Cevheri Güven kimdir?
Abi hiç tanışmadım ama belli ki adam hain!
Tutmuş güzel, kalkınmış, refah, ucuz, zengin KKTC’mizi suç cenneti ilan etmiş!
-*-*-
Daha da kötüsü; bizi Rum – Yunan mezaliminden koruyan, Fuat ve Ersin beylerin adını çirkin işlere karıştırmış!
-*-*-
Sonra kalkmış ve demiş ki; “… bunlar, hamma humma meselelerinden dolayı Kıbrıs’ta çözüme karşıdır!”
-*-*-
Oysa öyle mi?
Fuat bey ve Ersin abi son derece kahraman, vefakar, cefakar, vergili, içten, samimi, güzel insanlardır!
Bakın, bizim için külliye yapıyorlar!
Keşke hastane ve okul yapsalardı ya o da ayrı mesele!
-*-*-
Efendim, Ersin abi istifa mı etmeli?
Ne gereği var canım!
-*-*-
Fuat bey tutuklanmalı ve sorgulanmalı falan mı?
Hiç gerek yok!
-*-*-
Kıbrıslı bu durumda sorulu bir tarzla şöyle der; “… Ma siz istersiniz Rumlar kessin bizi?”
Adamlar canlarını yiyor bizim için; göğüsleri siper düşmana karşı!
Yani!
Lütfen!
Tekrar ediyorum; bu Cevheri Güven adlı gazeteci kesin haindir!
-*-*-
Kıbrıslı Türklerin refahı ve mutluluğu için, örneğin Kıb – Tek’e mafyamsı yöntemlerle elektrik sağlamaya devam edilmektedir!
Neden?
Dedik ya!
Refahımız için!
Buna karşı mı çıkıyorsunuz?
Kesin Rumcusunuz!
Parasını bile almıyorlardır belki de sattıkları akaryakıtın!
Veya tam tersi!
-*-*-
Amaaan, sormayın!
Sakın konuşmayın bu meseleyi, sonra Başpiskopos bizi öldürür!
Değil mi Zorlu bey!
-*-*-
Haaa bu arada, birileri Ersin Tatar’a sordu mu bu konuyu?
BRTK’daydı dün de!
Program konuğuydu!
-*-*-
Çok merak ediyorum; mesela Ersin bey, “… N’apayım, n’apayım, 50 milyon Dolar istediler, ben de aracı oldum; ne yani alsınlar beni görevden?” gibi bir “yakınma”da bulundu mu?
-*-*-
Rumlar bizi kesmesin de!
Altan Er olayı unutulmasın!
Unutulmasın diye bir kez daha yazalım!
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Altan Er paşaya, bizzat Ersin Tatar tarafından, “filanca kişi ile tanış, otur bir konuş, sizi yemeğe davet ediyor” gibi aracılık yapılmıştı!
Altan Er paşa, bunu bizzat bana anlattı, yazdım, yine yazıyorum…
Tatar’ın, “tanış” dediği kişi, rahmetlik Halil Falyalı’ydı!
-*-*-
Haaa, Halil Falyalı, herkesin dostuydu, ahbabıydı!
Kıbrıs Türk toplumu evet çok küçüktü!
Halil Falyalı’nın bazı komutanlarla arasının iyi olduğu da biliniyordu canım!
-*-*-
Ama Altan Er paşa “hayır” dedi!
Tanışmasının uygun olmadığını anlattı!
-*-*-
Peki Ersin Tatar ne yaptı?
Gitti Ankara’da Hulusi Akar’a Altan Er paşayı şikayet etti…
Neredeyse adamı ara bölgeye geçip geri döndü diye, “orduyu satmakla” suçladılar!
Oysa, geçip – geri döndüğü yerden sorumluydu adam!
Ve “bir yıl bile görev yapmadan” geri çağırdılar!
-*-*-
Genç bir tuğgeneraldi ve terfi beklerken de emekli ettiler!
-*-*-
Tatar mı?
Akar’a demiş ki; “… dinlemez paşam bizi, dinlemez paşam bizi…”
-*-*-
Oysa, 1958’den beri, sancaktarlar, bayraktarlar, komutanlar hep bizim toplum liderlerimizin emrindeydi ya!
Gören duyan da sanacak ki; Türk Ordusu’nu, Dr. Küçük, Denktaş falan yönetiyordu!
Şimdi de sıra komutan Tatar’daydı!
-*-*-
Haaa “komutan Tatar” dedik de; biliyor musunuz, X yani eski Twitter’de Tatar 21 Aralık Şehitler Haftası ile ilgili bir şeyler paylaştı…
Altına, Türkiye’den bir kişi ne yazdı biliyor musunuz?
“… Başkanım Girne’yi tahkim edin nöbetçileri artırın savunmayı güçlendirin… Bir İnebahtı faciası daha yaşamayalım düşman Girne’ye saldırmaya çalışıyor!”…
-*-*-
Şaka mı yaptı, ciddi miydi, neyi anlatıyordu pek anlamadım ama “Girne’ye saldıracak” düşman kimdi doğrusu çok merak etmedim dersem, yalan olur!
-*-*-
Alın size en az 50 milyon Dolarlık mesaj!
Düşman Girne’ye saldırmaya hazırlanıyor!
Acaba Malta Şövalyeleri mi bu düşman?
Neyse!
Bunlar, bu kafalarla, 50 sene daha rahat seçim kazanırlar!
Ne diyeyim ki!
KKTC gündemi!
Lütfen bu ülkenin ne hale geldiğine bir bakar mısınız?
Ülkede son günlerin en önemli üç başlığından birincisi cinayet!
Ülkeye turist veya öğrenci adı altında gelen parasız insanlar, haliyle ya çalacak, ya öldürecek!
Öyle oldu!
-*-*-
İkincisi, “rüşvet iddiası”…
Korkunç bir iddia!
Normal koşullarda, hemen resmi açıklamaların yapılması gereken bir durum!
Hatta, tereddütsüz “istifa” da gerekir!
Ama bakın görün, geçiştirilecek!
-*-*-
Ve üçüncü başlık, alım gücünün erimiş olması!
TL’nin değer kaybının devam etmesi!
-*-*-
2024’e bir haftadan az bir süre kaldı!
Umarım yeni yıla böyle girmeyiz ve umarım en azından 2024’te Ersin Tatar, “tamam be gardaş, yapamadım, yapamadım, yapamadım” der; “gidiyorum, gidiyorum, gidiyorum” diye ekler ve hatta gitti diye inşallah üzülürüz!