Erdinç Gündüz
İskele’yi turne programımızdan çıkarmak zorunda kalmıştık. Çünkü İskele’de, konseri organize edebilecek birileriyle iletişim kurmayı başaramamıştık. İskele Konseri iptal edilince, Baf’tan doğrudan Mağusa’ya geçtik.
Mağusa’da verilecek iki konserin de biletleri tükenmişti. Her iki konserde de salonda son derece coşkulu bir müziksever kitlesi vardı. Baştan sona kadar devam eden bu coşku seli içinde tamamladık Mağusa konserimizi de.
Mağusa konserine hep “Son durağımız” demiştik ama öyle olmayacağını, bu konser sonrası süreçte, Mağusa’ya çok daha sık gitmeye başlayacağımızı bilmiyorduk.
AYNI GRUP, FARKLI REPERTUAR, İKİ AYRI İSİM
1967 yılı içinde gerçekleşen turne sonrasında, Lefkoşa’nın Türk kesiminden giriş-çıkışların da kolaylaşması ile, Mağusa bizim için sürekli sahne aldığımız ‘özel’ bir yer haline gelmişti. Ve bu durum 70-71 hatta 1972 yılına kadar sürdü. Ancak Bayrak Kuartet açısından Mağusa ile ilgili çok önemli ve ilginç bazı notları da atlamamak gerek.
Her hafta sonu hatta bazen haftada iki kez gittiğimiz Mağusa’da sahne aldığımız üç yer vardı. Ama, özellikle Riviera ve Quo Vadis’in müşterileri çoğunlukla İngilizlerdi. Bu nedenle Mağusa için repertuarımızı tamamıyla İngilizce şarkılardan oluşturmak zorunda kalmıştık. Bu durumda Bayrak Kuartet ismi yerine, Mağusa için, İngilizlere daha ilginç gelebilecek bir isim arayışına girdik. Önce ‘The Clan’ dedik. Daha sonra ise Mağusa Quo Vadis’deki ismimiz ‘Il Fragarossi’ oldu. Il Fragarossi ismini bize , Quo Vadis’in sahibi ve işletmecisi Yalçın Abimiz (Yalçın Ruhi) vermişti. İtalyanca idi ve ‘Kırmızı Bayrak’ anlamını taşıyordu. Mağusa’da İngilizce şarkılardan oluşan repertuarla ‘Il Fragrossi’, Lefkoşa’da ise, Türkçe şarkılardan oluşan repertuarla ‘Bayrak Kuartet’dik.
***
Bayrak Kuartet olarak, 1968 yılında Süleyman’ın da gruptan ayrılması sonrasında bas gitarcı konusunda sıkıntılar yaşamaya başlamıştık. Lefkoşa’da bir şekilde idare etmeye çalışıyorduk, Üçlü olarak dahi sahne almak zorunda kaldığımız zamanlar olmuştu. Ama Mağusa’daki farklı ve tümüyle İngilizce şarkılardan oluşan repertuar nedeniyle zorluklar çekiyorduk. Sıkıntı devam ederken, Mağusa’nın Feveranlar grubu faaliyetlerini durdurmuştu. Grubun bas gitaristi Orhan Tözün de boştaydı. Teklif ettik, hemen kabul etti.
Orhan’la çok güzel anılarımız oldu. Ama bir süre sonra o da Ada’yı terkedince biz yine bas gitaristsiz kaldık. İşte tam bu sırada Raif’in gruba yeniden bas gitarist olarak dönmesi ile sıkıntı sona erdi.
---------------------------------------
Mağusa ve Müzik
Mağusa hep çok iyi müzik grupları ve çok iyi müzisyenlerin yetiştiği bir şehrimiz olmuştur. 60’lı yılların sonlarında fidanlar dikilmiş, büyümüş ağaç olmuş, sonrasında da bu ağaçların meyvaları toplanmıştır. Bu fidanı dikenler ise, Feveranlar, Motifler, Damlalar, Çağrışımlar gibi müzik toplulukları olmuştu.
70’li yıllarla birlikte Türkiye’de Türk Pop Müziği’nde hızlı bir tırmanış başlamıştı. Kıbrıs’taki müzik grupları da repertuarlarını yavaş yavaş Batı Pop Müziği ile Türk Pop Müziği karışımı bir repertuara dönüştürmekteydi. Bu akım Mağusa’daki müzik gruplarımızı de etkilemişti.
İskele ve Müzik
1954-70 yılları arasında, İskele’de de Mağusa’daki gibi iyi pop müzik grupları ve müzisyenler ortaya çıkmaya başlamıştı. Öncülük yapan gruplar, -Dikelya İngiliz Üssü’nün yakınlığı nedeniyle olacak- daha çok batı müziği ağırlıklı repertuarlarla çalışıyorlardı. Güryeller ve Four Lights bu durumun en önemli örnekleriydi. Batı pop öncelikliydi ama kısa süre içinde Türkçe sözlü hafif müzik de repertuarlarda yer almaya başlamıştı. İskele bölgesi orijinli gruplar arasında S5 (Stage 5), Blues Makers, Dalgalar dikkat çekmekteydi.