“Maraş’ın çözümsüzlük ortamında açılması zor”

Talat, Maraş’ın açılmasının güven yaratıcı bir adım olmaktan çok ekonomik bir adım olduğunu kaydederek, Maraş’ın çözümsüzlük ortamında açılmasının zor olduğunu söyledi.

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Elam tarafından kendisine yapılan saldırıya atıfta bulunarak, Limasol’a giderken herhangi bir endişesi olmadığını, Elam’ın saldırısı sırasında güvenlik zafiyeti olduğunun tespiti üzerine Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiades’in Rum Polis Genel Müdürü’nü görevden almasının yerinde bir davranış olduğunu belirtti.

2. Cumhurbaşkanı Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, Talat katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.
Limasol’da meydana gelen olayın sorulması üzerine Talat, “Elam ırkçı bir örgüt. Bu tür kuruluş ve hatta kişiler, Kıbrıs sorununun çözümü için yapılan görüşmelerde konu edilmeli, bu unsurların toplumlardan izole edilmesi gerekiyor” dedi.

“Elam’ın eğer isterse fiziki bir saldırı yapabileceğini, zaten onların da bunu belirterek eylemin sembolik olduğunu duyurduklarını” söyleyen Talat, bu tür ırkçı örgütlerin tecrit edilmesi, yasaklanması ve eylemlerinin de suç kapsamına alınması gerektiğini, aksi halde devamının geleceğini ve Kıbrıs sorunu çözüldükten sonra da çözümün sürdürülebilirliğine büyük zarar verebileceğini kaydetti.

Irkçılığı ve ötekileştirmeyi, diğer toplumu kategorize ederek fiili, hatta sözlü saldırıyı suç kapsamına almanın şart olduğunu söyleyen Talat, “Aksi halde büyük bedeller ödenerek elde edilecek olan barış kültürü ve hatta çözüm tehlikeye girer” dedi.

Her şeye rağmen Limasol’da yer alan konferansın tamamlandığını söyleyen Talat, ancak yaşanan olaylar üzerine konferansta söylenenlerin gölgede kaldığını kaydetti. Bu olayın herkesi uyandırması açısından etkili olduğunu belirten Talat, barışa daha da fazla ihtiyaç olduğunun bir kez daha görüldüğünü ifade etti.

“Barış kültürü egemen kılınmalı”

Kendisine “barış diyorsun ama, bütün insan haklarının kullanılmasına evet diyor musun?” şeklinde bir soru sorulduğunu söyleyen Talat, Kıbrıs sorununun çözülmesi ile insan haklarına tam olarak uyulması, yeniden ihlal edilmesinin de önüne geçilmesi gerektiğini anlattığını söyledi.
Talat, liderlerin bir çözüm bulabileceğini ancak bütün meselenin ondan sonraki süreç olduğunu kaydederek, barış kültürünün egemen kılınması gerektiği üzerinde durdu.

Bir önceki Baf konferansında bir katılımcının yüzde 18 ile yüzde 82’nin nasıl eşit olduğunu sorduğunu, ona, BM Güvenlik Konseyi’nin siyasi eşitlikle ilgili kararlarını hatırlattığını belirten Talat, karşılıklı olarak iki bölgelilik, iki toplumluluk, siyasi eşitlik gibi terimler üzerinde görüşbirliği sağlamak için çalışmak gerektiğini anlattı.

“Çözüm koşullarında Maraş”

Maraş ile ilgili soruya karşılık da Talat, Maraş’ın açılmasının güven yaratıcı bir adım olmaktan çok ekonomik bir adım olduğunu kaydetti. Talat, Maraş’ın çözümsüzlük ortamında açılmasının zor olduğunu söyledi.

Talat, güven yaratıcı önlemlerin çözümsüzlük koşullarının devamı şartlarında ele alınması gerektiğini kaydederek, güven artırmak için örneğin ara bölgede bir üniversite veya yüksek okulun açılabileceğini, Türk okullarında Rumca, Rum okullarında Türkçe derslerinin başlatılabileceğini, hatta müfredat uyumu sağlanabileceğini belirtti. Talat, 5. Milli Eğitim Şurası’nda bu yönde ortaya konulan önerilerin yerinde olduğunu ifade etti.
Tarafların Kıbrıs sorununda konumlarını koruyarak bunların yapılabileceğini belirten Talat, “O zaman buradaki tek amaç güven yaratmak olur, Kıbrıs sorununun bir parçasını çekip alarak güven yaratıcı önlem kisvesine büründürülmez” diye konuştu.

Ortak televizyon programları yapılabileceği, telefon ve cep telefonu haberleşmesi üzerinde işbirliği kurulabileceğini belirten 2. Cumhurbaşkanı Talat, “Güven böyle yaratılır” dedi.

“Dikkatli olmak gerekir”

Anastasiadis’in Türk tarafında yapılan açıklamaları ortak açıklamaya uygun bulmadığını ve bunları toplayarak BM’ye şikayette bulunacağının anlaşıldığını kaydeden Talat, dikkatli olmak gerektiğini kaydetti.

Geçtiğimiz günlerde “ortak açıklamaya göre tek egemenlik deniyor ama, kurucu devletler de egemen olacak” şeklinde bir açıklama gördüğünü ifade eden Talat, böyle açıklamalar yapılmasının son derece sakıncalı olduğunu, bunların ilgili yerlerde rahatsızlık doğurabileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun da zaman zaman KKTC’nin egemenliğinin esas olduğunu söylediğini belirten Talat, bunların şikayet konusu olabileceğini kaydetti. Talat, “Çözüme odaklanmak lazım” dedi.

“Çözüm süreçleri”

Talat, 2000’li yıllarda çözümü tetikleyen unsurun Kıbrıs Rum tarafının ve Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) süreçleri olduğunu söyledi.
Rum tarafının AB’ye gireceğini bile bile Türklerin çözüm dışında kaldığını söyleyen Talat, Rum tarafının istediğinin de bu olduğunu belirtti. Talat, bunun sorumlularının Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu olduğunu iddia etti.
Bugünkü süreçte ise doğalgaz ve ekonomik sıkıntı gibi faktörlerin etkili olduğuna dikkat çeken Talat, bu durumda yine geç kalınmaması, çözüm için çok çalışılması gerektiğini belirtti.

Rum tarafının ekonomisinin çöktüğünü, ancak bunun hep sürmeyeceğini kaydeden Talat, Rum tarafında ekonomik kalkınmanın başlaması durumunda, bu faktörün öneminin ortadan kalkabileceğini vurguladı.
Talat, aynı durumun doğalgaz için de geçerli olduğunu, doğalgaz ihracı için başka yöntemlerin hayata geçebileceğini ifade etti.

Siyaset Haberleri