Ne zaman, nasıl, hangi yöntemle ve ne olmak üzere açılacağını «Açacağız» diyenlerin dahi bilmediği Maraş konusu gündeme gelince, Maraş’ın Evkaf malı olduğu iddiaları yeniden canlandı. Bu konuda Evkaf Dairesi arşiv ve tapu kayıtları araması, taraması yaparak kendi iddialarını ıspatkamak üzere yoğun çalışmalar yapıyor, yaptırıyor.
Maraş’ın açılması konusu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için gündemde olmak ve «Ezber bozdum» diyerek fark yartmaya çalışıp ezilmiş siyasi itibarı kurtarmak çalışmasıdır. Envanter çalışması kısa sürede bitecekti, haber havadis yok pek… Konu uzayıp gidecek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar sündürülecek, seçimden sonra da söndürülme süreci başlayacak… Bozulan bir ezber de yok; denenip de sonuç alınmayınca unutulmuş ezberleri ısıtıp siyasi piyasa sürme var…
Bu ezberlerden biri de Maraş’taki taşınmaz mülklerin asıl ve evvel ahir sahibinin bazı vakıflar nedeniyle Evkaf olduğu iddiasıdır. Sömürgeciliği döneminde İngilizler vakıf mallarını, kabul ettikleri vakıf kurallarına rağmen Rumlara ve onların kilisesine dağıtmış… Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluşu döneminde de Kıbrıs Türk liderliğine (Küçük ve Denktaş) bir-buçuk milyon sterling vererek yazılı da bit teyit almışlar: İngiliz sömürgecilerin kötü, yanlış ve usulsüz yönettikleri evkaf mallarına karşı Kıbrıs Türk tarafının talep ettiği tazminat ödendi ve artık İngilizlerden mali bir talepte bulunulmayacak.
Evkaf’ın şimdi yaptığı mal sahipliği iddiası mali bir talep değil, İngiliz sömürgecilerin bilinçli usulsüz işlemleri nedeniyle kaybettikleri mülkü geri almak çalışmasıdır. Tutar mı? Kasım ayı başlarında AİHM’de belli olacak. Evkaf İdaresi bu konuda zaman zaman kamuoyuna da bilgiler aktarmaktadır. Ancak konunun tümünde bir gariplik var; sadece Maraş mı vakıf arazisi idi, adanın diğer taraflarında İngiliz sömürgecilerin Rumlara peşkeş çektiği arazi hiç mi yoktu?! Yıllardan beridir vakıflar ve Osmanlıca konularında uzman bilim insanları arşivleri tarıyor da Maraş dışı bölgelerde hiç bir usulsüz devir bulamadılar mı? Bu konuda niye bir açıklama yok? Maraş siyasi gündem olduğu için bu çalışmalar yapılmışsa, vakıf mallarını geri almak diye samimi bir çaba yok, Maraş’ta Kıbrıslı Rumlara siyasi gol atma çabası var demektir.
Larnaka’da, Baf’ta, Limasol’da, Güney Lefkoşa’da İngiliz sömürgeciler zamanında talan edilmiş vakıf malları yok mu? Niye Evkaf bu konularda suskun? İngiliz sömürgeciler Evkaf Dairesi’ni yönetmek için İngiliz muhibbi ve sonradan da İngiltere Kraliyeti tarafından Sir ünvanı ile taltif edilmiş başından fesini hiç bir zaman çıkarmamış Sir Münir’i atamış… Evkaf Dairesi’nin iddia ettiği uzulsüzlükler ve yolsuzluklar büyük ölçüde Sir Münir’in Evkaf Murahhas Azası (yani pratikte yöneticisi) olduğu dönemde olmuş… Yani bu fesli Sir Münir İngiliz sömürgecilerine itaat edip de vakıf mallarını kuralsız şekilde dağıtırken sadece Kıbrıslı Rumlara mı dağıttı; bu kadar ‘saf ve temiz ve dürüst’ müydü? Lefkoşa’da talan edilen evkaf mallarından Kıbrıslı Türklere, az da olsa ve aynı yöntemlerle, hiç mi arazi verilmedi?! O kadar uzman ve bilim insanı Evkaf ve tapu arşivlerini en ince ayrıntısına kadar araştırırken böyle devir işlemlerine hiç mi rastlamadılar?! Evkaf İdaresi’nin suskunluğu, hiç böyle bir devir gerçekleşmediğinden mi yoksa susmayı yeğlediğinden mi ?
O kadar saf ve aptal olmak olası değil; Sir olabilmiş Münir beyin deveyi hamuduyla hep Rumlara yedirmiş olması da olası değil… Ucundan bucağından, orasından burasından Sir Münir’in vakıf malları devrederek gönendirdiği Kıbrıslı Türkler olduğuna dair ıspata muhtaç ama ciddi iddialar var… Ispatı kim yapacak ? Arşivi ve tapuları tarayanlar… Çıkacaklar ve diyecekler ki, «Vallahi de billahi de, İngiliz sömürgesi döneminde kuralsız olarak devredilen evkaf malları hep Kıbrıs’ın gayri-müslimlerine devredildi, müslimlere bir karış toprak verilmedi»; veya «Şu şu Kıbrıslı Türklere de şu şu evkaf malları devredildi». Bu sözler hiç söylenmeyecek, bunlar Evkaf’ın sus meselesidir… Söylense, nerede durulacağı da kestirilemez, sarsıntıların altında kimlerin kalacağı da bilinemez… Ama bugün Maraş’lı Rumun malının aslında ve evveliyatında vakıf malı olduğunu ıspatlayanlar, başka vakıf mallarının kimlerin eline geçtiğini de cesur araştırmacılara yol açmış olacaktır.
Çok uzağa da gitmeye gerek yok; bugünkü TC Büyükelçiliği binalarının bulunduğu arazi aslında ve evveliyatında vakıf malı idi… Geçmişte, şu anda Dereboyu’nda Orman Dairesi tarafından fidanlık olarak kullanılan araziyi Türkiye, Büyükelçilik binası inşası için satın almış ama sonrasında gelişen olaylar nedeniyle elçilik binasını buraya yapmanın güvenli olmadığı düşünülmüş ve şimdiki araziye yapılmış. Dereboyu’ndaki arazi ile bu arazi takas edilecek ve kurallara uygun olarak vakıf mülk varlığı korunacaktı. O dönemin Evkaf yöneticileri devir işlemlerinin gerçekleşmesini, kendilerinin bileceği nedenlerle, takip etmedi ve şu anda TC Büyükelçiliği bir vakıf malını devralmıştır, Dereboyu’ndaki arazisi de Orman Dairesi kullanımda ama mülkiyeti de TC’de… Evkafın sus meselesi…
Maraş’ın yerleşime açılması seçmene siyasi masal… Maraş toprağının tamamının vakıflara ait olduğu AİHM’de yanıt bulacak bir iddia… Konuşulsun, uğraşılsın, sonunda seçmen ve AİHM karar verecek ve durum belirginleşecek… Ama ne olacak bu Evkaf’ın sus meselesi?! Ne olacak sömürgecilerin talan ettiği vakıf malları?! Ve vakıf mallarının tutanın elinde kalıp kalmayacağına ırkına göre mi karar verilcek?!
Kasım başlarında AİHM kararını versin hele; dananın kuyruğu kopsun ve kuyruk kimde, dana kimde kalacak belli olsun…