Leymosun’lu-Baf’lı-İskele’li

Erdinç Gündüz

 

Leymosun’luların Leymosun ziyareti haberi,  hemen arkasından Cenk Mutluyakalı’nın ilgili yazısı, her nedense aldı bir yerlerden ve taşıdı, bir yerlere götürdü beni.  Habere göre 400’ün üstünde Kıbrıslı Türk varmış bu özel gezide. Anladığım kadarıyla organizayon da çok başarılıymış. Park Gazinosu, müzik, yemek, eğlence hatta futbol maçı falan....
Gezidekilerin yaş ortalamasını bilemiyorum. Ama eminim aralarında yaşı yeterince uygun olanlar da vardı. Gidenler, bu geziye neden katılmışlardı ? Doğdukları – veya anne, babalarının doğfu büyüdüğü bu topraklarda gezinirken neler düşünmüşlerdi  ?  Neler hissetmişlerdi ? Neleri özlediklerini farketmişlerdi ? Bu soruların cevabını söz konusu geziye katılanlar  verebilirdi ancak. Ama,  ben bile, oturduğum yerde duygulanmış,  düşüncelere dalıp dalıp gitmişsem, onların yaşadıklarını ve neler hissettiklerini varın siz düşünün artık.

Benzeri ‘geziler’ daha önce de düzenlenmişti.  Leymosun’a, Baf’a,  Baf köylerine, İskele’ye,  İskele köylerine falan.  Baf gezilerinden birine katılanlardan biri ile sohbet etmiştim ayak üstü. Neler hissettiğini sormuştum kendisine. Yanıtı çok karmaşık, ama kolay anlaşılır duygularla dopdoluydu.
“Kapılar ilk açıldığında da gitmiştim Baf’a. Aileden birkaç kişiyle. Pek  birşey anlayamamıştım. Komik gelebilir ama o ilk geziden,  çok ağlamaklı olduğumu, gözlerimin dolup dolup boşaldığını hatırlıyorum sadece. Başka da birşey hatırlayamadım geriye döndüğümde. Ama bu seferki gidişimde biraz daha toparlamıştım kendimi.  Saatlerce yürüdüm sokaklarda. Çarşıda, Mutallo’da, Yukarı Cami’nin etrafında falan. Lise’ye de gittim. Ağaçlardan birinin altına oturdum ve düşündüm.  ‘Burası neresi ?’  dedim kendi kendime.  ‘Burası benim doğduğum, büyüdüğüm, sokaklarında lingiri oynadığım Baf mı ? Hala benim mi ? Yoksa başkalarının mı artık ?  Ben buralarda bir ‘yabancı’ mıyım şimdi ?’. Sorularla boğuldum kaldım.....”

Leymosunlular neler hissettiler acaba ? Neler düşündüler ? Baf’lı arkadaşım gibi sorular arasında kayboldular mı onlar da ?  Doğup büyüdükleri evlerinin  önünden geçerken yutkunarak  ağlamaklı oldular mı ?
Aralarından biri,  ‘savaş’ denen rezillik sonrasında, kendileri gibi evlerinden sökülüp atılan 150 bin’i aşkın da Kıbrıs’lı Rum olduğunu;  onların  da Girne’yi, Omorfo’yu, Karpaz’ı gezerken aynı duyguları taşıdıklarını düşündüler mi ? Bir Rum’un,  yanına bile yaklaşamadığı Maraş’a uzaktan bakıp ağlayabileceğini düşündüler mi ?
Düşünmüşlerdir eminim. Düşünmüşlerdir de dile getirememişlerdir. Belki de getirmek istememişlerdir. Bilemem.

Şimdi yine ‘çözüm’ şarkıları söylenmeye başlandı.  Leymosun, Baf, İskele, Maraş, Omorfo, Girne, Karpaz insanının ızdırtapları üzerine oturtulacak bir çözüm planı arayışı içinde ilgililer. Olur mu olmaz mı bilmem. Leymosunlunun Leymosun özlemini, Karpazlının Karpaz özlemini, Baflının Baf özlemini, Girnelinin Girne özlemini  bir nebze olsun giderir mi herşeye başlayıp yepyeni bir sayfa açmak ?  Tam da “vazgeç” dendiği anda.

Tüm dünya “Vazgeç” dediğinde UMUT fısıldar:
“Bir kez daha dene.”