Lapta dün Lapta’da geçen yılın flaş takımlarından Bağcıl’ı konuk etti. Hatırı sayılı sayıda seyircinin izlediği dünkü karşılaşmada futbol oldukça sönüktü. Düşük kalitede bir futbol döngüsü içinde sahada olan sadece 22 adamın “BAM-GÜM”ü vardı.
Futbolun güzelliği, heyecanı adına çok şeyler yazmak, anlatmak isterdim ama maalesef dünkü karşılaşmada sadece her iki takım oyuncularının ortaya koydukları “KÖR DÖVÜŞÜ” vardı…
Tempo yoktu, heyecan yoktu, gol pozisyonu yok denecek kadar azdı, gol de çıkmayınca belkide her iki takımın da özellikle Lapta cephesinin maç sonunda sadece 1 puana “Ohh..” dediği sevinci ve mutluluğu vardı…
***
Maçın ilk devresinde ev sahibi Lapta’ya oranla Bağcıl oyuncuları maça daha istekli daha atak oyun sergileme ve golü bulma görüntüsü içerisindeydi.
Ayağa pas yaparak, orta sahada hücum presini artırarak ve topu kanatlara taşıyan Bağcıl oyunu Lapta yarı sahası içerisine yıktı.
Bu anlamda karşılaşmanın ilk devresinde büyük ümitlerle transfer edilen Bebe, yine bulduğu yüzde yüz iki net gol pozisyonundan yaralanamayarak bir kez daha hayal kırıklığı yarattı. Yine istenilen teknik kapasite ve fizik gücünde değildi.
İlk devrenin sonuna doğru baskılı oyununu sürdürmeye ve golü bulma çabalarına devam eden Bağcıl, Derviş ve Joseph’le uygun gol pozisyonlarına girdi fakat etkisiz gol vuruşları ile aradığı golü bulamadı.
Karşılaşmanın ilk yarısında Bağcıl’ın bulduğu dört net gol pozisyonu dışında maçın ikinci yarısı dahil ciddi anlamda gol pozisyonu her iki takım adına da sadece bu pozisyonlardı diyebiliriz.
***
İkinci yarı başladığı zaman, maça gelen seyirciler bir ümit belki daha iyi, göze daha hoş bir futbol izleriz düşüncesi hakimdi fakat beklenen olmadı. Hatta olmadığı gibi her iki takımda ilk yarıda oynan oyunu da arattılar.
İkinci devre gerek Bağcıl gerekse Lapta adına tek bir gol pozisyonu hatta kaleye isabetli çekilen ve tehlike yaratan tek bir şut yoktu dersek yalan olmaz.
Belki bu karşılaşmada Lapta’nın küçük de olsa bir mazereti vardı. Ahmet Coşkun gibi önemli bir oyuncusunun sakatlığından dolayı sahada olmaması Lapta takıma adına bir olumsuz etkiydi. Ama ne isterse olsun Süper Lig’de mücadele eden bir takımın tek bir oyuncuya bu kadar bağlı olmaması gerek. Onun eksikliği takımın hücum organizasyonlarına bu denli kötü anlamda etkilememeli diye düşünüyorum.
Dünkü karşılaşmada ev sahibi Lapta, genel anlamda bir puanı amaçladığı ve berabere bitirme isteği içinde olduğu açıkça belliydi. Bu anlayış Lapta’nın 90 dakika boyunca sahaya sergiledikleri ürkek ve korkak oyunla hakimdi.
Bağcıl’ın dünkü karşılaşmada yakaladıkları ciddi anlamdaki net 3-4 gol pozisyonu ve oyuncuların daha istekli, arzulu oluşları ile, vasatın üzerine çıkılmayan karşılaşmada üç puanı daha çok hak eden taraf olduğunu düşünüyorum.. Ama 3 puanı da sadece istekli olmaya vermiyorlar.. “Gol gerek Goool…”
Bostancı Bağcıl bence hücum ve forvete katkı yapmak için sezon başında transfer edilen gerek Hakan Altın gerekse o “meşhur oyuncu Bebe”den pek de bir şey beklemesin ileriki haftalarda.
Bağcıl’da yapılması gereken en önemli ve acilen değişiklik devre arası hücüme “ Golcü” kimliğinde bir forvet takviyesi.
Dün 90 dakika boyunca takım hürriyetinden uzak orta alanda “kör dövüş” oyun anlayışı ile iki ekibin beraberlikle ve birer puanla ayrılması ciddi anlamda her iki takıma da yaramadığı gibi, yaraladı da diye düşünüyorum..
Her iki takımda, özellikle de Lapta, eğer kendi evinde bile böyle ürkek ve korkak oyun anlayışı içerisinde gelecek haftalardaki karşılaşmalara çıkarsa, 3 puanı bence görmesi sadece “HAYAL” olur.