Bugün Kıbrıslı Türklere kapalı Maraş’ta, Türkiyeli bazı yetkililerin çağrısı ile, bazı Kıbrıslı Türklerin de katılacağı bir toplantı düzenleniyor. Dikkat çeken nokta, ev sahibinin Türkiye tarafı olması… Kıbrıslı Türkler’in Başbakanı, Başbakan Yardımcısı ve Dış İşleri Bakanı, hükümet kanadından bir milletvekili ve bazı eski bürokratlarla, bazı meslek örgütlerinin temsilcileri de onların davetlisi ve toplantıya gidecekleri mekâna girişleri de TSK’dan izinli…
“KKTC”ciler KKTC’nin Cumhurbaşkanı’nın (CB) bu toplantıya davet edilmemesinden rahatsız değil, belki de mutlular çünkü KKTC onların. Ve onlar ki nemalananlardır, daha nema beklentisi ile nemalandıranın davetine icabet edip, izni de kullanıp toplantıya katılıyorlar… Toplantıyı düzenleyenler, toplantının temasını “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı” olarak açıkladılar ama toplantının gerçek temasının “Açamayacağımız Kapalı Maraş için hangi çıkışlar AKP’nin yoldaşı olan iki CB adayından bir Kıbrıslı Türk’e seçim kazandırır” olarak yorumlanması gerçeklerden uzak olmayacak. Maraş’ı açamazlar, açamayacaklar; bunu oraya toplananlar da biliyor ve açacakmış gibi proje üretip, seçim öncesi heyecan yaratmaya çalışacaklar… Bugünkü toplantının bir amacı bu ama başka ve Türkiye için daha da önemli amaçlar da var…
CB seçimleri için federalist adayların vurgu yaptığı nokta BM ölçütlerinde çözüm ve Kıbrıs Türk tarafı olarak bu doğrultuda BM Genel Sekreteri (BMGS) ile olan yakın çalışma ve hatta dayanışmanın sürdürülmesinin çözüme ulaşmadaki önemi… Bunun karşısında kimler var, bu durumdan endişe eden kimler?! Kıbrıslı Rum lider ve TC’nin AKP hükümeti; KKTC’nin sağ siyaseti AKP hükümetinin yedeğinde… Onlar için mevcut statüko, hidrokarbonlarda egemenlik konusu çözülene kadar devam etmeli… Seçimler sonrasında BMGS, Kıbrıs sorununun beş tarafını BM ile birlikte görüşme masasına davet edecek. Bu masaya gittin vay, gitmedin vay… Masaya tüm taraflar giderse, BMGS Kıbrıs sorunu için öngörülebilen bir zaman sürecinde
çözüm odaklı bir masa kurmuş olacak; yani mevcut statükonun sonu olacak… Kıbrıs Rum tarafı ile AKP hükümeti için hidrokarbonlarda daha üleşimi tamamlamadan bu masaya oturmak tehdit ve tehlikeler içermektedir. Masaya gitmeyerek BMGS’yi reddeden taraf da BM Güvenlik Konseyi’nden (BMGK) zılgıt yiyecek…
Dolayısıyla, AKP hükümetinin stratejik niyeti Kıbrıs Türk tarafı ile BMGS arasındaki iyi ilişkiyi bozmak… Bu amaçla, şimdiki KKTC CB’yi Kıbrıs Türk halkı nazarında yıpratmaya çalışıyorlar, seçilirse bile çok yıpranmış olsun… Diğer federalist aday, yani Erhurman seçilirse?! Onun da BMGS ile tesis edilmiş olan bir iyi ilişki bulmaması gerek… BMGS Kıbrıs Türk siyasetine top yekûn karşı safta olması gerek ve aslında BMGS’ni Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde BM ölçütleri ile birlikte yalnızlaştırmak gerek. Nasıl olsa Anastasiadis bu stratejik hareketin müttefiki, ondan endişe yok ama federalist bir yeni KKTC CB korkulu rüya ve onu da Kıbrıs Türk halkı nazarında itibarsızlaştırmaya çalışmak Kıbrıslı Türkler tarafından “Size de CB beğendiremiyoruz” tepkisi ile şimdiki tepkilerden daha da büyük olacak.
Ne yapılmalı?! Maraş’ı açıyor gibi yapmalı… Anastasiadis hemen BM’yi ayağa kaldıracak… BMGS Kıbrıs Türk tarafına Maraş ile ilgili BM kararlarını anlatacak, BMGK’ni devreye koyacak… AKP hükümeti ve yedeğindeki Kıbrıs Türk sağ siyaseti de onlara karşı direnecek, birileri “Eyyyy…” çekecek. Ve böylece, BMGS ile Kıbrıs Türk lideri arasında olan iyi ilişkiler berhava edilecek… BMGS Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde yalnızlaşacak, beşli konferans çağrısı yapabileceği bir zemin olmayacak… “Türkiye’nin hidrokarbon çalışmaları devam ettikçe görüşme masasının anlamı yok” diyen Anastasiadis, buna bir de Maraş konusunu ekleyecek… Dolayısıyla da Türkiye’nin AKP hükümeti, Kuzey Kıbrıs’ta desteklediği CB adaylarının seçimi kaybetmesine rağmen, kendi çıkarları doğrultusundaki stratejisini sürdürmesi mümkün olacak…
Bunları bir “Komplo teorisi” olarak nitelemek mümkün ancak Kıbrıs sorununun çözüm süreçleri uygulanmış zengin bir “Komplo teorisi” envanterine sahiptir. Maraş’ı açamayacak olanların muradı, seçimden sonra BMGS inisiyatifi ile başlatılması söz konusu olan çözüm sürecini ortadan kaldıracak bir BM-Kıbrıs Türk tarafı sürtüşmesi yaratmaktır.
Federal çözümü destekleyen Kıbrıslı Türkler yarından itibaren, Türkiye’nin AKP hükümeti ile işbirlikçisi Kıbrıs Türk sağ siyaseti ve onların unsurlarının BMGS ile olan mevcut iyi ilişkilerin bozulması girişimlerini deşifre etmesi gerek… Ayrıca, CB seçimlerinin federalist adaylarının da zaten bulunmadıkları Maraş toplantısının sonuçlarının BM ile Kıbrıslı Türklerin arasını açmasına izin vermeyeceğini uluslararası topluma ve siyasete duyurması gerek…