‘Maraş açılımı’ yaptılar ama evlerini görmek isteyenler evlerini göremediler. Türkiye’den organize yapıldı, TC yetkilileri konuştu, hükümet konuştu, KKTC’nin Cumhurbaşkanı çağrılmadı, muhalefete son dakika “gelebilirsiniz” denildi, çaldılar, oynadılar, “burası bizim” dediler ve gittiler.
Onlar konuşurken, “Hukuki, siyasal ve ekonomik anlamda yanlıştır” derlerken, “Maraş’ı açacağız” demeçleri verirken, 1974 öncesi evlerini görmek isteyenlere evlerini görmeleri için izin verilmiyordu.
N’olurdu yani, zaten orası askerin kontrolünde, toplantıyı da zaten Kapalı Maraş’ta, Orduevi’nde yapıyorsunuz bu durumu da göstermek için… Peki evlerini görmek isteyenler gelmişler, yanlarında refakatçileriyle gidip evlerini görseler ve gitseler bundan kimin ne zararı olurdu ki!
Kaldı ki zararı değil yararı olurdu “bizimdir” diyenlerin açısından baktığınızda…
***
Bizim Barolar Birliği’mizin katılmayı reddettiği, Türkiyeli yetkililerin konuştuğu, bizim hükümet yetkililerinin konuşulanları onaylamak için orada bulunduğu toplantıda toplantının amacına pek uygun olmasa da! Ersin Tatar’ın “BM Güvenlik Konseyi kararlarına çok ters düşmeyen bir açılımdan” bahsetmesi Tatar’dan beklenmeyendi.
Fuat Oktay’ın da Mehmet Ali Talat döneminde gelen tepkilere rağmen kurulan ve uluslararası hukuk alanında tanınan bir kurum halini alan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu mülkiyet sorununda ‘güvence’ olarak tanımlaması önemliydi.
***
Günün bir diğer ilginç yanı TC Sağlık Bakanı’nın gelip yeni bir hastane yapılacağı müjdesini! vermesiydi. O söyledi, Ali Pilli alkışladı.
Maraş’ta Fuat Oktay “işlemleri tamamladık, (ne işlemiyse) parayı artık serbest bırakıyoruz” da demişti, herhalde Meclis’te Erhürman’ın sorusuna “Maliye Bakanı bilir o işleri” diyen Tatar da gelmeyen parayla ilgili bir şey öğrenmiş oluyor ve seviniyordu.
Hastaneye dönersek bu hastane konusu aslında çoktan vardı ama yine Maraş toplantısı gibi hastane konusu da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hükümetteki adaylara bir avantaj sağlama girişimi gibi görülebilir.
Bu avantajı hangi aday hanesine yazma girişimi yapar, kim kimi döver! şimdilik bilinmez ama Sağlık eski Bakanı Filiz Besim, BRT arkasında yapılması düşünülen hastane için yol olmadığını paylaştı sosyal medya hesabından…
Bir de şunu soruyor Filiz Besim; Yapılacak denen hastane Türkiye’deki gibi şehir hastanesi modelinde 25-30 sene yatak garantisi verilecek bir özel işletme gibi mi olacak yoksa kaynaklarımızın da katkılarının olacağı bir Devlet Hastanesi mi olacak?
Bu sorulara Sağlık Bakanlığı yetkilileri (eğer biliyorlarsa) yanıt verirlerse iyi olacak.
Sonuçta bir seçim öncesi yine seçime dönük ‘dışarıdan’ yapılan bir girişim olarak akıllarda yer alan günün ardından Nisan’da oy kullanacak olanlara bir fikir vermesi açısından önemliydi.
***
Kimse bu yaşadığımız günleri “adaların kaderi, dışarıdan insanlar gelir, adalılar göç yaşar, olağan şeyler” olarak görmesin, söylemesin… Kıbrıs Adası’nın diğer adalardan çok farklı bir kaderi!, çok farklı bir gelişimi, çok farklı bir coğrafi konumu var. O yüzden de diğer adaların kaderlerine bakarak rahat davranmak, gidişatı öylesine beklemek, ne olacağını görmek gibi bir rahatlığımız olamaz. Adamızın geleceğine çomak sokacak, bizim Adamız olmasından çıkacak gelişmelere her bireyin elini taşın altına sokup karşı çıkması elzemdir.
Ambargoyu seviyoruz!
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Niyazi Kızılyürek yazdı dün Yenidüzen’de… Kendi kendimize de ambargo uyguladığımızı yaşadığımız bir örnekle anlattı. Avrupa Birliği’nin Ekonomi ve Sosyal İşler Komitesi Başkanı Luca Jahier’in Kıbrıs’a geldiğini, Kıbrıs’ın kuzeyine çok seyrek yapılan bu ziyaretlerden birini de yapacak olan Jahier’in Ticaret Odamızı Kızılyürek’in Kuzey Kıbrıs bürosuna davet ettiğini ancak Ticaret Odası’nın bu davete katılmadığını yazdı. Halbuki AB yetkililerine ulaşmak için Brüksel’e paralar vererek gidildiğini, aracılarla görüşme fırsatı yakalamaya çalışıldığını anlatan Kızılyürek, böyle bir fırsatın neden kaçırıldığını sorguluyor ve kendi kendimize ambargo uyguladığımızı anlatıyor. Ticaret Odası herhalde bu davete katılmamasının gerekçesi olarak Kızılyürek’in kendi parlamenterleri olmamasını, AKEL’den seçilmiş olmasını göstermiştir milliyetçi yaklaşımlarla… Kızılyürek bu yaklaşıma kullanmak istemediğim bir sözcükle karşılık vermiş, o sözcüğü buraya yazmıyorum ama diyorum ki özellikle bir iş çevresinin böylesine fırsatlara daha esnek gözlüklerle bakabilmesi ve Avrupa Parlamenterinin Kıbrıs’ın kuzeyinde de bir bürosunun olmasını fırsat olarak kullanması ve onun üzerinden amaçlarına daha kolay ulaşması beklenmeliydi. Öyle olmadı, bana göre de yazık olmuş.
İkiz kardeşlerin karşıt açıklamaları
Atlas Global iflasını açıkladı… İflasın gerekçeleri olarak Atlas Global’in sahibi Murat Ersoy ekonomide yaşanan çalkantılar ve yeni İstanbul Havaalanı’nın maliyetleri artırması olarak açıklarken Murat Ersoy’un ikiz kardeşi TC Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ise sektörün ve ekonominin iyi durumda olduğunu iddia etti. Hangisi doğruyu söyledi!
Araplar da tanıdı!
İkinci Türkiye notu da Suriye’den; Daha önceden gelen bir süreç mi yoksa Türk askerlerinin öldürülmesinden sonra Türkiye’den gelen “Şam’a girer alırız, önümüze çıkanı deviririz” açıklamalarının bir sonucu mu bilinmez ama Suriye de ‘Ermeni Soykırımı’nı tanıdı ve bu bağlamda 2. Arap ülkesi oldu.
“İki şey sonsuzdur: evren ve insan aptallığı; ve evrenden emin değilim.”
Albert Einstein