UBP-HP hükümetindeki İmar Planı çatlağı büyüyerek devam ediyor. Yağan yağmur, yolların berbat hali, cumhurbaşkanlığı seçimi, ABD-İran gerilimi gibi konular öne çıktığı için İmar Planı kamuoyu gündeminden birkaç günlüğüne düştü ama perde gerisinde çok enteresan işler dönüyor.
‘İmar Planı’nı onaylarsan Mağusa ve İskele’den oy bekleme’ diyerek Ersin Tatar’a rest çeken üst ve alt düzey kimi UBP’lilerin ilk argümanını Oğuzhan Haspioğlu dillendirmiş, ancak ‘belediye meclisleri nin onayı şart’ şeklindeki iddia kısa sürede tedavülden kalkmıştı. Zira Hasipoğlu İmar yasası’nın 15’inci maddesinden söz ederken, o maddedin atıf yaptığı 14’üncü maddeyi gözlerden saklamak istemiş, ancak hukukçular bu tezi çürütmüştü.
Yeni argüman ise Genel Sekreter Ersan Saner’den geldi. Saner bir TV programına çıktı ve bu sefer ‘Birleşik Kurul kararının geçersiz olduğu’ savını ‘belediye başkanlarının o toplantıda olmadıkları’ iddiasına dayandırdı. Saner “Belediye başkanlarının imzalarını görmek isterim” dedi, Kanal SİM dün o imzaları Saner’e ve kamuoyuna gösterdi!
30 Aralık 2019 tarihli Birleşik Kurul toplantı tutanağında hem Mağusa’nın, hem İskele’nin ve hem de Yeni Boğaziçi’nin belediye başkanlarının ıslak imzaları yer aldı. Elbette kaymakamlar ile Şehir Planlama Dairesi Müdürü’nün imzalarıyla beraber!..
**
Ersan Saner’in talep ettiği ‘başkanların imzaları’ meselesi bu belgeyle halloldu ama Başbakan Tatar’ın İmar Planı’nı resmi gazetede yayımlatmasını engellemeye dönük çabalar bitmedi.
Bir taraftan ‘Planlı yapılaşma isteriz’ derken, diğer taraftan da belediyeler, meslek odaları, şehir planlama dairesi, kaymakamlıklar ve halkın büyük emek vererek ortaya çıkardığı Mağusa-Yeni Boğaziçi-İskele İmar Planı’nı ortadan kaldırmak için elinden geleni yapanlar ‘hukuki mazeret’ arayışlarını sürdürüyorlar.
İmar Planı’nı engelleme ekibi bu aralar Başsavcılık’tan İmar Planı süreciyle ilgili ufacık da olsa bir ‘olumsuz görüş’ elde etmeye çalışıyor diye bilgiler var.
Mesele sadece UBP-HP krizine yol açmakla kalmıyor.
İmar Planı yalnızca hükümeti bozulma noktasına getirmekle kalmıyor.
Bu inat ve ısrarın çok daha vahim sonuçları olabilir.
**
Kah ‘belediye meclis onayı’, kah ‘belediye başkanlarının imzaları’ diyerek planı hukuk tarafından vurmayı deneyen bu ekibin, ülkenin ‘planlı şehirleşmesi’ çabalarına da büyük bir zarar vermekte olduğuna dikkat çekiliyor.
Teknik bilgisine güvendiğim bir kaynak, Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi İmar Planı hazırlığında izlenen sürecin 2000-2001 yılında çıkan Lefkoşa İmar Planı süreciyle tamamen aynı olduğunu vurguluyor ve soruyor:
“Şimdi kimilerinin ortaya attığı bu iddiaları doğru kabul edecek olursak, o zaman Lefkoşa İmar Planı da geçersiz sayılmalı. Çünkü Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi İmar Planı hazırlanırken uygulanan süreç birebir Lefkoşa İmar Planı sürecinin tıpkısıdır.”
Çok önemli bir tespit ve uyarı bu!..
İmar Planı’nı engellemeye çalışanlara ve de siyasi kaygıları yüzünden planı resmi gazetede yayımlatmaya cesaret edemeyen Başbakan Tatar’a sormak lazım.
Yoksa siz Lefkoşa İmar Planı’nı da mı ortadan kaldırmak istiyorsunuz?
Cevap lütfen!..