Filiz Uzun
Leipzig, Almanya’nın Saksonya eyaletine bağlı 590.000’i aşkın nüfusu ile iki büyük ve önemli şehrinden biridir. Diğeri ise Dresden’dir. Leipzig ismi; “Ihlamur ağaçlarının bulunduğu yerleşke” anlamına gelen Lipsk sözcüğünden türemiştir. 1165 yılında şehir olma statüsü kazanan Leipzig Kutsal Roma-Germen imparatorluğu döneminde başlayan iki önemli ticaret yolu olan Via Regia- İmperii yollarının kavşağı olmasından dolayı Almanya’nın önemli ticaret merkezi olmuştur. Her ne kadar ticaret fuar ve ticaret merkezi olarak görülse de sanat ve kültürü ile Almanya’nın aynası gibidir. Leipzig adeta sanat ile yoğrulmuş bir şehirdir.
Leipzig’in Ünlüleri
Leipzig Üniversitesi Avrupa’nın sayılı üniversiteleri arasında yer almaktadır. Üniversitenin etkisi ile Leipzig eğitim, kültür, sanat ve kitap basım merkezi haline gelmiş ve hızla gelişmiştir. Leipzig üniversitesinde okuyan ünlüler arasında; Leibniz, Ranke, Goethe, Nietzsche, Wagner ve Angela Merkel’i sayabiliriz.
II. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’nın birçok şehrinin neredeyse tamamı %60-70 hasar alırken Leipzig şehrinde %20 hasar olmuştur. Bu nedenle şehir kendini hızla toparlamış. Eski tarihi binalarını restore ederken şehre modern binalar da eklenmiştir. Eskinin yanına eklenen yeni binalar gözü rahatsız etmiyor, bilakis uyumlu bir görüntü sergiliyor tüm şehirde.
Leipzig, Almanya’da Türk nüfusunun en az olduğu şehirlerinden biridir. Bu yüzden sokaklarında dolaşırken Hamburg, Frankfurt veya Köln gibi Türkçe konuşmalar duymanız pek mümkün değildir. Almanca öğrenmek isteyen Türkler için çok uygun bir şehirdir.
Sanatın ve Bilimin Şehri Leipzig
Leipzig’i tarif ederken “Bach’ın şehri” demek doğru olur sanırım. Bu deyiş ile bu şehrin ne kadar müzik, kültür ve sanat aşığı bir şehir olduğunu da anlatmış oluruz. Leipzig, Bach gibi Shubert, Schiller, Mendelssohn, Martin Luther, Goethe ve Neve-Leipziger- Schule sanat akımları ile de sıkça anılıyor. Goethe; Faust eserinde Leipzig’i “ Küçük Paris” olarak tanımlar.
Zengin tarihi, göz alıcı mimarisi, barındırdığı sanatçıların ülkeye kattığı ruh ile tertemiz, Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında gezerken orta çağın ruhunu hissediyorsunuz adeta. Sanki her an bir köşeden Bach ya da Goethe çıkacak gibi. Sanki siz o dönemin kıyafetlerini giymiş ağır ağır sokaklarda dolaşır gibi hissediyorsunuz kendinizi. Sakin ve huzurlu.
Leipzig’in meşhur alış veriş caddesi olan Grimmaische strasse’de gezerken tüm cadde boyunca her köşede müzisyenlerle karşılaşmak mümkün. Her saatte. Klasik müzik, modern müzik, kültürel müzikler ve başka ülkelerden gelen sokak sanatçılarının müziklerini dinleyebilirsiniz.
Leipzig Sokaklarında Gezerken
Leipzig sokaklarında gezerken insan kendini daha özgür hissediyor. Bilmediğiniz dilde konuşan insanlar, bilmediğiniz sokaklar, caddeler. Plansız gezintiler. Kıbrıs’tan ve sorunlarından uzak birkaç hafta inanılmaz iyi geliyor insanın ruhuna. Bir yandan da hem adaya, hem de kendi yaşamınıza uzaktan, sanki farklı bir insanın yaşamını izler gibi bakabiliyorsunuz. Nelerle uğraştığımızı, ne için mücadele verdiğimizi, nasıl bir yaşam sürdüğünüzü düşünüyorsunuz ta buralardan. Yaşadığımız hayatı hak etmiyoruz hiç birimiz. Sanattan uzak, doğadan uzak, çirkin, bakımsız sokaklarda geçiyor ömrümüz.
Biraz dinlenmek ve uzak kalmak iyi geliyor yine de. Çok daha güçlü, mücadeleci ve cesur hissediyorsunuz kendinizi. Her şeyi başarabilirsiniz hissi veriyor size bu şehir. Binlerce yıllık tarihi sokaklarda gezerken ve burada yaşamış insanların çektikleri acıları okudukça biz de yapabiliriz, diyorsunuz. Biz de küçücük adamızı barış adası, turizm adası, pırıl pırıl sokakları olan bir ada yapabiliriz. Yüzlerce farklı kültürün bir arada yaşadığı bu şehir gibi biz de tüm dinlere, dillere, ırklara saygılı bir şekilde birlikte yapabiliriz. Başarabiliriz.
Leipzig’de Gezilecek Yerler
Leipzig’de bulunma amacım; kızımı kurs için yerleştirmek üniversiteli yıllarına adım attığı bu günlerde yanında olmak, nerede yaşayacağını görmek ve huzurlu bir şekilde kendi hayatıma devam etmekti elbette. İlk hafta görev ve sorumluluğumu tamamladım. Kızım yurduna yerleşti. Odası ve dersleri için gerekli her şey alındı. Çabucak hem kurs sınıfından hem de yurdundan arkadaşlar edinmeye başladı. İlk haftanın sonunda arkadaşları ile takılmaya başladı bile. Ben de kendime bir dizi gezi planı yaptım. İlk önce 4 gün Viyana, sonra Leipzig’in turistik yerlerine gezi ve en son da Berlin turu. Şahane değil mi? Ben de anne olarak bu tatili hak etmiştim.
Bu yazımda sizlerle Leipzig’de benim gezdiğim yerleri paylaşacağım;
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Leipzig’de gezerken şehir merkezine yakın yerlerde kalmayı tercih ederseniz eğer tüm gezilecek yerlere yürüyerek gidebilirsiniz. Yürümekten pek hoşlanmıyorsanız da bisiklet kiralayabilirsiniz ya da tramları kullanabilirsiniz. Ama yürümek buralarda çok keyifli.
Leipzig’de Kalınacak Yerler
Gençler zaten biliyor her şehirde en uygun konaklama yeri hostellerdir. Buradaki hosteller 3-4 yıldızlı oteller gibi. Tertemiz, ucuz ve kahvaltı dahil. Kişi başı 20-35 euro.
Kalınacak Hosteller; Sleepy Lion Hostel, Five Elements Hostel, Youth hostel and apartmens’i tercih edebilirsiniz. Üçü de şehir merkezine yürüme mesafesinde.
Otel veya apartman daireleri; Leibniz6, Stilvolles, Privatzmmer, BuchBar, Ferienhous, Leipziger Logis, Şehir merkezine yakın apartman otel tercih ediyorsanız da; The cross Appartment an der Arena Leipzig a&o Leipzig Haupbahnof.
LEİPZİG’DE GEZİLECEK YERLER
1-Hauptbahnhof Leipzig
Hauptbahnhof kızımın kurs ve yurdunun olduğu bölge. Şehir merkezinin başlangıç noktası. Bu şehirde bulunan en büyük alış-veriş merkezi ve tren istasyonu Hauptbahnhof Leipzig’dir. 1915 yılında inşa edilen bina 26 platformu ile Leipzig’in en büyük ana tren istasyonudur. 3 katlı tarihi bina tüm Leipzig’in en uygun alış-veriş merkezidir de ayrıca. Biz de her gün buradan alış-verişimizi yapıyoruz. Her türlü kültürel yemekleri bulabileceğiniz, kıyafet, kırtasiye, kafe ve bar, kütüphane ve kitap dükkânları da içinde mevcut. Şehir merkezine 5-10 dk. yürüme mesafesinde.
2-Augustuzplatz (Augustus Meydanı)
Birçok tarihi merkezi ve müzeyi içinde barındıran bir meydan. Bu sokağın çevresinde çok önemli 4 gezilecek ve mutlaka görülmesi gereken yer bulunmaktadır. Biri Leipzig Üniversitesi, hemen yanında Panorama Tower, onun yanında ise Gewandhous konser salonu ve Konser salonunun karşısında ise koskocaman ihtişamıyla Opera binası bulunmaktadır. Sokağı bölen yoldan tramlar geçmektedir. Gewandhous konser salonunun önünde görülmeye değer bir sanatsal büst bulunmaktadır.
3-Leipzig Üniversitesi-Pailinum Kilisesi
Eğitim şehri olan Leipzig’de sadece üç üniversite var. Dünya sıralamasına giren üniversiteler. Almanca dil kurslarında da oldukça başarılı kurslar var burada. Üniversite çatısı altında. Tüm dünyadan gençlerin burayı tercih etmesinin nedeni budur.
Avrupa’nın sayılı üniversiteleri arasında sayılan Leipzig Üniversitesi 2 Aralık 1409'da Frederick tarafından kurulmuştur. İlk kurulduğu yıllarda kilise olan üniversite 2. Dünya Savaşı sonrası yıkıldığından tekrar restore edilerek bir bölümü yine sembolik kilise şeklinde inşa edilmiştir. Modern görüntüsü ile Augustusplatz Meydanı’nın önemli bir bölümünü kaplamaktadır.
Leipzig Üniversitesi 600 yılı aşkın tarihinde birçok ünlü ismi mezun etmiştir. Nobel Ödülü kazanmış olan sekiz mezunun yanı sıra Goethe, Leibniz, Karl Liebknecht, Angela Merkel, Friedrich Nietzsche gibi ünlü isimler de bu okuldan mezun olmuşlardır.
4-Panorama Tower
Panorama Tower; Augustuzplatz (Agustus Meydanında) Leipzig Üniversitesinin hemen sağında, açık kitap görüntüsünde, 142 metre yüksekliğinde şehrin en yüksek binasıdır. En üst katına çıkıp tüm Leipzig’i kuşbakışı seyredebilirsiniz. Biz çıktığımızda hava gayet güzel olduğundan tüm şehri tepeden fotoğraflama şansı yakaladık. 29. kata çıkmak için ücret ödemeniz gerekiyor.
Üst katta oturabileceğiniz minik bir kafe var. Ben de bir kahve alıp kahvemi yudumlarken şehre yukarıdan bakmak inanılmaz keyifliydi. Panorama Tower’in en tepesinden şehre bakarken gidilecek tüm tarihi yerleri görebilirsiniz. Hatta sizin için gezilebilecek tarihi yerler haritalarla baktığınız yönlere doğru işaretlenmiş turistler için. Hangi yöne bakarsanız o bölgedeki tarihi binaları haritadan da görebilmeniz için. Sol bölümünde aşağıya bakarken tam karşınızda Savaş anıtını görebilirsiniz.
Binanın en üst katından bir kat aşağısında tüm şehre tepeden bakan şahane bir restoranı var. Bina daha çok iş merkezi olduğundan öğle yemeklerinde iş insanları bu restoranda yemeklerini yiyorlar. Fiyatlar oldukça uygun. Şarap ve biralar da dışardaki fiyatlarla aynı.
5-Gewandhaus Leipzig
Panorama Tower binasının sağ yanında bulunan Gewandhaus dünyaca ünlü akustiğe sahip Neues Gewandhaus (Yeni Orkestra Binası) Leipzig’de sanat tutkunlarının buluşma noktası. Modern mimarisi ve gece ışıklandırması ile büyüleyici bir atmosfere sahip bina içerden gelen müzik sesleri ile adeta sizi binaya doğru çekiyor. Leipzig üniversite binasının cam ve beton işçiliğinin eseri olan bina Leipzig Filarmoni Orkestrasına ev sahipliği yapıyor. 2020 sonuna kadar binada yapılacak tüm konserler belli. Ben de bir kitapçık aldım. Bu sefer konser izleyemedim fakat diğer gelişimde mutlaka izleyeceğim. Mendelssohn da burada orkestra şefliği yapmış ayrıca konservatuarda da dersler vermiştir.
-devamı haftaya-