Leymosun Bayanlar Cemiyeti-1949

Eralp Adanır

Kıbrıs Türk Kadınının 1949 yılında sosyal yaşam içerisinde örgütlenmesi ve özellikle bulundukları şehirlerdeki sosyal-kültürel ve yaşamsal sıkıntılar için etkinlikler düzenledikleri, biraraya geldikleri görülmektedir.

Bu tür oluşumlar ve etkinlikler çok fazla olmasa da 1949 yılının Lefkoşa ve Mağusa’sında, “Bayanlar Cemiyeti” adı altında etkinlikler yaptıkları görülebilmektedir. Bu konuda Leymosundaki kadınların da örgütlenmesi için o günlerin Hür Söz gazetesinde bir çağrı-eleştiri niteliğinde yazı kaleme alınmıştı.  

 

“Hür Söz, 20 Eylül 1949, syf:3

LEYMOSUNDAN SESLER

Kadınlarımız Faal Olmalıdırlar

Birkaç gün evvel bir gazetede şöyle bir haber okuduk, Leymosun Rum bayanlar cemiyeti, bir balo tertipleyerek fakir öğrenciler için £102. temin etti.” Bu haberi okuduktan sonra bizim fakir öğrencilerimizin acınacak vaziyeti ve bayanlarımızın uyuşuk durumu hatırıma geldi. Evet Rum bayanları hergün bir vesile ile fakir öğrenci, cephedeki askerleri ve öksüz yavrular yararına rozet dağıtırken, temsiller verirken, balolar tertibederken bizim bayanlarımz da rozet dağıtmasını ayıp tutuyor, sahneye çıkmayı kendilerine en büyük hakaret telakki ediyor ve evlerinin bir köşesinde oturarak vakitlerini dedikodularla geçiriyorlar. Fakat bütün bunlar ayıp sayılırken o en utanç bayanlarımız en açık filimlere gitmekten, Rum kahvehanelerinde vakit geçirmekten, otomobillerle köy köy gezerek eğlence yapmaktan bir türlü kendilerini menedemiyorlar.

Artık bayanlarımız şunu anlamalıdırlar ki bugün Ana Vatanda yaşayan Türk kadınları medeniyete doğru dev adımlarla ilerlemekte ve dünyanın en medenî kadını olarak vasıflandırılmaktadırlar. Türk kadını mahkemelerde hakim ve avukat, hastahanelerde doktor, dairelerde katip, Millet Meclisinde Meb’us, Hava Kuvvetlerinde pilot ve Hayır Cemiyetlerinde en faal uzuv olarak çalışmaktadır. Ana Vatan’da Türk kadının başarıları yalnız sınır dahilinde bilinmiş değil, fakat dünyanın her köşesine aksetmiş bulunuyor.

Biz burada Türk bayanlarımıza muhakkak doktor, pilot ve saire olsun demiyoruz fakat mensup oldukları yardıma muhtaç bu cemaata yardım etmelerini de israrle arzu ediyoruz. Bayanlarımız şunu iyi bilmelidirler ki rozet dağıtmak (iyi bir maksat için) veya içtimaî sosyal yardım maksadıyle sahneye çıkmak bir ayıp değil aksine olarak bir ŞEREFTİR.

Ayrıca lüzumu tahtında Bayanlarımızın, fakirler için iane, Mehmetçikler için yünlü eşya toplama hususunda yardımları MİLLİ BİR VAZİFEDİR.

Bayanlarımızın teşkilâtı bir surette çalışmaları ve mensup oldukları cemaata yardım edebilmeleri için bir Türk Bayanlar Cemiyeti kurmaları lâzım geliyor. Böyle bir Cemiyete bu kasabanın ihtiyacı olduğunu, kasabamızı 7-8 ay evvel ziyaret eden Hamit Naci Süvarisi şereflerine verilen ziyafette açık olarak söylemişti.

Biz o kanaatteyiz ki bu gibi bir faaliyete önderlik yapabilecek bayan öğretmenlerimizdir. Böyle bir cemiyetin kurulması için onların çalıştığını çoktan görmek istiyorduk. Fakat geç de olsa bu hayırlı faaliyetleri hepimiz tarafından takdirle karşılanacak ve bu kasaba Türk halkı da bu faaliyetten büyük faideler görecektir.

Bu yazıyı yazmakle, bayanlarımızı çekiştirmek fikrimizden geçmiyor, yalnız bundan maksadımız, Türk kadınına lâyık olan seviyeyi ve Türk kadınının ne büyük işler yapabileceğini anlatmağa çalışıp faaliyete davet etmektir. Son olarak şunu ilâve etmek istiyorum ki, KADINLARIMIZ, ERKEKLERİMİZ KADAR FAAL OLMALIDIRLAR.

-HAKSEVER-

 

Leymosunlu olan ve Hür Söz gazetesinde Leymosunla ilgili haberlerden sorumlu olan Hakseverin, bu yazısından sonra eminiz kendisi de bölge halkından nasıl bir tepki geleceğini merakla beklemekteydi. Sonunda söz konusu merakı kendisine gönderilen ve yayınlanması istenilen bir yazıyla son bulmuştu.

 

“Hür Söz, 09 Ekim 1949, syf:4

LEYMOSUNLU SUTUNU

Bayanlar Cemiyeti Hakkındaki Yazımızın Uyandırdığı Akisler

Okuyucularımızın bildiği gibi bundan bir müddet evvel kasabamızda bir Türk Bayanlar Cemiyetinin kurulması hakkında yazı yazarak bu kasaba Türklerinin böyle bir teşkilâta büyük ihtiyacı olduğunu belirtmiştik. Şimdi memnuniyetle öğreniyoruz ki birçok münevver kadınlarımız yazmış olduğumuz bu yazıyı alâka ile karşılayarak bir Türk Bayanlar Cemiyeti kurmağa teşebbüs etmişlerdir. Müteşebbisler arasında Kız Okulu Öğretmeni, diğer öğretmenler ve bir çok münevver hanımlarımız bulunmaktadır.

Türk kadınına yaraşır bir şekilde faaliyete geçmek üzere olan müteşebbisleri takdir ederken, umum kasabamız Türk bayanlarının el ele vererek kurulması lâzım gelen bu Cemiyeti kurmalarını temenni etmekteyiz.

İsmi bizce mahfuz olan bir münevver bayanın sütunumuzda neşretmemiz için gönderdiği yazıyı aynen burada neşrediyoruz.

HAKSEVER”

Aynı tarihli Hür Söz gazetesinde “Leymosunlu Sutunu” köşesinin altında söz konusu yazıya yer veriliyor. Bu yazıdan da bazı bilgiler ediniyoruz. Örneğin, Türk Bayanlar Cemiyeti ismi altında oluşumların Leymosun’dan önce Mağusa ve Lefkoşa’da da meydana gelmesi gibi.

 

“Hür Söz, 09 Ekim 1949, syf:4

NE DURUYORUZ

Yaşadığımız yirminci asırda kadın, erkek arkadaşının yanında her sahada yer almak için yetişmek yolunda bulunuyor.

Bugün dünyanın bütün medeni memleketlerinde olduğu gibi, Türkiye’de de kadın birçok mesleklerde vazife almaya hak kazanmış ve aldığı vazifede muvaffakiyetler göstermiştir.

Kadın muallim, kadın avukat, kadın hakim, kadın meb’us, kadın doktor, kadın kimyager, kadın muharrir, kadın bestekârlarımız vardır.

Görülüyor ki, kadın, erkek arkadaşları kadar her yerde muvaffak oluyor. Neden Kıbrıs’ta biz de erkek arkadaşlarımızın yanında yer almıyalım, neden bizden beklenen yardımları onlardan esirgeyelim.

Bir rozet dağıtılacak, kadın yok! Bir temsil verilecek, kimse iştirak etmiyor! Her kadın, sahneye çıkmayı, rozet dağıtmayı, hayır işlerinde faal olmayı ayıp sayıyor!

Bizce, kadın ne kadar mühim vazifeler deruhte etmiş bulunursa bulunsun, mensup olduğu cemiyete karşı hakiki ve asil vazifesini ancak bir yardım işine karışarak ve memleketinin dertleriyle alakadar olmakla yapabilir.

Gazetelerde okuduğumuza göre, bugün Lefkoşa ve Mağusa’da Türk Bayanlar Cemiyetleri kurularak mümkün olan faaliyeti göstermeğe devam etmektedirler. Oradaki bayanlar az da olsa ellerinden gelen yardımı cemaatlarına yapmaktadırlar.

Neden bu kasabada da böyle bir cemiyet kurulmasın? Neden vaktimizi cemaatımıza faydalı olarak geçirmeyelim? Bizim her kasabadan ziyade bir Bayanlar Cemiyetine ihtiyacımız vardır. Zengin, fakir, genç, yaşlı her Türk kadını birleşerek faydalı olma davasında olanların arasına karışmalıyız. Asırların kökleştirdiği itiyatlar yüzünden, çok zarar gördük ve görmekteyiz.

Durmak dinlenmek yok!... didinmek, çalışmak, faydalı olmak var!.. Bu çalışma bir yurt aşkıyle bağlı olacağımız Cemiyete yardım isteğiyle olacağı için, bizi yormamalı, yıpratmamalıdır. Tersine olarak kuvveti, iradeyi artırmalı.

Bu şerait tahtında Türk kadınına durma yaraşmaz.

İleri!; daima ileri!...

*Leymosun   

   “Leymosun Bayanlar Cemiyeti”nin kurulup kurulamadığı haberine maalesef, Hür Söz gazetesini 1950 Mart ayı sonuna kadar araştırmamıza rağmen rastlanamadı. Sadece 11 Ekim 1949 tarihli Hür Söz gazetesinde bir “Düzeltme” yazısıyla karşılaştık. “Düzeltme” başlıklı yazı ile konumuzu tamamlıyoruz.

 

“Hür Söz, 11 Ekim 1949, syf:4

LEYMOSUNDAN

.....

DÜZELTME

   “Bayanlar Cemiyeti Hakkındaki yazımızın uyandırdığı Akisler” başlıklı yazımın bir yerinde mürettip yanlışlığından “Kız Okulu Baş Öğretmeni” yerine “Kız Okulu Öğretmeni” diye dizilmiştir. Düzeltiriz.

HAKSEVER”