Mağusa için tehlike çanları çalmaya başladı!

“Göreve geldiğinden bu yana kentin fiziki gereksinimlerine yanıt verecek konularda taş taş üstüne konmadı, seçimden sonra belediyede istihdam edilenlerin sayısı 50’yi aştı”

CTP-BG Mağusa İlçe Başkanı Erkut Şahali, Mağusa Belediyesi’nde tehlike çanlarının çalmaya başladığını söyledi.

CTP-BG Mağusa İlçe Başkanı Erkut Şahali, Gazimağusa Belediye Başkanı İsmail Arter göreve geldiğinden bu yana kentin fiziki gereksinimlerine yanıt verecek konularda taş taş üstüne konmadığını, seçim bildirgesinde yer alan projelerle ilgili çalışma yapılmadığını, seçimden sonra belediyede istihdam edilenlerin sayısının 50’yi aştığını, stratejik planın bir kenara atıldığını ve çalışanlara da ciddi bir baskı, ayrımcılık ve mobbing uygulandığını belirtti. Erkut Şahali’nin açıklaması şöyle;

“20 yıl boyunca partimize mensup bir belediye başkanı tarafından yönetildikten sonra, 29 Haziran, 2014 yerel seçiminde Gazimağusa Belediyesi’nde görev değişikliği yaşandığı herkesin malumudur. Belediye Başkanı Oktay Kayalp yönetiminde başarıdan başarıya koşan Gazimağusa Belediyesi’nin gerek idari bakımdan, gerekse mali olarak, ülkenin en güçlü belediyesi ve hizmet kalitesi en yüksek kamu kurumlarından birisi olduğu genel kabul gören bir diğer gerçektir.

Hal böyleyken gerçekleşen görev değişimini bizler, çağdaş yaşamın olmazsa olmazı gördüğümüz demokrasinin bir sonucu saymaktayız. Demokratik olgunlukla karşıladığımız bu yeni duruma ve göreve gelen İsmail Arter’e yönetme görevini üstlendiği kurumu tanıması, kendi programını uygulayabileceği bir hazırlık sürecini yaşaması ve en önemlisi kendi bütçesini hazırlaması için fırsat tanımak bizim demokratik kültürümüzün gereğiydi.

Bugün 200. gün!

Bugün Gazimağusa Belediye Başkanı olarak halka hizmet yükümlülüğüyle makamda bulunan İsmail Arter’in görevdeki 200. günüdür. Bir tür demokratik teamül olan, görevdeki ilk 100 günün beklenmesi, bu süre içinde herhangi bir eleştiride bulunulmaması geleneğine saygılı davranarak, Gazimağusa Belediyesi hakkında beyanatta bulunmamaya özen gösterdik. Hatta buna, kendi hazırladığı bütçe ile çalışmaya başlama fırsatı tanımak için bir 100 gün de biz ilave ederek son 200 gündür Gazimağusa Belediyesi hakkında konuşmaktan özellikle kaçındık. Bunun bir diğer nedeni de, seçim kaybına uğramamızın ardından Mağusa Halkı’nın çıkarlarını gözeterek söyleyeceklerimizin, bir tür hazımsızlığın ya da yenilgi psikolojisinin sonucu olarak söylenmiş olabileceğine dair istismardan kaçınmaktır. Ancak bugün, bu sabrın ve olgunluğun sonuna gelindiği gündür.

Mağusa için tehlike çanları çalmaya başladı!

200 gün, Mağusa’da kentin fiziki gereksinimlerine yanıt verecek konularda taş taş üstüne konmadan geçmiştir. Proje olarak açıklanan bir çok çalışma, proje disiplininden çok uzak ve tamamen palyatif nitelikli çalışmadan ibarettir. Seçim bildirgesinde yer alan projelere ilişkin olarak yürütülmesini beklediğimiz çalışmalarla ilgili, Belediye Meclisi gündemine henüz herhangi bir konu gelmiş değildir. Bizler demokrasi gereği, büyük bir iç huzuruyla devrettiğimiz Gazimağusa Belediyesi’nin mali ve idari olanaklarını, potansiyelini ve kabiliyetlerini çok iyi biliyoruz. Bu nedenle son 200 gündür yönetimde bulunan anlayışı kaygı verici buluyor ve Mağusa için tehlike çanlarının çalmakta olduğunu açıklamayı zorunlu bir görev olarak görüyoruz.

200. Günde 50 istihdam!

Gazimağusa Belediyesi, kentteki istihdam sorununu tek başına çözebileceğini sanıyor! Bu yaklaşım Başkent Lefkoşa’yı derin bir bataklığa sapladı. Bütün iyi niyetli çabalara rağmen, kurtuluş hala çok uzakta görülüyor. Aynı akıbetin Mağusa’yı da beklediği, Belediye Başkanı İsmail Arter’in istihdam iştahından anlaşılmaktadır.  Geçtiğimiz Cuma günü itibarıyla, seçimin ardından belediyede istihdam edilenlerin sayısı 50’yi aştı. Bu iştah ve hız Mağusa’yı felakete götürür. Bunu anlamak için uzmanlığa gerek yoktur ancak, geçmişe bakılırsa, gidilecek köyün minarelerini görmek mümkündür.
Bütçesi, taahhütleri ve yarattığı gelirler dikkate alındığında, Gazimağusa Belediyesi bugünden sonra sadece rutin hizmetleri yerine getirip personel maaşlarını ödeyebileceği bir noktadadır. Mevcut bütçe disiplini içinde büyük ölçekli proje gerçekleştirme şansı artık kalmamıştır. Üstelik gelir yaratma konusunda da disiplinden uzaklaşıldığı ve popülizme başvurulduğu bilgimizdedir. Bu durum Mağusa için son derece kaygı vericidir.

2009’da LTB, 2010’da KTHY, 2015’te Mağusa mı?

Lefkoşa Türk Belediyesi’ni batırmada iş bilmezlik, popülist yönetim anlayışı ve yasa tanımazlık elbette etkili olmuştur. Ama aslı neden, kontrolsüz istihdam uygulamasıydı. Özellikle 2009 genel seçimleri öncesinde büyük bir hızla gerçekleştirilen istihdamlar, amiral gemisine tamiri olanaksız bir yara açmış ve hala kapatılamamıştır.

2010 yılında bu kez seçim kazanma hırsına KTHY kurban edildi. Hatırlanacağı gibi, hazırlanan kurtarma planı bir kenara atılmış, dönemin Genel Müdürü istifa etmiş ve 2010 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri nedeniyle alınması gereken önlemler alınmayarak KTHY bilerek ve isteyerek batırılmıştı.
Şimdi benzer bir durum Gazimağusa Belediyesi için de söz konusudur. 19 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçiminde avantaj elde etmek için, siyasi ihtiraslarının her dönem esiri olanların yeni kurbanı Gazimağusa Belediyesi’dir. Belediye Başkanı Arter’i destekleyen ve 19 Nisan’da da Derviş Eroğlu’na destek beyan eden partiler, baş döndüren bir hızla Gazimağusa Belediyesi’ne istihdamı körüklemekte ve dayatmaktadır.

Geçmişi silerek geleceğe yol alınamaz!

Gazimağusa Belediyesi için felaketin habercisi sadece istihdam politikası değildir. Kentin tüm paydaş ve katmanlarıyla hazırlanarak uygulamaya koyulan stratejik plan da bir kenara atılmıştır. Çağdaş yönetim anlayışının bir unsuru olan ve Türkiye dahil, pek çok ülkede kurumlar için artık bir yasal zorunluluk olan stratejik plan rafa kaldırılmıştır.

Ülkede ISO Kalite Yönetim Sertifikasına sahip en önemli kurumlardan olan Gazimağusa Belediyesi için bu sertifikasyon da risk altındadır. Mağusa kenti ve halkı için bir gurur vesilesi olan ISO belgeli belediyeciliğin son bulması, hem çalışanlar, hem de hizmet alanlar için eşitliğin, iş güvenliğinin ve hizmet arzının standart dışı hale gelmesi demektir. Mağusa böylesi bir durumu yıllardır unutmuşken, yeniden hatırlama tehdidiyle yüz yüzedir.

Gazimağusa Belediyesi’nde partizanlık sadece istihdamla kendini göstermemekte, çalışanlara da ciddi bir baskı, ayrımcılık ve mobbing uygulanmaktadır. Üstün nitelikli birçok çalışan görevsizleştirilmekte ya da hiyerarşik yapı bozularak iş motivasyonu kırılmaktadır. Hizmet etmekle yükümlü olduğu halkına ve çalıştığı kuruma büyük bir bağlılıkla görev ifa eden çalışanların maruz kaldıkları uygulamalar hem bir kaynak israfı, hem de demokrasinin hazmedilmemiş olduğunun göstergesidir.

UYARI!

Bu gidiş gidiş değildir ve Mağusa felakete sürüklenmektedir. Biz elbette buna seyirci kalmayacağız ama demokrasi kuralları çerçevesinde yapabileceklerimiz de son derece sınırlıdır. O nedenle belediyesine gönülden bağlı Mağusalılar’ı uyarmak ve yaklaşan felaketten haberdar etmek görevimizdir.”

Siyaset Haberleri