Ayşe GÜLER
Döviz Mağdurları Derneği Başkanı Hasan Avlık, ülkede 30 bine yakın kişinin ‘döviz mağduru’ olduğunu söyledi, çözüm öneriyle birlikte Hükümet kanadı ile görüştüklerini ancak 6 aydır hiçbir adım atılmadığını belirtti.
Avlık, “Günün sonunda bizlerle dalga geçme söz konusu” değerlendirmesinde bulunarak, sundukları yöntemlerin dikkate alınmadığını dile getirdi: “Önerileri günlerce uzmanlarla birlikte hazırladık. Başbakan, “Benim de döviz borcum var, ben de mağdurum, bu işi çözelim de yararlanayım” dedi.
Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında dövizin yüzde 25 değer kazanacağına dair beklenti olduğunu dile getiren Avlık, bu konuda endişelerini dile getirerek, “Zaten battık, daha da batmamak için hızlı bir şekilde çözüm istiyoruz” dedi.
Avlık, Maliye Bakanı Alişan Şan’ın “Ülkede fakirleşme yok” açıklamalarına da atıfta bulunarak, “Her ne kadar Maliye Bakanımız “ülkede zenginleşme var” dese de ya benim cüzdanımın haberi yok, ya da bakan farklı bir dünyada, ülkede yaşıyor” şeklinde konuştu.
Birçok kişinin yaşadığı mağduriyet nedeniyle evini sattığını, strese bağlı ciddi sağlık problemleriyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Avlık, “Bu iş sadece bankayı ödemekle de bitmiyor. Geçindirmekle yükümlü olduğum bir ailem var. Hayatımı sürdürmem gerekiyor. Çocuğuma mama, bez, kıyafet almalıyım. Bunların hepsini karşılamam gerekiyor” dedi.
Avlık, gerekirse sendikalarla da görüşerek, örgütlenmeyi genişletmek istediklerini aktararak,
İlle de sokağa çıkmamız isteniyorsa, büyük kitleler halinde sokağa inmeye hazırız. Bizim 3 kişi olduğumuzu düşünüyorsalar, yanılıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
“Zenginleştiğimizden ya cüzdanımın haberi yok, ya da bakan farklı bir dünyada yaşıyor”
✦ Döviz Mağdurları Derneği Başkanı Hasan Avlık, ülkede ‘döviz mağduru’ 30 bine yakın kişi olduğunu söyledi, Hükümet kanadı ile yaptıkları görüşmenin üzerinden 6 ay geçtiğini ancak hiçbir adım atılmadığını dile getirdi.
► Dernek ne zaman kurulmuştu?
➣ “2021 yılının sonunda, Kasım ayında sosyal medya üzerinden örgütlenmeye başladık. Akabinde bir küçük çevre oluşturduk. Görüşmeler, toplantılar yaptık. Nasıl çözüm bulabileceğimizi konuştuk. En büyük amacımız, insanlara karşı sorumluluk sahip olup, çözüm üretmekti. Çünkü, bankalar karşısında birebir mücadele vermemiz çok da mümkün değildi. Ancak örgütlü bir mücadele bize bir çözüm sağlayabilirdi. 5 Ocak 2022’de Başbakan, dönemin müsteşarı Hüseyin Amcaoğlu ve KKTC Merkez Bankası Başkanı ve Bankalar Birliği ile toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda özellikle KKTC Merkez Bankası Başkanı’ndan azar işittik. Neden döviz borçlandığımıza dair azarlar silsilesi ile karşılaştık. Daha sonra da taleplerimizin büyük bir külfet olduğunu, böyle bir külfete kendilerinin veya ülkenin katlanamayacağını, bu taleplerin hükümet veya Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmasına yönelik talepte bulunmuştu.”
► Yaptığınız görüşmede, talep kaç kişi ile ilgiliydi?
➣ “ Ada içerisinde 7 bin döviz borcu bulunan kişi var. Bin kişisi döviz kazanıp, döviz borcu olsun… Geriye kalan 6 bin kişiden bahsediyoruz. Hepsi 4’er kişilik aile olsa; döviz mağduru olan 24-30 bin kişilik gruptan bahsedebiliriz.”
► Oluşum sonrasında, size ulaşan kişi sayısı arttı mı?
➣ “Çok fazla artış oldu. Dernekleşeme süreci sonrasında insanların ilgisi daha da artmaya başladı. Bize ulaşanlar arasında polis, itfaiye memuru gibi kamu çalışanları da var. Onların herhangi bir kurum ya da derneğe üyelik süreçleri sorun yaratıyor. Bizim esas amacımız resmi üye toplamak değil. Gerekirse 10 kişi olup, tüzel kişilik kazanıp, 6-7 bin kişinin borçlarıyla alakalı mücadele verelim.”
► Hükümet kanadı ile yapılan görüşmede talepleriniz nelerdi?
➣“ Ödenebilir faiz destekli tutar belirlenerek, uzun vadeli Türk Lirası cinsinden borçlanma talep ediyoruz. Bunu gerek kamu bankaları gerekse anlaşmalı oldukları özel bankalarla yapabilirler. Pandemi döneminde işletmelere bu yönde sağlanmıştı. Bunun yanı sıra mahkemeye verme, mazbata ve haciz durumlarının askıya alınmasını istedik. Her ne kadar Maliye Bakanımız “ülkede zenginleşme var” dese de ya benim cüzdanımın haberi yok, ya da bakan farklı bir dünyada, ülkede yaşıyor.”
► Peki sonrasında ne oldu?
➣ “ Bizlerle ilgili hayata geçen hiçbir adım yok… En son görüşmemizi Maliye Bakanı ile yaptık. Taleplerimizi, bankalardaki TL durumunu inceleyeceğini söyledi. Gereken ne ise yapılacağını, bu konuda ne yapabileceğine yönelik bize bilgi vereceğini aktardı. Ancak bu konuşma Kasım 2022’de oldu. 6 ay geçti, hala adım yok… Sonrasında da Başbakan ile görüştük. O da hükümetin yapacağı yasanın Bankalar Birliği tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınacağını, Bankalar Birliği’nin bir yasa hazırlayarak, sunması halinde Meclis’ten geçirebileceklerini söyledi. İşin özeti şu; çözüm önerisini biz buluyoruz, Bankalar Birliği ile biz görüşüyoruz, bir de parayı bulduk mu bu iş tamamdır…”
“Zaten battık, daha da batmak istemiyoruz…”
✦ Avlık, Türkiye’deki seçimlerin ardından dövizin yüzde 25 değer kazanacağına dair beklenti olduğunu ifade etti, bu konuda endişelerini dile getirerek, “Zaten battık, daha da batmamak için hızlı bir şekilde çözüm istiyoruz” dedi.
► Mayıs sonrasıyla ilgili bir endişe hakim. Bu süreci siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
➣ “Biz uzun süredir mücadele veriyoruz. Türkiye’deki seçimlerden sonra, kim kazanırsa kazansın döviz yüzde 25 değer kazanacak. Biz zaten yeterince battık, ekstra yüzde 25 daha batmak istemiyoruz. Bu durum, 40 bin Sterlin olan bir borcun, 50 bin Sterlin olması demek. Çok endişeliyiz. Zaten battık, daha da batmamak için hızlı bir şekilde çözüm istiyoruz.”
► Bu süreçte Bankalar Birliği ile görüştünüz mü?
➣ “Evet, Yönetim Kurulu’ndan arkadaşımız görüştü. Bankalar Birliği, vatandaşların borçlarını ödeyebilecek durumda olduğunu söyledi. Ödemeler dengesinde bir bozulma yaşanması halinde müdahale yapmayı gündemlerine alabileceklerini söyledi.”
► Hükümetin bu konuda çözüm üretebildiğini düşünür müsünüz?
➣ “Günün sonunda bizlerle dalga geçme söz konusu. Anayasayı hiçe sayma söz konusu… Önümüze gelen en net argüman, ‘Dövizin yükseleceğini bilmiyor muydunuz?” sorusudur. Evet biliyorduk ama bizim öngörümüz enflasyon oranında maaşlarımızın artacağı şeklindeydi. Borçlanan kişilerin hiçbiri ekonomist değil. Örneğin bir kişinin 5 evi var. Gelir elde etmek için 5 tane daha aldı, döviz borcu var ve ödeyemiyor. Evet, onunla ilgili bir yaptırım yapılsın. Zenginliğine zenginlik katmak amacıyla yapılan işlemlere bir şey demiyoruz. Ama araştırılsın, bu konuda da adımı devlet yapacak. Bizler, ‘Biz battık, bizi kurtarın’ demiyoruz. Masaya çözüm önerilerimizi de götürüyoruz. Sunduğumuz yöntemler dahi kale alınmıyor. En büyük sorun o zaten… Sunduğumuz önerileri günlerce uzmanlarla birlikte hazırladık. Başbakan, “Benim de döviz borcum var, ben de mağdurum, bu işi çözelim de yararlanayım” dedi.”
► Bu süreçte neler yaşadınız?
➣ “Evini satanlar var, ekonomik sıkıntı nedeniyle ayrılan kişiler var. Birçok kişi, ciddi sağlık problemleri yaşıyor. Bir üyemiz hala hastanede… Strese bağlı olarak bir komplikasyon geçirdi. Stres yoğunluğundan dolayı Türkiye’ye tedaviye gidenler var. İnsanların geliri düştüğü zaman stresi artıyor. Tüm rahatsızlıkların başı stres… Bu iş sadece bankayı ödemekle de bitmiyor. Geçindirmekle yükümlü olduğum bir ailem var. Hayatımı sürdürmem gerekiyor. Çocuğuma mama, bez, kıyafet almalıyım. Bunların hepsini karşılamam gerekiyor.”
► Bundan sonra ne yapacaksınız, yol haritanızda ne var?
➣ “Bizler, kapıları aşındırmaya devam edeceğiz. Gerekirse sendikalarla da görüşeceğiz. Sendikal Platform gibi bir hareket oluşturup, gerekirse sokağa inmek istiyoruz. Şu anda bağırmıyorsak, kendi çapımızda eylemlere başlamadıysak bunun sebebi sorunların çözülebilir olması. İlle de sokağa çıkmamız isteniyorsa, büyük kitleler halinde sokağa inmeye hazırız. Bizim 3 kişi olduğumuzu düşünüyorsalar, yanılıyorlar.”
FOTOĞRAFLAR: Hüseyin Özbarışcı