Stella Aciman
O’nu her gün öğleden sonra Lefkoşa’daki büyük sahada koşarken görebilirsiniz, yanında öğrencileriyle… Kars’ın bir köyünden kalkmış Kıbrıs’a gelmiş. Atletizme gönül vermiş ve maraton koşucusu olmuş. 55 yaşında, dimdik… Koşuyor da koşuyor!
Kendinizi tanıtır mısınız?
1959 doğumluyum ama Doğu Anadolu bölgesinde tam doğum tarihi yazdırılmıyor, 01-01-1961 olarak nüfusa kaydedilmişim, bu yüzden hep geriden gidiyorum tabii bunun da avantajını yaşıyorum. Kars’ın Arpaça ilçesinin Bardaklı köyünde dünyaya geldim. 5 kardeşiz, en büyükleri benim. Abi olmak güzel ama hep bir ablam ya da abim olsun isterdim, ezikliğini yaşadım bunun. İlkokulu kendi köyümde Bardaklı’da okudum, daha sonra öğretmen okulu imtihanlarına girerek Kars bölgesi birincisi, Doğu Anadolu bölgesi ikincisi olarak Kütahya Lisesi’ni kazandım,1971 yılında gittim okula. Birinci yıl okuduk; o yıllarda sağ-sol çatışmaları vardı, ikinci dönem okula gitmemeye karar verdik, çünkü okulda mı okuyorduk, duvarlara yazı mı yazıyorduk belli değildi. İzmit’e amcamın yanına gittim, onun yanında büyüdüm ve oradan da askere gittim. Eğridir dağ komando okulundaydım.
Koşmaya orada mı başladınız?
Spora orada başladım. Asker ocağında komutanlarım, ‘senin durumun çok iyi, çok iyi koşuyorsun’ dediler. O zamana kadar köyde de koşardım, top oynardık ama kendimin atlet olduğumu bilmiyordum. Askerliğimi bitirdikten sonra Kuzey Kıbrıs’a geldim, o zaman Federe Devlet zamanıydı. 1981 yılında Ada’ya geldim. Güngör komando taburuna. Buradaki komutanlarım da benim çok iyi koştuğumu söyleyince, sivil yarışlara, askeri birliğimi temsilen katılmaya başladım ve dereceler aldım. Komutanlarım, ‘sen bu işi devam ettir’ dediler. Askerliğimin bitmesine 7 ay kala Büyükelçiliğe asker olarak geldim ve askerliğimi Büyükelçilikte tamamladım. Askerliğimi bitirdikten sonra Büyükelçilikte işe başladım.
ZAMAN DOLDURMAK İÇİN…
Ve koşmaya başladınız…
İşlemlerimin tamamlanması için bir aylık zamanım vardı. O arada ne yapacaktım, spor malzemeleri aldım ve sahalara gelmeye başladım. Yani spora askerde başladım ve sivil olarak da devam etti.
Maraton koşularıyla ilgili bilginiz var mıydı?
Ben o sıralar burada koşmaya devam ederken, atletizm hakkında fazla bir bilgim yoktu, sadece düz bir koşu olarak biliyordum. Sonra Türkiye’den gelip gidenler oldukça hocalara, “ne yapmam lazım, nasıl yapıyorsunuz?” diye sordum. Yıllar, beni okumuşluktan daha çok bilgiye kavuşturdu, kendi üzerimde denedim ve yaşadım. Şu anda da birkaç öğrencim var onları yetiştiriyorum.
DERECELER ÇOK
Kıbrıs’ta dereceye girdiniz mi?
Kıbrıs’ta çok birinciliklerim var. 10 bin metrede ve yarı maratonda. Ada’da şu ana kadar hiç tam maraton yapılmadı, sıcak oluşu nedeniyle. Daha önce Help maratonu koşuyorduk Girne’de. Bir ingiliz aile başlatmıştı ama artık o da yok. Help maratonunda 22 km koşuluyordu. 1 saat 13 dakika 35 saniyeyle derece bana aittir. Mağusa’da geçmişte hendek koşusu yapılırdı, oranın en iyi derecesi de bana aittir, o da 33. 21 zaman olarak. Türkiye’de 5 defa maraton koştum, 2006 yılında koştuğum Avrasya Maratonu’nda 40 yaş ve üzerinde Türklerde birinci, genelde dördüncü oldum sıralamada.
Lisanslı mısınız?
Evet, atletizm federasyonu her yıl sağlık kontrollerimizi yaptırır ve lisanslarımızı yeniler. Aynı zamanda ben sınava girerek antrenörlük yapma belgesi de aldım. Hakemlik diplomam da var, yani en iyiyim demiyorum ama sporcu yetiştirecek kadar iyiyim.
Peki, burada bir derneğiniz falan var mı?
Derneğimiz yok, kulüp olarak YDÜ adına koşuyoruz. 11-12 yıldır YDÜ adına koşuyorum, ondan önce de Kıbrıs Türk Kültür Derneği vardı geçmişte, o dernek adına da koştum. 7-8 yıl Vakıflar Dairesi adına koştum, halen de devam ediyor. Bir ara ETİ teşebbüsleri ile bir atletizm takımı kurmuştuk, 3 yıl da öyle koştum. 33 yıldır Ada’da fiilen atletizm hayatım sürüyor.
Öğrenciniz var mı?
Şu anda birkaç öğrencim var. Kıbrıs’ta pek uzun mesafeci yetişmiyor, her gün idman ister çünkü ama Ada’mızda kısa mesafeci çok var.
Önümüzdeki aylarda katılacağınız maraton koşusu var mı?
Dört arkadaş Mart’ın 2’sinde, Antalya’ya maratona gideceğiz ama yarı maraton koşacağız. Tam maraton için her gün 30 km koşmak lazım. Hepimiz çalıştığımız için 30 km idman yapamıyoruz her gün. Atletizm de bize sahip çıkılıyor mu derseniz, maalesef her yerde aynıdır. Atletizm için sporların anasıdır denir ama üvey evlattır. Atletizm federasyonumuz var. 1971 yılında kurulmuş. Bizler atletizm federasyonunun lisanslı atletleriyiz. Hem Türkiye’den hem de buradan lisansım var. Biz Osman hocamla birlikte İzmir’de 2012 yılında Masterler Balkan şampiyonasına katıldık, ben orada kendi yaş gurubumda Balkan 2.oldum. Kıbrıs Balkan ülkesi olmadığı için mecburen Türkiye adına yarıştım.
YURT DIŞI YOK, TÜRKİYE VAR
Antalya’daki yarışmaya TC mi KKTC olarak mı katılacaksınız?
KKTC olarak katılacağız. Lefkoşa’dan 4 kişi, 2 kişi de Mağusa’dan gelecek, 6 kişi katılacağız. Biz buradan gidecek olan 4 kişi Osman Atakan, Salih Çetinkaya, Cemal İğneci ve bana sponsör Serkan Benzinci’dir. Serkan hocamız 41 yaşında o da bizimle koşuyor. Gidiş, geliş uçak biletlerimiz ve otel masraflarımızı Serkan hoca karşılıyor.
Dünyanın çeşitli yerlerinde maratonlar yapılıyor, bunlara katılabiliyor musunuz?
Benim gitmemem için bir neden yok, çünkü Türkiye’den de lisansım var. 2014 Haziran ayında Almanya’ya gitmek istiyoruz. Almanya’daki Türk atletlerle görüştük, kısmetse Osman hocayla birlikte maratona katılacağız. Ancak bu seneye kadar yurt dışında koştunuz mu derseniz, Türkiye dışında koşmadım. Uluslararası maratonlara katıldım ama Türkiye’de.
Günde kaç saat çalışabiliyorsunuz?
Haftanın 3 günü 2 idman yapıyorum. Sabahları 2-2.5 saat koşuyorum, akşamları da 1-1.5 saat antreman yapıyorum. Sabah yapamamışsam, akşam idmanımın süresi uzuyor. Pazar günleri tek idman yapıyoruz o da 28-30 km oluyor.
Kaç yaşına kadar koşabilirsiniz?
Ben hep geçmişte 40 yaşında bırakırım demiştim. 40 olduk, 45’e kadar devam edeyim dedim, sonra 50 dedim, 50’den sonra artık demiyorum, gidebildiği yere kadar götüreceğim.
DOĞANIN DENGESİ
Performansta düşüklük var mı?
Tabii düşüklük oluyor, olmazsa o zaman doğanın dengesi bozulur. 25 yaşındaki biriyle çıkıp da onunla aynı gidersem dengede bozukluk olur. Şu anda 55 yaşındayım, 20 yaşındaki biriyle aynı olamaz. Ama yaş gurubumuzda, erkeklerde master 35 yaşında başlar, bayanlarda 30 yaş. Gruplarımızda şu anda destekle birlikte masterda dünya şampiyonu olurum.
Kardeşiniz de sporcuymuş?
Rahatsızlık geçirmeden önce kardeşim Ersoy en ciddi rakiplerimden biriydi. Kardeşim 1976 doğumlu. 38 yaşında. Kardeşim 9 yıl önce lösemi oldu. Help maratonunda birlikte koştuk yarışı bana bıraktı. Yaklaşık iki senedir genel sıralamada 3.oluyor. 27 Aralık koşularında 4.oldu. Çok şükür atlattı, iyi artık. Hepimiz bir engelli adayıyız bunu unutmamak lazım. Kardeşim azmiyle ve sporcu oluşu nedeniyle hastalığı yendi.
Başka kardeş var mı spor yapan?
Ersoy’un büyüğü Özkan… İlk geldiği yıllarda burada koştu, o kısa mesafe koşuyordu. 1500 metrede birinciliği var ama o sonra bıraktı. Burada sahada koşanları, yürüyenleri hepsini kardeşim gibi görüyorum zaten.
Antremanlarınızı hep bu sahada mı yapıyorsunuz?
Genelde burada koşuyoruz, Pazar günleri dışarıda koşuyoruz. Erken saatte çıkıyoruz. Dışarda bir turumuz var, 15 km iki tur koşuyoruz orada. Cumartesi günleri dağlara gidiyoruz, engebeli arazi için.
Maraton koşarken yanındakilerle konuşmak gerekirmiş öyle mi?
Tabii ki. Maraton uzun olduğu için konuşarak yol daha çabuk geçer.
“SPOR KADAR BENİ DE SEV”
Koşarken su ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?
Yarış koşarken her 5 km.’de su istasyonları kuruluyor, her 2.5 km’de sünger istasyonu var. Süngeri alıp dudağını ıslatıyorsun, alnına ensene vuruyorsun sonra atıyorsun. Su istasyonlarında her ülkenin sporcuları ve idarecileri vardır, kendi özel içecekleri de vardır. Onlara bayrak konur; yarış sonrası da ilk numuneler alınır ve doping testinden geçer bu içecekler. Sporcunun beslenmesine dikkat etmesi lazım… Akşamları erken yatmak lazım, o yüzden fazla sosyal hayatınız olamıyor.
Bunca senede hiç koşmadığınız gün oldu mu?
Sakatlık durumu varsa koşamıyorum. O günlerde sahaya gelmiyorum, gelip görünce içim gidiyor çünkü. Eşimin bir sözü var, “şu sporu sevdiğinin yarısı kadar da beni sev” der. Eşimi tabii ki seviyorum ama sporu da çok seviyorum. Bunu da söylüyorum zaten. Eşim çok iyi bir insandır. Eşim aynı zamanda arkadaşımdır, dostumdur.
Çocuklarınızın sporla arası nasıl?
Büyük kızım ilkokul 4. sınıfta atletizme başladı, üniversite bitene kadar da koşucuydu, erkek evlat gibi. Üniversiteyi bitirdiği zaman, “baba artık benden bu kadar ben bundan sonra öğrencilerimle koşacağım” dedi. Şu anda YDÜ ilkokulunda spor hocalığı yapıyor. Küçük kızım da bir bankada çalışıyor.