var.
“Doktorlar 48 saat çalışıyor”
Soru: Avrupa’da doktorların çalışma saatleri nasıl?
Dr. Dalkılıç: AB’de çalışma saatlerini Avrupa Komisyonu belirler. 2003’te çıkan kanuna göre, Avrupa’da doktorların çalışma saatleri 48 saatle sınırlı. Örneğin Fransa’da doktorlar haricindeki tüm sağlık çalışanlarının çalışma süresi 35 saat, diğer devlet memurlarıyla aynı. Doktorların haftada 48 saat çünkü 35 saat çalışması mümkün değil. Doktorlar 35 saat çalışırsa takip yapamaz. Doktorlar 48 saat çalışıyor ama yıllık 20 gün daha fazla izin hakları var. Her ülke kendine özgü biçimde bunu düzenliyor, bazı ülkeler daha fazla maaş veriyor. Orta Avrupa ve Doğu Avrupa ülkeleri 48 saati aşmak istiyor, çok para kazanmadıkları için, Batı Avrupa ülkeleri de daha aşağı çekmek istiyor. Avrupa’da da bu konuda homojen bir yapı yok.
Soru: Doktor eksikliği de önemli bir konu. Avrupa’da da doktor eksikliği olduğunu biliyoruz. Avrupa Komisyonu’na göre 2020’de 13% doktor, %13 hemşire, %13 diş hekimi eksiği olması bekleniyor. Bununla ilgili nasıl bir çalışma yapılıyor, eksiklik nasıl giderilebilir?
Dr. Dalkılıç: Bence daha da fazla olacak. Doktor eksikliği konusu FEMS’de de çok tartışılıyor. Bazı ülkeler “doktorların bir ülkeden başka bir ülkeye göçmesini yasaklayalım” diyor.Yasaklayamazsın, çözüm değil. AB’de para, işçi serbest dolaşırken, doktora “gitme” diyemezsin. O zaman sistemi aşağıya doğru çekerek herkesi eşitlemeye çalışmayacaksın, herkesi yukarıya doğru çekmeye çalışacaksın. Doktorların göç etmesinde konu sadece maaş da değil. Afrikalı doktorlar ameliyathanede farelerin, kedilerin dolaştığı, ellerini yıkamak için sabun bulamadıkları kendi ülkelerinde çalışmak yerine, iyi şartların sağlandığı ülkelerde çalışmaya gidiyorlar. O ülkelerde sistemi düzelteceksiniz, şartları iyileştireceksiniz ki doktorlar da başka ülkeye göç etmesin. Doktorların göç etmesini, kendi ülkelerindeki sağlık çıtasını yukarı çekerek başarabilirsiniz.
Sağlık personelinin eğitimi de çok önemli. Vaka sayısı çok önemli. Eskiden Fransa’da 40-50 sene evvel cerrahlar, iyi cerrah olmak için Afrika’ya gidermiş. Küba, Güney Amerika’ya ve Afrika’ya doktor ihraç edip para kazanıyor. Küba doktorlarını da çok iyi yetiştiriyor.
Anladığım kadarıyla Kuzey Kıbrıs’ta doktor açığı var. Bir doktor da üç senede yetişmez, 10-12 senede yetişir. Bugün alınan bir kararın sonuçları 10-12 sene sonra görülebilir. Onu beklerken başka ülkelerden doktor getirmek durumundasınız. Ya da doktorlar daha fazla çalıştırılacak ama onlara buna karşılık başka birşey verilecek. Bu meslek örgütlerinin kabul edeceği bir çerçevede olmak durumunda. Ya da emekli doktorlar çalıştırılacak. Örneğin Fransa’da bu yapılıyor. Emekli doktorlara emekli maaşına ekstra bir ödenek veriliyor.
İyi sağlık siteminin oluşması için yönetim, doktorlar, sağlık çalışanları oturup tartışacak. Herkes önerilerini, taleplerini ortaya koyacak, konuşup anlaşacaklar. İyi sağlık sisteminin olması için denge olması lazım. İyi sistem için dialog şart.
“Performans sistemiyle yapılan doktorluk değildir”
Soru: Performans sistemine bakışınız nasıl?
Dr. Dalkılıç: Dünyanın en aptal sistemi. Fransa’da “P” dedikleri anda greve çıkıyoruz. Bu performans sistemi İngiltere’de başladı. Türkiye’deki de aynı sistem. Doktora belli bir maaş veriliyor, düşük bir maaş, üstüne de baktığı hasta sayısına göre ek ödenek alıyor. Türkiye’de doktor “bugün 100 hasta baktım” diyor, nasıl bakıyor? Gereksiz bazı operasyonlar yapılabiliyor. Bu doktorluk değil. Türkiye’de “hastalar çok memnun” deniyor, eskiden polikliniklerde sıra olurdu, o ortadan kalktı ama teknolojinin de bunda etkisi oldu. Türkiye’nin sağlık sisteminde iyileştirmeler oldu ama performans sistemi ile doktora “100 hasta bak” diyorsun, bu olmaz.
Fransa’da 2007 yılında Cumhurbaşkanı Sarkozy doktorlara uygulayamadığı performans sistemini hastanelere uyguladı. Hastaneler 2007’den önce sağlık kasasından, sigortadan genel bir bütçe parası alırlardı. O parayla maaşları dağıtırdı, ilaç ve malzemeleri alırdı, hastanelerin bütçesi otonomdu. 2007’den sonra hastane yaptığı aktivitelere göre kasadan para almaya başladı. Bu durumda müdürler bizden daha fazla aktivite istemeye başladı, “daha çok doğum olsun, daha fazla ameliyat olsun” gibi. Böyle bir performans sistemi kurulmuş oldu ve biz şimdi bundan geri dönmeye çalışıyoruz.İstedikleri “performansı” almadıkları servislerde personel kısıtlaması yapmak istiyorlar. Bu performans sistemi doktorları direkt etkilemiyor ama sisteme olumsuz etki yapıyor. Fransa’nın şimdiki Sağlık Bakanı da bunun kötü bir uygulama olduğunu kabul ediyor ve nasıl geri adım atılabileceğini düşünüyor.
Kuzey Kıbrıs’ta performans sisteminin adını bile andırmayın. Performans sistemiyle yapılan doktorluk değildir, doktorluktan başka herşey denebilir. Biz yarım günde en fazla 10-15 hasta bakarız. Avrupa’da kesin bir kriter yoktur. Genelde bir hasta ile 15-20 dakika ilgilenirsiniz ama başka bir hastanın özel bir sorunu vardır, onunla 35 dakika ilgilenirsiniz. Diğerleri bekler. O gün 100 hasta bakacaksa doktor hastayla ilgilenemez. Performans sisteminin sağlık sistemine katkısı yoktur, sağlık fabrika değildir. Performans sistemini kesinlikle ülkenize sokmayın.
Soru: Hastane denetimleri ne sıklıkla ve kimin tarafından yapılıyor?
Dr. Dalkılıç: Fransa’da özel ve devlet hastanelerinin büyük denetimi 4-6 senede bir Haute Autorite de Santé –HAS yani Yüksek Sağlık Şurası tarafindan yapılıyor. HAS Sağlık Bakanlığından bağımsız olarak çalışan bir kurum, 7 kişilik yönetiminde uzmanlar, ekonomistler, doktorlar var. Bunları Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı ve Meclis Başkanı atıyor.
“Liberal hekimlik mi, devlet hekimliği mi, karma mı”
Soru: Kuzey Kıbrıs’taki sağlık sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dr. Dalkılıç: Görebildiğim kadarıyla şu anda Kuzey Kıbrıs’ta bir sağlık sistemi yok. Pek çok sorun Genel Sağlık Sigortası gelince yerine oturacak, özel ve devlet doktorlarıyla müzakere yapılacak. Burada şimdi yaşananlar 50 sene önce Fransa’da yaşanmış. Devlet hastanelerindeki doktorların özelde çalışması engellenmiş, grevler olmuş, 10 sene sonra tekrar serbest bırakılmış. Aradan 10 yıl geçmiş tam gün yasası çıkmış, özele gitmek yasaklanmış. Doktorlar direnmiş, 10 sene sonra yeniden değişmiş. Kısacası konuşarak, müzakere yaparak en iyi sistem kurulmalı. Sağlık sistemini liberal hekimlik mi, devlet hekimliği üzerine mi kuracağınıza iç dinamikleriniz karar verecek. Veya Fransa gibi karma mı olacak? Buna siz karar vereceksiniz. Benim şahsi düşüncem her iki sistemin yan yana çalışması. Masaya hem Sağlık Bakanlığı, hem siyasi partiler, hem özel sektör, hem de kamuda çalışan hekimler oturup bir konsensus bulmalı.
FEMS nedir?
FEMS Avrupa tıp örgütlerinden biridir. FEMS maaşlı doktorların çalışma koşullarıyla ilgili çalışmaktadır. AB ülkelerinden tıp sendikaları ve dernekler/birlikler yanında AB üyesi olmayan ülkelerden de üyeleri olan FEMS, AB üyelerinin 18’inden yaklaşık 140 bin doktoru temsil ediyor. Amacı doktorların çalışma koşulları, maaşları, sürekli mesleki gelişimleri, tanı ve tedavide bağımsız karar verme gibi maddi ve manevi çıkarlarını korumak.Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği 2014 yılından beri FEMS üyesidir.