Kıbrıs Türk Futbol Antrenörleri Derneği’nin, bu sezon başlattığı ve ilkini geçtiğimiz Salı gecesi dernek lokalinde gerçekleştirdiği derneğe üye antrenörler ile iletişim toplantılarında masaya yatırılan “Kuzey Kıbrıs’ta antrenör olmak” konusu beni o kadar etkiledi ki, bu konuyu “Belge’nin Penceresi”ne almak gereksinimini duydum.
Söz konusu toplantıda Kıbrıs Türk Futbol Antrenörleri Derneği başkanı Süleyman Göktaş, antrenörlerin vizyonunu çizerken, toplantıda söz alan antrenörler sıkıntılarını, sorunlarını, düş kırıklıklarını ve hayallerini dile getirdi.
Futbolun kulüp, yönetici, seyirci, futbolcu ve teknik adam olarak saç ayaklarından biri olan antrenörler yıllardır, Uluslararası izolasyonlardan nasibini alan genelde spor, özelde futbolumuzu bir yere getirmeye çalışırken, izolasyonlardan dolayı doğan motivasyonsuzluğun sıkıntısını da yaşıyorlar.
İşte, geçtiğimiz Salı akşamı gerçekleştirilen toplantıda bu sıkıntıyı gördüm. Örneğin, bir teknik adam görev aldığı kulüpte yaşanan maddi sıkıntıların yanında kulüp yönetiminin kendisine sunduğu futbolcu kadrosunun çalışma yönteminden, sahaya süreceği kadroya kadar müdahale etme cüretini gösterdiğini adeta ağlayarak anlattı.
Çoğunlukla, kulüp başkan ve yöneticilerinin kendi siyasi ve ekonomik çıkarları doğrultusunda rant sağlamak için kulüp başkanlıklarına soyunduklarını dile getiren antrenörler, bu kulüp başkanlarının hatta, bazı kendini bilmez yöneticilerin gayrı resmi teknik adamlığa soyunduklarını iddia etti.
Bunun sonucunda, alt yapısı düzgün olmayan, teknik bilgileri sıfır olan bu yönetici takımının, teknik adamları hem de aşağılayarak, müdahale ettiklerini bu müdahaleyi kabul etmeyen teknik adamları görevden aldıklarını ve buna kimsenin ses çıkarmadığını dile getirdi.
Sıralanan sorunlardan sonra, tüm motivasyonlarının ortadan kaybolduğunu ifade eden teknik adamlar, kendi kendilerine “neden teknik adam olalım?” sorusunu sorduklarını ifade etti.
Bu sorunlara ek olarak, bazı teknik adamların görev almak için arkadaşlarının başarısızlığını adeta pusuda bekledikleri dile getirilirken, bunun da teknik adamlar arasında birlik ve beraberliği ortadan kaldırdığı belirtildi.
Bazı antrenörlerin, futbolumuzun dünyadan dışlanmasının da kendilerini moral motivasyon olarak sıfıraladığını dile getiren teknik adamlar tanınmayan futbolumuzun, şamar oğlanı olmak istemediklerini ve teknik adamlığa nokta koymak istediklerini adeta haykırdılar.
İşte, KKTC’de teknik adam olmanın bedeli. İşte, bunun için çözüm inadına çözüm. Dünyalı olmak için çözüm.
Champagne’in umudu
Kıbrıs’ta futbolu birleştirme misyonunun özellikle, Kıbrıs Rum futbolunun lokomotifi olan APOEL, Anorthosis ve Apollon gibi bazı Kıbrıs Rum kulüplerinin baskısı ile Kıbrıs Futbol Federasyonu Koutsokoumnis’nin geri adım atmasına neden olmasına rağmen, Kıbrıslı Türklerin birleşme ısrarı devam ediyor.
Bu konuda, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun danışmanı olan 2015 FIFA başkan adayı Jerome Champagne ile Sertoğlu Koutsokoumnis ile temaslarına devam ediyor.
Geçtiğimiz, Pazartesi Koutsokoumnis ile Güney Lefkoşa’da meçhul bir yerde görüşen Sertoğlu ile Champagne, bu görüşme ile ilgili olarak basına bilgi vermezken, Jerome Champagne’in Değirmenlik Kulübü’nü ziyaretinde YeniDüzen’e yaptığı açıklamada “2015’ten Umutluyum” mesajı vermesi, durumun hiç de kötü olmadığını ortaya koydu.
Şöyle ki, Champagne “KOP aynı zamanda sizin federasyonunuzdur” derken, iki tarafı ayrıran fiziksel bir çizgi olduğunu, kendilerinin o fiziksel duvardan çok Kıbrıslı Türkler ve Rumların kafalarında bulunan ara bölgeyi kaldırmak olduğunu dile getirdi.
Evet, kafalardaki bu ara bölgeyi kaldırmak o kadar da kolay değil aslında. Çünkü, iki taraftaki statükocular buna kolay kolay izin vermeyecekler zaten vermiyorlar.
Ama, Hasan Sertoğlu gibi, Kıbrıs konusunda sahip olduğu dünya görüşüne rağmen, kafadaki tüm bu duvarları aşan “Kıbrıs’ta futbolu birleştirme havarisi” olan yürekli, barış ve çözüm yanlısı büyük insan, korkak Koutsokoumnis’i hizaye getirecek gibi görünüyor.
Bu büyük kavgasında, yoldaş olarak seçtiği Jerome Champagne gibi, dünya futbolunun zirvesine emin adımlara yürüyen bir danışmanı ile Sertoğlu’nun başarılı olacağına inanıyorum.
Mösyö Champagne’nin, YeniDüzen’e verdiği özel demeçte, Rumların büyük baskısına rağmen, Değirmenlik’te futbol oynamaya devam eden Demetris Vasiliou ile arkadaşı, Nea Salamina’da altı-yedi yıl futbol oynayan Ali İmam’dan “bu adamlar bu işi futbol oynamak için yapıyorlar. Herhangi bir kahramanlık niyeti olmadan aslında kahramanlık yapıyorlar.
Bütün kulüpler ayağa kalkmalı ve bu insanları desteklemeleri” derken, tek yol çözüm diyor aslında. Alkışlar size Mösyo Champagne “SALUTE MONSEUR CHAMPAGNE”.
----------------
Nostalji: Kıbrıs Türk Futbolunun babası
1934’de start alan ve 31 Ekim 1955’e kadar Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) altında futbol oynayan Kıbrıslı Türkler, 01 Nisan 1955 tarihinde Kıbrıs’ta ENOSİS isteyen Kıbrıslı Rumların baskısı nedeniyle, KOP’tan ayrılmış ve Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nu kurmuştu.
İşte, tam 60 yıldır dimdik ayakta duran Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun ilk başkanı Ahmet Sami Topcan, bir anlamda Kıbrıs Türk futbolunun babası olmuştu.
Ahmet Sami Topcan, 05 Mayıs 1921 yılında Lefkoşa’da doğdu. 1941 yılında, Amerikan Akademi’den mezun olan Topcan, futbol, hokey ile masa tenisi sporlarını yaptı. Faal spor yaşamı sırasında atletizm, futbol antrenörlüğü, futbol hakemliği ve sonrasında spor yazarlığı yaptı.
31 Ekim 1955’de Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun ilk ve en uzun süreli başkanı olan Ahmet Sami Topcan 1987 yılına kadar başkanlık görevini sürdürdü. 04 Mayıs 2005 tarihinde aramızdan ayrılan Kıbrıs Türk futbolunun babası merhum Ahmet Sami Topcan’ı saygıyle anıyoruz.