Fehime ALASYA
Son yıllarda, hemen hemen aynı dönemlerde Yılmazköy, Alayköy ve Gönyeli bölgesi başta olmak üzere Başkent Lefkoşa ve çevresini de etkisi altına alan kötü koku, bu yıl da etkili oldu. Gözler ilgili taraflara çevrildi…
Eleştirilerin hedefi olan Hacıali Ltd.’nin Direktörlerinden Okan Hacıali ise dört yıldır bunun önüne geçmek için çalmadık kapı bırakmadıklarını savundu, durumdan oldukça rahatsızlık duyduklarını kaydetti.
Çiftliklerinden çıkan gübrenin kompos haline dönüştürülmesi için ihtiyaç duyulan fabrika projesini dört yıldır gerekli izni alamadıkları için hayata geçiremediklerinden yakınan Okan Hacıali, gerekli izni alamadıklarını ileri sürdü.
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yıl ayni zamanda benzer bir olay yaşanmış, kötü koku dayanılmaz bir hal aldığı için Gönyeli ve Lefkoşa Belediyesi harekete geçmişti.
Yılmazköy’ün güneyinde ‘gübre dağları’
YENİDÜZEN, birçok bölgeyi etkisi altına alan kötü kokunun nedenini araştırdı, ilgili taraflarla konuştu.
Yılmazköy’ün güneyinde olan ve adeta küçük küçük gübre dağlarının oluştuğu bölgede, sinek ve kokudan durulmuyor. Söz konusu bölgenin Hacıali Ltd’e ait gübre depolama alanı olduğu öğrenildi.
Birçok bölgeyi etkisi altına alan kötü kokunun tek kaynağı olarak bu bölge değil, Alayköy çevresindeki yaşam alanlarına yakın bazı tarlalara serpilen irili ufaklı gübre yığınları olduğu gözlemlendi.
Kötü kokunun nedeni bölgede bulunan Mustafa Hacıali Ltd. bünyesindeki çiftlik gübrelerinin tarlalara atılması olarak gösterilirken, söz konusu şirket, gübresini yerleşim alanlarından uzakta bir alanda depoladığını, dünya standartlarında bir depolama ve imha işlemi için dört yıldır devletten yasal izin beklediğini belirtti.
Birçok kişinin tarla sürme zamanı uyguladığı bir yöntem…
Söz konusu sorunun ilgili belediyeye ait olduğunu savunan Çevre Dairesi Müdürü Abdullah Aktolgalı ise buna rağmen daire bünyesindeki ekiplerin sürekli Alayköy ve Yılmazköy arası bölgede devriye gezdiklerini ve tarlalara dökülen gübrelerin koku yaymadan toprağa karıştırılması için müdahalede bulunduklarını söyledi.
Lefkoşa ve civarında da hissedilen kötü kokuyla ilgili sosyal medya hesabından geçtiğimiz akşam açıklama yapan Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, yasa, ya da tüzük değişikliği önerisi hazırlayıp merkezi hükümete sunacaklarını ifade etti.
Sadece bir şirket değil, genel olarak birçok kişinin tarla sürme zamanı uyguladığı bir yöntemden ötürü gübre kokusunun yayıldığına dikkat çeken Alayköy Belediye Başkanı Hulusi Manisoy, gübre imhasında dikkat edilmesi geren hususlara değindi.
Bölgede karasinek ve kokudan bahçeye çıkılamayacak bir hal aldığını dile getiren Alayköy sakinleri ise yetkilileri bir an önce açıklama yapıp, önlem almaya davet etti.
Mustafa Hacıali LTD. Direktörlerinden Okan Hacıali, çiftliklerinden çıkan gübrenin kompos haline dönüştürülmesi için ihtiyaç duyulan fabrika projesini dört yıldır gerekli izni alamadıkları için hayata geçiremediklerini savundu.
Mustafa Hacıali LTD. Direktörlerinden Okan Hacıali:
“Dört yıldır kapı kapı dolaşıyoruz”
Dört yıldır, çiftliklerinden çıkan gübrenin kompos haline dönüştürülmesi için fabrika projesini hayata geçiremediklerinden yakınan Mustafa Hacıali LTD. Direktörlerinden Okan Hacıali, gerekli izni alamadıkları savundu.
YENİDÜZEN’e konuşan Okan Hacıali, konuşmasında bu durmadan çok rahatsız olduklarını ve kesinlikle çevreye rahatsızlık vermek istemediklerini söyledi.
Daha sağlıklı ve dünya standartlarında gübre depolama işlemi yapmak için yıllardır çaba sarf ettiklerini anlatan Hacıali, 3 Milyon Dolar’lık yatırım yapacaklarını ifade etti.
Hacıali, tarlaya atılan gübrelerin sadece kendileri tarafından değil, birçok çiftçi tarafından da münferit olarak yapıldığını savundu.
YENİDÜZEN’e konuşan Hacıali şunları ifade etti:
“Her yıl insanlar gerek bizden alıp, gerekse kendi ağıllarından aldıkları gübreleri tarlalarına atıyorlar. Bu tüm dünyada oluyor. Fakat uygar ülkelerde bunun gelişmişi gübreyi işleyip kompos yapmaktır. Biz dört yıl önce devletten yer izni için müracaat ettik, dört yıldır kapı kapı dolaşıyoruz. Altı ayda bir de hükümet değişiyor, birine dert anlatalım derken diğeri geliyor. Biz Hacıali Ltd. olarak çevreye zarar vermemek için, gübreyi işlemek maksadıyla yola çıktık ama hala izin alamadık. Yaptığımız yer sanayi bölgesi değil. Bu normal sanayi bölgesinde olacak iş değil. Uzak bir yerde, yaşam alanı dışında olması gerek, ama biz yaşam alanı dışında sanayi iznini alamadık. Böyle bir yer yapmak için hala izin bekliyoruz. Konu şimdi meclise gitmiş, iş uzayıp gidiyor.
Depolama alanımız Yılmazköy’ün güney kısmıdır. Gübreleri oraya kokuyoruz. Ama bu kokuyu yayan orası değildir. Buradan alınıp tarlalara atıldıkları zaman çok kokuyor. Yaşam alanına daha yakın yerlere gittiği için. Bunun doğrusu tüm uygar devletlerde bu gübre işlenir kompos hale getirilir ve kokusu alınıyor, atıldığı zaman da hiç koku yapmıyor.
Yaklaşık 3 milyon dolar bir para atılacak, dört yıldır hala bekliyoruz. İnsanlar bunu her mevsim bir ay ya da birkaç gün yaşıyor, biz yıl 365 gün bunun daha sağlıklı hale dönüşmesi için uğraş veriyoruz. Bu işten yorulduk.
Çevreye kesinlikle rahatsızlık vermek istemiyoruz.
Şimdi orada depoluyoruz sonra da tarlalara dağıtıyoruz. Tarlalarda ise gübre atma ve sürme zamanı olan bu dönemde bu münferit olarak da yapılıyor, sadece biz yapmıyoruz.
Gerçekten iyi niyetliyiz, inanın çok üzülüyoruz. Umarım bir an önce bu konu sonuçlanır da kendi gübremizi daha sağlıklı ve dünya normlarında olduğu gibi depolarız.”
Çevre Dairesi Müdürü Abdullah Aktolgalı:
“Belediyeler, kendi yasaları çerçevesinde bu durumu değerlendirmeli”
Yayılan kötü kokuya ilişkin durumu YENİDÜZEN’e değerlendiren Aktolgalı, sorunun ilgili belediyeye ait olduğunu, buna rağmen kendilerinin müdahale ettiğini savundu. Aktolgalı, şunları ifade etti:
“Ben her yıl aynı açıklamayı yapıyorum, böyle bir koku var. İlgili belediyeler de işin ucunda. Onlar kendi yasaları çerçevesinde bunu değerlendirmeli. Her çevre kirliliği olduğunda sanılıyor ki dairemiz sokak sokak temizlik yapıyor. Belediyelerin tümü sorumlu Çevre Dairesini tutuyor. Bir koku var, benim de evime kadar geliyor, kokuyu ölçen bir cihaz yok ama yasada da yeri yok zaten.
Ekiplerim sürekli her gün bölgelerde dolaşıyor. Tarla kenarlarına veya içine dökülen gübre yığınlarına müdahale ediyor, toprağa karıştırılmalısını sağlıyoruz. Bizim yetkimizde olmamasına rağmen her gün 3,4 tane personelim bu işi yapıyor.
Belediyeler, kendi yasaları çerçevesinde bu durumu değerlendirmeli. Göreve geldiğim yıldan bu yana, benim yetkimde olsaydı daha farklı bir müdahale de yapardım.
Bu sadece bir şirkete ait değil. Münferit olarak gübresini getirip tarlasına dökenler de var. Satın alıp tarlasına götürüyor, tüm arazilerde bu durum var. Mağusa’da, Güzelyurt’ta, birçok bölgede bu olay yaşanıyor. Üstelik bu işlem doğru yapılsa toprağa çok da faydası var. Gübrenin önce kurutulması sonra toprağa dökülmesi gerekiyor ama ıslak gübre çok kötü koku yayıyor ve toprağa karıştırılması için de tarlada kuruması bekletiliyor. Tarım, Hayvancılık Dairesi veya ilgili birimler bu konuda bilgi vermeli, denetim, kontrol yapmalı.”
Alayköy Belediye Başkanı Hulusi Manisoy:
“Rüzgârın olmadığı zamanlarda taşıma ve imha edilmeli"
Alayköy Belediye Başkanı Hulusi Manisoy, bölgede de yoğun olarak hissedilen kokunun giderilebilmesi için gübre imhası ve taşımasının, rüzgârın olmadığı zamanlarda yapılması gerektiğine değindi.
Manisoy, şunları belirtti:
"Bunlar kimselerden çıkan tavuk gübrelerimin. Tarımsal amaçlı arazilerde kullanılıyor. Yapılması gereken tarlaya atıldığı zaman hemen sürülmesidir. Bekletilirse koku yapar. Tarımsal arazide bekletilmemeleri gerekiyor. Sadece bir şirket değil, genel olarak birçok kişinin yaptığı bir uygulamadır. Şimdi de rüzgar ve esinti dönemi bu yüzden yayılıyor. Bizim bölgede çok etkin bir koku yoktur. Sürekli çiftçileri uyarıyoruz, bekletmemelerini söylüyoruz. Buna Çevre Dairesi'nin el atması gerek. Rüzgarın olmadığı zamanlarda taşıma ve imha edilmeli."
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı:
“Yasa ya da tüzük değişikliği önerisi sunacağız”
Kendi belediye sınırları dışında gelişen gübre olayı nedeniyle Lefkoşa’nın da mağdur olduğunu ifade eden Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, bunun bir daha yaşanmaması için yasa ya da tüzük değişikliği önerisi hazırlayıp merkezi hükümete sunacaklarını belirtti.
Harmancı, açıklamasında şunları dile getirdi:
“Yıllardır kendi belediye sınırlarımızın dışında gerçekleşen bir gübre olayının kötü etkilenen şehirlerden biri oluyoruz maalesef.
Bir şehri boğacak kadar kötü koku yurttaşlarımıza hayatı çekilmez kılıyor. Pek çok kez ısrarcı olduğumuz önlem taleplerimiz de ne yazık ki gerçekleşmedi.
Başkent belediyesi olarak bunun bir daha yaşanmaması için yasa ya da tüzük değişikliği önerisini bizzat hazırlayıp sizlerin desteği ile merkezi hükümete sunacağız.
Sizlerin de bu konudaki haklı duruşunuz, ısrarınız ve yardımınız ile bunun yanıtsız kalmayacağını umuyoruz.”
ALAYKÖY’DE VATANDAŞ KOKU VE KARASİNEKTEN BEZDİ…
Mevlit Hacımevlüt: “Ceremesini halk çekiyor, köyde karasinekten, kokudan geçilmiyor”
“Bu koku bize 1974 yılından beridir vuruyor. Güneyden de domuz fabrikasından koku geliyordu. Bu koku gübre kokusudur doğrudur ama her yer lağım, her yer kanalizasyonsun inşaat. Çok büyük yanlış uygulamalar var. Bunlar yüzünden ceremesini halk çekiyor. Köyde karasinekten, kokudan geçilmiyor."
Ali Kanlı: “usulüne uygun imha edilmeli, kokudan oturulmuyor”
“Taze fışkı kokar, eski fışkı kokmaz, eskitip, usulüne uygun imha edilmeli. Döküp hemen sürülmeli. Lefkoşa'da bile oturulmaz oldu. Her şey hükümetten beklemeyelim, biz de üzerimize düşeni yapalım. Kimse birlik olup sesini çıkaramıyor. Köyde karasinekten geçilmiyor, kokudan oturulmuyor."
Hüseyin Çiko: “Usulüne göre yapmıyor diye her taraf kokuyor, sinek ve kokudan da şikayetçiyiz”
"Her yıl ekim zamanı geliyor, insanlar gidip oradan doğal gübre alıp tarlasına da seriyor, insanlar da gidip libazmaya para vereceğine gidip doğal gübre atıyor. Bunu da usulüne göre yapmıyor diye her taraf kokuyor. Bu özel aletlerle yapılıyor, püskürtülüyor, dağıtılıyor. Sinek ve kokudan da şikayetçiyiz ama gerçekler bunlar." Foto yok!!!!
Muharrem Fıstıkçı: “Sağlığımız bozuluyor, açıklama yapan yok ama..."
"Özellikle akşam üzeri dışarıda yemek yemeyi bırak oturmaz olduk. Koku ve sinekten durulmuyor. Sinekler yataklara kadar konuyor. Ne olduğunu hiç bilmiyoruz, vatandaş kokudan harap oldu, sağlığımız bozuluyor, açıklama yapan yok ama..."
Zalihe Hacımevlüt: “Yetkililer bir önlem almalı”
"Her yıl güneyden çok kötü bir koku geliyordu, hala ara sıra geliyormuş. Sinek deseniz dayanılmaz oldu. Ortada hiçbir şey bırakmaya gelmiyor. Restoranı çalıştırıyorum, sinekten oturulmuyor. Bu sorun hep vardı, hala daha da var. Yetkililer bir önlem almalı."