Londra Gazisi Ersin Tatar!

Serhat İncirli

Hiç askerlik yapmasa da aha şimdi “Gazi” olacak!

Gazi Mustafa Kemal gibi...

Gazi Ersin Tatar!

Kulağa hoş gelmiyor değil!

-*-*-

Eğer Londra’da Ersin Tatar’ın içinde olduğu araca üç – beş Rum gencin yaptığı saldırıyı “bizimkiler” organize etmemişse; faşizm, faşizme yine büyük hizmette bulunmuştur demektir!

-*-*-

Kıbrıs’ın bugün çektiği acı ve bölünmüşlüğün sebebi; Tatar’ın içinde olduğu otomobilin önünü kesen üç ya da beş geri zekalının dedeleri ve / veya babalarının, benzer hataları çok yapmış olmaları ve en son da 15 Temmuz 1974’te en büyük hatayı gerçekleştirmiş olmalarıdır.

-*-*-

Eyyy Elen ve Türk milliyetçileri – eyyyy faşistler; sizin aptalca tavırlarınızın acısını Kıbrıslılar çekiyor...

Şimdi Ersin Tatar’a “Gazi” unvanı verilecek; bakın görün!

-*-*-

Bu arada yazının girişinde “... bu saldırıyı eğer bizimkiler organize etmemişse” diye bir ifade kullandım...

Neden mi böyle düşündüm?

Çünkü, Tatar protesto edildikten yaklaşık 30 dakika sonra, WhatsApp gruplarından, “haydi hep birlikte protesto edelim” kampanyaları başlatıldı...

Haliyle organize bir durum şüphesi arttı...

-*-*-

Çünkü herkes biliyordu ki, Tatar’ın Londra gezmesi, seviyesizdi, cumhurbaşkanının yapması gereken bir gezme değildi...

Ayrıca milletin ekonomik çöküntüden grak grak ettiği, maaşlardan kesinti kavgasının yaşandığı bir dönemde de açık israftı...

-*-*-

Ağır abiler, algıcılar, “Böyle bir saldırıcık organize edersek, Tatar mağdur ve kahraman oluverir” diye düşünmüş olabilir!

“Yok hayır kesinlikle organize edilmedi” diyorsanız, dediğim gibi, dedeleri Kıbrıs’ın yarısının işgaline sebep olanlar; ekmeğinize bal sürdü!

-*-*-

Sonuçta öyle ya da böyle yine faşist işi!

Haydi herkes, “asla bir arada yaşayamayız” mesajları geçsin!

Tatar’a geçmiş olsun demeyenler de düşman ilan edilsin!

Daha da ileri gideyim; “Kıbrıs’ta sınır geçişleri durdurulsun”...

-*-*-

Haaaa bu arada Tatar’ın abidik gubidik ve cumhurbaşkanlığı seviyesinin çok altındaki hoppaya gitme durumu kapsamında, “gizli ve çok üst seviyede temasları oldu ama söyleyemiyoruz” diyenler varmış...

Hade yahu!

Bir: Neden gizli?

İki: Hiç bir şey gizli kalmaz!

Üç: Külahım var, ona anlatın!

-*-*-

Geçmiş olsun Ersin abi... Eminim bir şeyin yoktur... Zaten o gençler yanına yaklaşabilseydi, bir kafa atardın, hepsi gol olurdu...

Gerçekten geçmiş olsun, hade gene iyi yırttın, sendikalar seni protestodan vazgeçecek...

Londra gezinin seviyesini düşürmek için uğraşan benim gibi hainler de artık bir şey yazamayacak!

Çünkü sen gayrı bir “Gazi”sin...

Ve kesinlikle tarihe geçecek bir Türk kahramanısın...

Tarkan ve Kurt, Kara Murat, Malkoçoğlu gibi...

Gazi Ersin...

Kitaplar seni yazacak abi, hatta filmin bile çekilebilir...

Filmin adını şöyle düşündüm; “O bir efsane, o bir gazi”...

Harcadığın paralar da helal olsun...

No problem abi...


Kadının son arzusu Londra’da toprağa verilmekseydi, gereği yerine getirilmeli mi?

Geçtiğimiz gün yazdık...

Özetle dedik ki, “... Aysan Gazi, KKTC’de yaklaşık 9 ay önce öldü…Nereye gömüleceği konusunda evlatları arasında tartışma yaşandı… Bir taraf, “annemiz, öldüğünde Londra’da eşinin ve oğlunun mezarlarının yanına gömülmek istemişti” dedi, annelerini oraya götürmek istedi…Öteki taraf ise “ne gerek var, burada gömelim” görüşündeydi.

-*-*-

80’li yaşlarında ölen zavallı kadının cesedi 9 aydır morgda…

Henüz sonuç çıkmadı…

Ceset çürümesin diye ilaçlanıyor…

-*-*-

Olayı “Kıbrıs meselesine” de bağlamıştım...

Kim haklı kim haksız?

Kardeşler arasında kavgaya devam…

Cesede günah

Tarafların “haklı olan benim” iddiası…

Ego tatmini!

Ama acı çeken bir ülke…

Tıpkı o annenin bekleyen cesedi gibi…

-*-*-

Bunları yazdıktan sonra, meseleyi çok iyi bilen aileye yakın biri aradı...

Anlattıklarının özeti şöyle:

Kadın, ömrünün neredeyse tamamını İngiltere’de geçirdi...

Kocası ölmeden önce Londra’da bir mezarlıkta “yer” satın aldı...

Adam öldü, oraya gömüldü...

Daha önce aynı yerde, bebekken yaşamını yitiren bir de evlatları gömülü...

Kadının, “ölürsem sakın beni Kıbrıs’ta gömmeyin, kesinlikle kocamın ve çocuğumun yanına gömülmek istiyorum” diyen videosu bile var...

-*-*-

Kadının üç çocuğu Londra’da...

Biri ise burada...

Kadın burada öldü...

Üç çocuk, “götürelim” dedi, kendisi de Londralı olan ama burada yaşayan “dördüncü” evlat “hayır” dedi...

-*-*-

Bu meseleyi defalardır yazıyorum...

Yazık ve de günah...

Ve konu mahkemede, görüş belirtmek, yüce yargıyı etkilemek gibi bir niyetim yok ama bu aile yakınını dinlediğim ve bazı “yazılamayacak özel aile meselelerini öğrendiğim” zaman, “kadının arzusu yerine getirilmeli, koyun bir tabuta, gönderin Londra’ya” demenin yanlış olmadığı inancına kapıldığımı söylemek zorundayım...


Tatar’ın en fiyasko teması Sir Ian Duncan Smith ile olanıdır (Karşılıklı gülüşen ikili...) Smith, Muhafazakar bir milletvekilidir... Seçim bölgesinde ciddi sayıda Kıbrıslı Türk kökenli insan yaşamaktadır... Bu yüzden Tatar  ile görüşmektedir... Ama aynı Smith, Ermeni Soykırımı yasa tasarısını İngiliz Parlamentosu’na sunan vekillerden biridir... Vay hain Tatar vay! Ermeni dostu ile mi görüştü? Ya ben görüşseydim? Kendi ahbaplarının gazetelerinde beni ön sayfadan vermez miydin? Yaaaaa, işemeye bile Türkiye’den habersiz gidemezsin ama yine de dikkat et sevgili Tatar! Türkiye’nin bu konudaki görüşü mü? Türkiye’ye göre, “Sözde ‘Ermeni soykırımı’ iddiası, gerçeklerle hiçbir bağı olmayan, sadece siyasi hesaplardan beslenen bir iftiradır”.