Avupa futbolunu yakından takip edenler bilecektir. 2013 yılında en çok kar eden lig, Almanya Bundesliga ligi olmuştur. Toplam 14 takım geçen yıla göre iki kat daha fazla kar etmiştir. Böylelikle Alman futbolu 10 yıl önce koymuş olduğu hedefe ulaşmış oldu.
Neydi bu hedefler? Yaklaşık 10 yıl önce Alman takımlarının geneli batma noktasına gelmişti. Hatta, Borussia Dortmund’u o dönemlerde batmaktan kurtaran takım, yapmış olduğu mali destekle Bayern Münih olmuştu. Başta Alman futbol federasyonu olmak üzere tüm kulüpler ve devlet bir masa etrafında oturup futbolda mali disiplini tartışıp, Alman futbolunun geleceği ve en önemlisi futbol kulüplerinin mali yapısını kriterlere bağlamıştı. Sözü fazla uzatmaya gerek yok. O gün bugündür, sağlam denetim ve kriterlerin eksiksiz uygulanmasından sonra Alman futbolu 10 yıl gibi kısa süre içerisinde, en başarılı ülke konumuna gelmiştir. Üstelik, son beş yılda futbol olarak yaptıkları atak cabası.
Neden bu örneği verdim diye sorabilirsiniz? Nedeni çok açık. Tabi ki, KKTC futbolu.
Futbolumuz intiharın eşiğine gelmiştir. Gelir yok denecek kadar az ancak futbolda harcanan rakamlar dudak uçuracak cinsten. Mali yapı ve denetim ahbap çavuş ilişkisine bağlı. Gelir gider dengeleri ekonomik felsefenin tam tersi. Kulüp başkanları çözüm bulma adına kıllarını oynatmıyor. Yaptıkları tek şey, her sıkıştıklarında ya Kaymakamlıkların ismini kullanarak tehtid savurtmak, ya da ağlamak. “Gelin, futbolu doğru dürüst temeller üzerine kurup, disipline edelim” dediğmizde de her kafadan bir ses çıkıyor. Bireysel başarı en büyük hedef olmuş. Halbuki disiplinsiz, kendi kendini besleyemeyen sistemlerde başarılı olsanız ne... olmasanız ne... İlk gün şampiyonluk kutlanır. İkinci gün futbolculara ödenecek şampiyonluk primleri kara kara düşünülür. Üçüncü gün beklenen olur ve başkanlık koltuğu boş kalır. Çünkü, şampiyonluk maçında bile hakem parası toplamak neredeyse mucizelere kalmış.
İddia ediyorum. Çıkın sokağa ve her on kişiden birine “2012-2013 sezonu KKTC liginde şampiyon olan takımın adı ne diye? ” sorun. Yüzde sekseni “bilmiyorum” diyecek. Nedeni beli. Kıbrıs Türk halkının yüzde sekseni KKTC futbolundan uzaklaşmış. O zaman bu amaçsız hırs ve harcama niye?
Futbol Federasyonu dışta yaptığı atak gibi kendi içinde de düzenlemeye gitmeli. Koskoca bir ara dönem geçirdik. Belki bir adım atılır, bu konularla ilgili seminer verilir, başkanlar bilgilendirilir diye bekledim. Yine hayal kırıklığına uğradım. Dışa açılım konusunda ne kadar başarılı olunduysa, iç yapıda sınıfta kaldık. Hasan Sertoğlu ve ekibi bundan sonraki dönemde futbolda mali yapıyı ve disiplini gündemlerinin birinci maddesi yapıp, Kıbrıs Türk futbolunu düzgün temeller üzerine inşa etmeli. Aksi halde, bırakın dışa açılımı, bu yapıyla dışta maç yapacak takım bulamayacağız.