Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ile Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga’nın ağzından aynı sözcükler döküldü;
“Maliye iyiye giderken ekonomi kötüye gitti”
Bu güzel bir yorum, umut veren bir değerlendirme değil tabii…
“Şöyle açıklanabilir söylenmek istenen; Devlet kendi kasasını çeşitli vergilerle düzeltirken ekonominin sürdürülebilirliği için bir şey yapılmadı, daha kötüye gitti.”
***
Toros: Kıbrıs’ın kuzeyinde bugüne kadar uygulanan ekonomik programlar sorunlarımıza çözüm getirmedi, tüm programlar sadece aspirin etkisi yaptı, tümör yerinde durdu, günlük baş ağrısını iyileştirdi. Maliyenin iyiye, ekonominin ise kötüye gittiği bir durumda ekonomik programlar farklı kesimleri karşı karşıya getirdi. İşte bu nedenle, yeni ekonomik programın hazırlanmasında rol almak istiyoruz.
Tulga: Güney Lefkoşa’da işletme sayısı kuzey Lefkoşa’ya göre 3 kat daha azdır. Ama alım gücü, turizm girdisi fazla olan güney Lefkoşa’dan bile 3 kat daha fazla ticari alana sahibiz. Bu herkesin bir birini yediği bir ülke yarattık demektir. Rant uğruna her tarafı iş yeri yaptık ve batırdık. Kapasiteye baktığın zaman şu an yüzde 90 işletme neredeyse kapalı. Ülkede ekonomik politika yok, sadece mali politika var. Ekonomi Bakanlığı’nın olmadığı bir ülke!..
***
Ülkemizdeki en önemli ekonomik örgütlerden ikisinin tepesindekilerin saptamaları böyle…
Dünkü gazetemizde iki ismin de söyledikleri yan yana sayfalara böyle yansıdı. İkisinin de görüşleri ekonomi konusunda birbiriyle çok yakın.
Ayrıldıkları noktalar yok mu? Mutlaka var çünkü ikisi de ayrı iki çıkar grubunu temsil ediyorlar ve mutlaka çatıştıkları noktalar vardır ancak sözkonusu noktada saptamaları aynı olunca muhatap kişilerin durup düşünmesi gerekiyor.
Hangi nokta o?
“Maliye iyiye giderken ekonomi kötüye gidiyor.”
***
Bu yorum hayatın normal bir süreçte gidemeyeceği bağlamında yapılmıştır. Ekonominin sürdürülebilirliği için maliyenin iyi olması yeterli değildir.
Belki basit bir örnek bunu açıklayabilir;
Günlük çalışıyorum ve bugün için işim vardı, cebime paramı koydum, evime ekmeğimi götürdüm, günümü geçirdim. Peki yarın?
Belirsiz.
Maliyenin iyiye, ekonominin kötüye gitmesinin anlamı da basitçe bu.
Kasada bugün için belki para var ama yarın ne olacağı belli değil. Yani belki kamu bu ay da ödenebilir ama ya kamu dışındaki sektörler… Onlar bu devletin bir parçası değiller mi? Kamu, maaşlarını alınca her şey yolunda mı sayılıyor? Ekonominin sürdürülebilirliği için orta ve uzun vadeli planlara ihtiyaç yok mu!
Elbette var.
Bunu da ilgili sivil toplum örgütlerini de katarak hazırlamakta fayda var.