Çalıştığı okulda kadın olduğu için baskı uygulandığını iddia eden Lapta İlkokulu öğretmeni İlgen Uğurlu, kadın ve erkek öğretmenlerin eşit görülmediğini ileri sürdü. Uğurlu, “Kadın öğretmenler küçük, erkek öğretmenler de büyük sınıf öğretmenliği yapmalıdır gibi bir anlayış var” diye konuşarak bu duruma tepki gösterdi. Okul Müdürü Tamer Kombaycı ise öğrencilerin faydasına olacağı düşüncesiyle bu uygulaya gittiğini ifade etti.
Fehime ALASYA
Çalıştığı okulda kadın olduğu için baskı uygulandığını iddia eden Lapta İlkokulu öğretmeni İlgen Uğurlu, kadın ve erkek öğretmenlerin eşit görülmediğini ileri sürdü. Uğurlu, “Kadın öğretmenler küçük, erkek öğretmenler de büyük sınıf öğretmenliği yapmalıdır gibi bir anlayış var” diye konuşarak bu duruma tepki gösterdi.
Okul Müdürü Tamer Kombaycı ise öğrencilerin faydasına olacağı düşüncesiyle bu uygulaya gittiğini ifade etti.
Okul müdürü sorumluluğunda yapılan öğretmen nakillerinde, kadın öğretmenlerin küçük, erkek öğretmenlerin ise büyük sınıf öğretmenliğine atandığını anlatan İlgen Uğurlu, gerekçe olarak ise kadınların daha anaç olmasının öne sürüldüğünü kaydetti.
İş yaşamında pek çok kadının bu yönde sıkıntı yaşadığını ifade eden Uğurlu, bu uygulamanın adeta kanıksandığını dile getirerek, haksız bir uygulama olduğunu belirtti.
Düzenlemenin nasıl yapıldığına ilişkin YENİDÜZEN’e bilgi veren Lapta İlkokulu Müdürü Tamer Kombaycı ise öğretmen nakillerinin yasaların verdiği yetkiye göre müdürün sorumluluğunda yapıldığına dikkat çekti. Kombaycı, “Okula yeni gelen öğretmen erkek olduğu için İlgen hanımı birinci sınıfa koymayı tercih ettim, öğrencilerin faydasına olacağını düşünerek bu uygulamaya yöneldim, birinci sınıf velilerinden de İlgen için yoğun talep vardı” dedi.
İlköğretim Dairesi Müdürü İlkşen Varoğlu Atik: “Böyle bir tutucu düşüncemiz olsaydı ana okul veya okul öncesi için de erkek öğretmen alınmazdı”
İlköğretim Dairesi Müdürü İlkşen Varoğlu Atik ise yasa ve tüzük gereği okuldaki öğretmen dağılımının müdürlere verildiğini ifade ederek, “Erkek veya kadın ayrımı yapmadan tüm öğretmenlerimiz ilkokul öğretmeni olarak mezun oluyor” dedi.
Lapta İlkokulu Okul Müdürü Tamer Kombaycı: “Kendi görüş açısına göre farklı algıladı”
Kombaycı: “Kendi görüş açısına göre farklı algıladı”
Lapta İlkokulu Okul Müdürü Tamer Kombaycı, yapılan görevlendirmede hiçbir art niyet olmadığının altını çizerek, olayın şahsi görüş açısına göre farklı algılandığını belirtti. Öğretmen nakillerinin müdürün uhdesinde, yasayla yapılan bir olay olduğunu ifade eden Kombaycı, alınan kararların öğretmen ve öğrencilerin durumunu düşünerek istişare içerisinde yapıldığını anlattı.
Kombaycı, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamada konuyla ilgili şunları dile getirdi:
“Günü sonunda öğretmen ve öğrencilerin durumunu düşünerek, öğretmenlerle istişare edip görevlendirmelerimiz oluyor. Bu yıl giden ve gelen öğretmen oldu, gelen öretmen de erkek olduğu için onu birinci sınıfa koymayı tercih ettim. Aramızda kişisel bir sıkıntı yok, öğrencilerin faydasına olacağını düşünerek bu uygulamaya yöneldim. İlgen hanıma da bunu anlattım, velilerin de İlgen için de yoğun talep vardı.
Faydalı ve çok iyi bir öğretmen ama kendi görüş açısına göre farklı algıladı.
Şu anda görevlendirmeleri değişemem, bu sefer başka bir öğretmeni mağdur etmiş olurum.”
Lapta İlkokulu Öğretmeni İlgen Uğurlu:
“İş yaşamında pek çok kadın mobbing yaşamaktadır”
“Dört yıldır bu okuldayım, 7 yıldır da ilkokul öğretmenliği yapıyorum. Okullarımızda maalesef kanıksanmış bir düzen var. Kadın öğretmenler küçük, erkek öğretmenler de büyük sınıf öğretmenliği yapmalıdır. Kadınlar daha anaç, erkekler de otoriter olduğu içinmiş, bu tüm okullarda bu durum genel olarak böyledir. Erkeksen gittiğin okullarda büyük sınıfları alma şansın çok yüksektir. Küçük sınıflar ise kadın öğretmenlere verilir. Bunun üzerine şu eklenir: ‘Yanlış anlamayın. Siz büyük sınıf okutamayacağınızdan dolayı değil bu kararımız, erkek öğretmenler küçük sınıf okutamayacağından dolayıdır! Çünkü kadın dediğin şefkatlidir, anaçtır! Öyle olmalıdır! Aksi düşünülemez. Erkek dediğin katıdır, otoriterdir! Bizlere biçilen rol budur! İş yaşamında pek çok kadın, kadın olduğu için mobbing yaşamaktadır. Lapta İlkokulu’nda da bu durum aynıdır, sadece erkek öğretmenlerin az olması kadın öğretmenlerin mağduriyet durumunu azaltmıştır. Kadın öğretmenler okuldaki erkek öğretmenlerin yeni görevleri için okuldan ayrılması sebebi ile büyük sınıflarda görev alabilmişlerdir. Benim mücadele verdiğim nokta ise ataerkil sistemin hüküm sürdüğü okullarda bu sistemin yıkılıp, kadın ve erkek öğretmenin eşit görülmesidir. Görevlerim süresince de eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği temelli eğitim vermeye özen gösterdim. Var olan düzen içerisinde kadınlara ve erkeklere cinsiyetlerinden dolayı yüklenen toplumsal rolleri yeni nesillerin aşması ve yüklenmemesi için elimden geleni yaptım. Ama şunu biliyorum ki, dört yıldır görevde olduğum Lapta İlkokulu okul idaresinin ataerki temeline dayanan düşünce yapısını dönüştürebilmek adına başarılı olamamışım. Her yıl olduğu gibi bu yıl da sınıf dağılımı yasada da belirtildiği şekilde okul müdürümüz tarafından yapıldı. Müdürümüze göre ‘kemik kadro’ (dördüncü ve beşinci sınıf öğretmenleri) tabii ki her yıl olduğu gibi değişiklik göstermedi. Kemik kadro’ dışında kalan ‘ötekiler’ idarenin söylemi ile bir dönüşüm çerçevesinde bu yıl sınıflarını alacaklardı. (Yani ilkokul birinci, ikinci ve üçüncü sınıf dönüşümlü alınacaktı.) Dönüşüm kesinlikle bir zorunluluk değildi. Okul müdürü dilerse dönüşüm yapmayabilirdi. Ama okul müdürü bu şekilde karar almış ve bu karar öğretmenle paylaşılmıştı.”
‘ÇÜNKÜ O ERKEK!’
“Bahsedilen dönüşüm bu sene tarafıma uygulanamadı. Okul müdürünün kararı, yasaya göre son karar olup itiraz hakkımız olmamasıyla birlikte, ters giden şey, söz verilen dönüşümün bir tek bana uygulanmamasıydı. Yapılacak dönüşüm içerisinde bana verilmesi düşünülen sınıf, okula bu sene nakil alan ERKEK öğretmene verilmişti. ’Kemik kadro’ dışındaki herkese uygulanan dönüşüm tek kişiye uygulanmayınca, bunun neden bu şekilde olduğunu sordum. Tüm öğretmen kadrosu ve okul idaresinin de olduğu ortamda aldığım cevap ise; ‘ÇÜNKÜ O ERKEK!’ oldu. İdarenin görüşlerinden bir haber olmamakla birlikte, ilk kez tüm öğretmenlerin huzurunda net bir şekilde dile getirildi bu durum! ‘Eğer bu sene gelen öğretmen erkek değil de kadın olsaydı?’ sorumun cevabı ise dönüşümün içinde benim de olacağımdı.”
“Bana uygulanan cinsiyet ayrımcılığı konusunda rahatsızlığımı dile getirdim”
“Benim sıkıntım daha önce gönüllü bir şekilde almış olduğum bu sınıfı alıp almamakla ilgili değil, bu düzenin değişmesiyle ilgilidir, bir kadının erkek öğretmen o sınıfa konulmak istenmediği için o sınıf veriliyor ona! O sınıfta ona ihtiyaç olunduğu için değil! Bu şartlar altında, bana uygulanan cinsiyet ayrımcılığı konusunda rahatsızlığımı dile getirdim. Okul müdürü bana hak verdiğini ama okulda yıllardır bu durumun böyle geldiğini onun için dönüş yapamayacağını, bu durumu kabullenmemi istedi. Ben gönüllü olarak birinci sınıf öğretmenliği yaptım, benim sıkıntım bu sınıfı alıp almamakla ilgili değil, bu düzenin değişmesiyle ilgili. Bu değişim de en başta eğitimcilerde olmalı. Yine olsa seve seve birinci sınıf alırım ama ağırıma giden bu uygulamadır.”
“Mücadelem bu konuda devam edecektir”
“Bundan sonraki süreçte beklentim, müdürün bana hak verdiği konuda bu yanlış kararın değiştirilmesiydi ama maalesef yanlışa bir yanlış daha eklendi. Bakanlıkla görüştüm, herkes davamda haklı olduğumu düşünüyor, çeşitli çalışmaları oldu ama müdür çözüm bulmak yerine farklı bir yola başvurdu. Mücadelenin sonuca varmaması için ilkokulda branş öğretmenliği yapan bir kadın öğretmeni birinci sınıfa vermeyi, benim de sınıfımı değişip ilkokulda branş öğretmenliğine vermeye çalıştı. Ben bunu reddettim, bir erkek öğretmen de birinci sınıf öğretmenliği yapabilir bir kadın öğretmen de üst sınıflarda görev yapabilir. Mücadelem bu konuda devam edecektir.”