Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, enerji konuları ile Kıbrıs sorunu arasında bir bağlantı kurulmasını uygun görmediği ifade edildi.
Politis gazetesi manşetten yer verdiği haberinde, Rum hükümetinin enerji konularını, Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden tam anlamıyla ayırdığını, fakat mevcut konjonktürde iki konunun birlikte var olduğunu yazdı.
“Diplomatik kaynaklar” ise gazeteye yaptıkları açıklamalarda “enerji konusundaki dinamik ve işbirliklerinin, Türkiye’nin Kıbrıs sorununda daha uzlaşmacı olması için, itici güç olabileceğini, çünkü bunun karşılık (bedel) olarak kullanılamayacağını” öne sürdüler.
Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak ise “iki planlanmış adımın geçici bir hareketliliğe yön verdiğini” yazan gazete, ilk adımın BM Genel Sekreterinin Kıbrıs’la ilgili atadığı geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un rolüyle alakalı olduğunu ve Lute’un Nisan ayının ortasına kadar raporunu hazırlaması gerektiğine işaret etti.
Gazete Lute’un, ikinci adımı teşkil eden ve Türkiye ile Yunanistan Dışişleri Bakanlarının yeni görüşmesinin tarihi olan 12 Nisan’dan önce, Kıbrıs’ta olacağını da iddia etti.
Yukarıda belirtilenlerin yanı sıra, Ürdün ve Filistin’le yapılacak olan zirve toplantılarıyla üçlü oluşumların güçlendirildiği, öte yandan Lübnan’la ise Dışişleri Bakanları düzeyinde bir görüşme yapılmasının planlandığı da ifade edildi.
Gazete “Lute’un Raporu ve Yunanistan-Türkiye Baş Başa Görüşmesi… Nisan Randevusu” başlıklarıyla iç sayfadan da yer ayırdığı haberinde, enerji konusunun, kuşkusuz, gelişmelerin merkezinde bulunduğu ve Doğu Akdeniz’de ilk söze sahip olduğu bir dönemden geçilmekte olduğunu yazdı.
Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in bugünlerde, Doğu Akdeniz bölgesindeki güvenlik, Rum Yönetimi’nin enerji programı ve Kıbrıs sorunu konularında temaslar gerçekleştirdiği Washington’da bulunduğunu yazan gazete, “edinilen bilgilere göre” hali hazırda Nisan ayında, Ürdün ve Filistin’le zirve toplantıları ayarlandığını, Lübnan’la ise dışişleri bakanları düzeyinde bir görüşme yapılmasının planladığını ifade etti.
Gazete, uygun tarihler bulunması halinde, yakın gelecekte Mısır ve Fransa’yla da bazı gelişmeler yaşanmasının beklendiğini belirtti.
BM Genel Sekreterinin Kıbrıs’la ilgili geçici özel danışmanı Jane Hol Lute’un, garantör güçlerle hali hazırda görüşmeler yapmasına rağmen, bilindiği üzere “gelişmelerle ilgili kartlarını daima kapalı tuttuğunu” yazan gazete, “Kıbrıs sorununu iyi bilen bazı kaynakların, şu ana kadar süreçte yeni bir şey olmadığını, çünkü Türkiye’nin hala daha kendi tezlerinde ısrar ettiğini ve yakın zamanda bunlardan hareket etmeye istekli görünmediğini söylediklerini” aktardı.
Rum kesiminin ise, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Katrugalos’un, geçtiğimiz Perşembe günü Antalya’da yaptıkları görüşmenin ortamı çok da iyi olmamasına rağmen, 12 Nisan’ı yeni görüşme tarihi olarak belirlemelerinden çok şey umduğu kaydedildi.
“Öğrendiğine göre, görüşmenin teknokratik bir niteliği olacağını, bunun ise yakın gelecekte açıklanabilecek bir şey beklenmemesi gerektiğine işaret ettiğini” yazan gazete, görüşmenin başlamasının oldukça umut verici bir gelişme olduğunu, çünkü referans şartlarıyla ilgili manzaranın netleşmesi konusunda, birinci sınıf bir fırsat ortaya çıkmakta olduğuna işaret etti.
Bu arada gazete, İsrail’de gerçekleştirilen üçlü zirvenin ardından meydana gelen son gelişmelerin, gerek Güney Kıbrıs, gerek de Yunanistan’ın, Türkiye’nin, uluslararası hukuka ve tüm devletlerin egemenlik haklarına saygı duyacağı mantığından hareketle, Doğu Akdeniz’deki enerji konularında söz sahibi olmasına itiraz etmediklerini gösterdiğini öne sürdü.
Gazete Yunanistan Dışişleri Bakanı Katrugalos’un “hiç kimsenin Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki enerji konularından dışlamadığı” açıklamasının bu çerçevede yapıldığını da ekledi.