Deprem için “kader” veya “kader planı” dediler…
Tamam bir yere kadar kabul ettik ve “önüne geçilemez ki!” diyerek bu söylediklerinize ses çıkarmayalım dedik de; depremle ilgili imar afları, vizesiz – izinsiz kaçak – denetimsiz inşaat yapılmasını “teşvik” nasıl kabul edilir ki?
-*-*-
Kimse de sorumluluk almadı!
Türkiye’deki “kader planı” dedi, konuyu kapattı!
Bizdeki takipçisi ya da üzgünüm ama kuklası, “kader” dedi... Zavallı, zaten başka ne diyebilirdi!
-*-*-
Evet, geçtiğimiz gün KKTC adı verilen “sahte devletin” Mağusa, pardon “Gazimağusa” adlı kasabasına gittim…
Artık, “Melekler kasabası” orası…
-*-*-
Mağusa, Ada’nın Doğu’sunda…
Ben Ada’nın Batı’sından biriyim…
Bu kasabaya girerken hayatımın hiçbir döneminde duygulanmamıştım…
Hep hayran kaldığım, tarihine aşık olduğum, öğrenmek istediğim, bölgenin en önemli limanı, en görkemli katedrali, en güçlü kalesi, Maraş gibi paha biçilmez bir zenginliği falan…
-*-*-
Mağusa’da şu anda devlet yok...
Dünkü yazıda kısaca dedik ki; “… Yarın, bu konuyu yazacağım...”
Orada gerçekten devlet yok...
Varsa da göremiyorsunu...
Ben de göremedim...
-*-*-
Mesela, orada denizin sahilinin dibinde, 25 çocuğumuzun yaşamları ellerinden alınmadan önce öğrenim gördüğü okulun çok yakınında Deniz Yıldızı Laguna Apartmanı diye bir büyük bina var…
Veya birden çok yan yana, bitişik binalar…
-*-*-
Bu bina da, Güney tarafındaki Palm Beach Hotel de, “ganimet”…
Pam Beach’in etrafı da ganimet…
Çocuklarımızın okulu ganimet…
Dibindeki futbol sahası ganimet…
Maraş, hemen yan taraf da ganimet…
Ülkenin yüzde 90’ı zaten olduğu gibi ganimet…
-*-*-
Maraş’ın iki bölümü var...
Bir yarısını Türkiye’den ve Baf’tan gelenlere açmışız 1974’ten hemen sonra, ama öteki yarısı olan “Maraş merkez” hala kapalı…
-*-*-
Yok yahu, Osmanlı’dan kalma dedelerimizin kurduğu vakfa ait değil miydi bu topraklar?
Efkaf öyle dememiş miydi?
-*-*-
Evkaf mı?
Yani Vakıflar İdaresi!
Şu anda tarikatlar savaşının yaşandığı, televizyon dizisi yapabileceğimiz bir “çıkar – rant çekişmesi”ne sahne olan “dini ağırlıklı” kurumumuz…
-*-*-
Lordos ailesinden çaldığımız bitmek üzere olan Laguna Apartmanları, akabinde tanıdığa, ahbaba, yandaşa, savaştan kaçıp yatak altına gizlenen ama sonrasında aniden ortaya çıkan kahramanlara dağıtılmış…
Bina devletin, ama Vakıflara kiralanmış…
-*-*-
2021 yılı Mayıs ayında bir rapor hazırlanmış!
Raporda denmiş ki, “9 şiddetinde deprem bu binayı yıkar”…
Kasım 2021’de binadaki kiracılara “çıkın, can güvenliğiniz yok” denmiş!
-*-*-
Mahkeme kararı falan yok!
Çıkın!
-*-*-
Derken, bizim “Maraş” değil, Türkiye’de aynı adlı “Kahraman” sıfatlı olanının merkez kabul edildiği iki büyük deprem sonrası, Laguna yine gündeme gelmiş!
-*-*-
“Aman yıkılacak, haydi herkes çıksın!”…
-*-*-
Tamam da nereye gitsin?
Devlet nerede?
Devlet en fazla hamaset, ama bir miktar çözüm düşmanlığı ve Nazizim (Bakınız Tahsin), ayrıca kaçak inşaat yaptırma (Bakınız Ersin) peşinde!
-*-*-
Laguna Apartmanı’nda 12 yıldır ülkenin en güzel restoranlarından birini işleten Sezal Aydınlı ve apartmanla aynı isimle kurulan derneğin başkanı Ufuk Umay ile sohbet ettim…
-*-*-
“Mayıs 2021’de 9 şiddetinde deprem olursa yıkılabilir raporu alındı, bize altı ay sonra çıkmamız için yazı gönderildi” diyorlar!
“İyi niyet yok” diye ekliyorlar.
Ve emin oldukları bir şey var; “konu insanların can güvenliği değil; rant uğruna binayı boşaltmamız isteniyor”…
-*-*-
Laguna sakinleri devletten ne istiyor?
112 daire ve altı iş yerinin bulunduğu ve “ganimet toprakların en değerli noktalarından birinde” konuşlanmış bu yer “can güvenliğinden” çok, “rant güvenliği” kokuyor!
İşte devlet burada yok!
Vatandaş kesinlikle “olmayan devlete” de, Vakıflar’a da “iyi niyet” açısından güvenmiyor; “bu işin arkasında kesinlikle peşkeş ve rant hedefi var” diyor!
-*-*-
Çünkü, anasına bak kızını kap!
Türkiye’de bu işler nasıl oluyorsa, burada da aynen öyle!
Biri, apartmanları yıkacak; yerine beş yıldızlı – casinolu dev bir otel yapacak!
Denizin de dibi!
Bu iddia doğru olmayabilir ama vatandaşın aklında deprem korkusundan daha çok, devlete ve yöneticilerine olan güvensizlik var!
-*-*-
Haaa asıl mülk sahibi Rum!
“Yok canım, dedemizin vakfının Osmanlı toprağı” mı diyorsunuz?
Siz gerçekten şaka mısınız yoksa başka bir şey mi?
-*-*-
Sezal Aydınlı ve Ufuk Umay diyor ki, “… Biz binanın güçlendirilebileceğine ve asıl hedefin can güvenliğimiz değil, rant olduğuna inanıyoruz; devlet malına ve insanına sahip çıksın” diyor…
Devlet gerçekten yok!
Devletin yöneticileri şov, hamaset ve şaklabanlık işlerine bakıyor!
-*-*-
Devlet, sadece burada mı yok!
Devlet, Kapalı Maraş siyasetini yüzüne gözüne bulaştırdı!
O mesele de ufak bir hamasi şovdu, kapandı!
Erdoğan geldi, Bahçeli gezdi falan, canlı yayınlarla Orta Anadolu ahalisine “bakın biz ne kahramanız” mesajı verildi, o kadar!
-*-*-
Tarihi surlar yıkılır mı?
“9 değil, 6 şiddetinde depreme surların bir çok noktası dayanmaz” diyenler çok…
Devlet mi?
Parası olmadığı için, bir çok noktanın güçlendirilmesi, aslına uygun restorasyonu için ihaleye çıkamıyor!
Evet devletin ihaleye çıkacak parası yok!
-*-*-
Deprem mi?
Tedbir mi?
Enönemli kurumlardan biri, “Mağusa’da 112 Acil Merkezi”nin de yarım kalan ihalesine çıkılamıyor…
Deprem olursa en çok iş düşecek olanların emek vereceği yer!
Evet, parası olmayan devlet, bu ihaleyi de tamamlayamıyor ve Acil 112 inşaatı da yarım!
-*-*-
Efendim, şimdi Doğu Akdeniz Üniversitesi, Laguna Apartmanları’nı inceleyecek, büyük ihtimalle, ganimet bina, birkaç yıl içinde boşaltılacak…
Hemen boşaltmak mı?
Konu mahkemeye giderse, bu işler “hemen” olmaz!
Peki, amaç rant ve peşkeş değilseydi; aklımızın başımıza gelmesi için Mayıs 2021’den şimdiye kadar neden buradaki insanlara “çözüm” üretilmeyip, adeta “Nazizim” uygulandı?
-*-*-
Mağusa’da devlet yok…
Mağusa, 1571’den bu yana, en büyük acıyı yaşıyor…
Nice savaşlar, çatışmalar, acılar gördü ama 25 çocuğunu, ihmalin, sorumsuzluğun bu kadar rahat bir şekilde katletmesine hiç tanık olunmadı!
-*-*-
Mağusa karanlık…
Bir dedeye “başsağlığı” için gittim…
30 yılı aşkın süredir tanıdığım, 1974 gazisi, dev gibi bir adam…
İki torununu depremde kaybetti…
En büyük zorlukların, savaşın, kurşunların yıkamadığı o 2 metrelik dev adam, sadece ağlıyor…
Çökmüş…
-*-*-
Devlet mi?
Devletin, ailelere, geride kalan acısı dinmeyecek insanlara destek olabilecek hizmeti de yok.
Psikolog yok!
Var mı?
Devletin onlara ödeyecek parası yok!
-*-*-
Kaybettiğimiz çocuklarımızın anısına “spor salonu” sözü verildi!
“Yapacağız” dendi!
Bunca yıldır neden yapmadınız?
Paranız yok!
-*-*-
Bu ülkeyi yönetemediniz!
Okullarınız, hastaneleriniz “içine girilemeyecek” zayıflıkta!
Ama Laguna’yı hemen boşaltalım çünkü beş yıldızlı otel yapacağız!
Hem de casinolu!
Yoksa, Vakıflar “casinoya izin vermez mi?”
Casino haram, haram!
Günah değil mi?
-*-*-
Peki külliye de haram mı?
Değil canım!
Ne münasebet!
Estaüfurullah bismillah yani!
-*-*-
Daha neler yazılır ki Mağusa ile ilgili…
Mağusa’da devlet gerçekten yok...
Dün de yazmıştım, bu yazıda da belirttim ama tekrar ediyorum:
“… Değil 9 şiddetinde, daha hafif bir deprem, hisarların çoğunu hatta tarihi katedrali bile yıkabilir...
Neden? Çünkü devletin bunları tamir edecek – güçlendirecek parası kalmadı, yok!
Hatta devlet, tekrar ediyorum, 112 Acil merkezini dahi yıllardır tamamlayamadı... İhaleye çıkamıyor... Şampiyon çocuklara bir spor salonu mu?
Söz mü vermişlerdi?
O salon nasıl yapılır biliyor musunuz?
Türkiye’den “yandaş” biri gelir, Laguna O’na hediye edilir…
Sonuçta “Gavurun malı” değil mi?
Ganimet helal!
Bu iş insanı, bundan öncekiler gibi, bizim cemaatin lider kesimini yedirir, içirir, giydirir, kuşatır, donatır; kim bilir Rolex saat hediye eder ve akabinde de törenlerle dualarla bir de spor saloncuğu hediye eder!
-*-*-
Açılışı da Ersin Tatar yapar!
Egemenmiş, eşitmiş atar, tutar!
-*-*-
Mağusa’da devlet yok...
Mağusa’ya kara bir kabus çökmüş durumda...
Sadece Mağusa da değil!
O kara kabus, tüm ülkeye çoktan çökmüştü zaten!
Laguna Apartmanları’nda 12 yıldan beri restoran çalıştıran Sezal Aydınlı ve Deniz Yıldızı Laguna Apartmanı Derneği Başkanı Ufuk Umay...