Bizim mahalledeki horozlar genel kurul yaptı.
Gündemlerinde tek konu vardı: Ne vakit öteceğiz?
Horozlar oldum olası bugüne kadar ilk kez böyle bir soruya kafa yoruyordu.
Horozun ötme vakti belliydi çünkü...
Eskiden saat mi vardı?
İnsanlar ya gölgeye bakarlardı saatin kaç olduğunu anlamak için...
Ya da horozun ötüşüne kulak verirlerdi.
Gün ağarmaya başladığı an öterdi horoz.
Ne daha önce, ne daha geç...
Erken öten olursa, zaten kelle giderdi!
Gerçi bu 'özlü söz'ü insanoğlu uydurmuştu, sırf muhalif görüştekileri
susturmak için...
Ama yine de horoz vaktinde öterdi.
İnsanlar da ötüşle birlikte uyanır, kalkıp işine gücüne giderlerdi.
İnsan-horoz dayanışmasıydı bu bir bakıma...
* * *
Öterdi ötmesine ve dayanışırdı dayanışmasına horozlar, ama şimdi zaman
değişmişti.
Eskisi gibi her horoz kendi çöplüğünde ötemiyordu artık zaten ama ayrıca
saatin de icatlısı, binbir çeşidi vardı.
Horozun gardı düşmüştü, eski itibarı kalmamıştı.
Bu yüzden tavuk aleminde artık pek de horozlanamıyordu.
Hoş, kümes yaşamı da pek kalmamıştı ya. Kahrolsundu şu çiftlikler!
Teknoloji ve tüketim alışkanlıkları değişince neredeyse horozun
horozluğuna bile lüzum kalmamıştı.
Buna mukabil ibiği, alımlı kuyruğu ve dik yürüyüşüyle horozluk görevini
her hal ve şartta yerine getirmeye devam edenler de yok değildi.
Özellikle de kümes yaşamını sürdürebilenler bu tiptendi.
İşte bizim mahallenin horozları da bu kategoriye girenlerdendi.
* * *
En yaşlı horoz açtı toplantıyı, nisabı yokladı, sonra konuşmasını yapmak
üzere Başhoroz'u kürsüye çağırdı.
Oldukça gergin bir hali vardı Başhoroz'un ve bu konuşmasına da yansıyordu.
Uzun bir horoz ötüşüyle başladığı konuşmasında, gelinen aşamada yaşanan
açmazın horoz alemini ikiye bölmesinden duyduğu derin endişeyi dile
getiriyor, 'birlik' mesajı veriyordu.
Sonra söz alan üyeler de horozluğun onurunun çiğnendiğini, insanlarla
tarihten gelen dayanışma halinin zarara uğradığını, böyle giderse
sonuçların herkes bakımından kötü olacağını vurgulayan ateşli ve bir o
kadar da duygusal cümleler kuruyordu.
Tarihi boyunca ilk defa 'Ne vakit öteceğiz?' sorusuyla karşı karşıya gelen
horoz alemi için zor bir durum söz konusuydu.
Kime inanacaklarını şaşırmışlardı.
Milyarlarca yıldır aynı şekilde doğan ve batan güneşin doğallığına ve de
kendi hayvansal içgüdülerine mi?
Yoksa 'insan hükümeti'nin aldığı gayrı doğal saat ayarı kararına mı?
Genel kurul uzun sürdü.
* * *
Sonuçta ne mi oldu?
Bizim mahallenin horozları hala kendi bildikleri saatte ötüyorlar.