Bir deprem anında insanların sığınabileceği en güvenilir ortamların kapalı spor salonları, hastaneler ve okullar olduğunu anlatan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, bu yapıların hiç zarar almayacak şekilde organize edilmesi gerektiğini kaydetti.
160 okulun fizibilite çalışması yapılacağını, bunların 1974 öncesi yapılanlar, 1999 öncesi ve sonrası yapılanlar şeklinde 3 kategoriye bölünerek ele alınması gerektiğine vurgu yapan Maviş, “O dönemlerin yapı malzemeleri ve o dönemin denetim mekanizmaları farklıydı” şeklinde konuştu.
Bunun yanında okulların zemin etütlerinin yapılması gerektiğini de anlatan Maviş, özellikle, Dikmen, Değirmenlik ve Haspolat okullarının zeminlerinin incelenmesi, deprem fizibilite raporlarının yapılması gerektiğini kaydetti.
Sadece Yeniboğaziçi İlkokulu ve Değirmenlik İlkokulu ile ilgili deprem fizibilite raporu olduğu bilgisini veren Maviş, “Bu okulların yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini belirtti ve bununla ilgili bir eylem planı oluşturuldu.” dedi.
Öğretmenlik mesleğinin yanına mühendislik ve mimarlık bilgileri de ekleyerek okulları mercek altına aldıklarını kaydeden Maviş, “Okulların birçoğunun mimari planının olmadığını gördük. Özellikle 1974’ten önce yapılan okulların…” dedi.
Okulların fizibilite çalışması için ne gibi çalışmalar yapılacak?
Mimar ve Mühendisler Odası’ndan yapılacak olan çalışmalara da değinen Maviş, özetle şöyle devam etti:
“İlk olarak çalışmalar arasında binaların gözlemlenmesi, planı olmayanların yeniden planlanması, bilgisayardaki similasyon programına yüklenmesi, %40 dayanıklılık derecesinin arttırılarak, ilk aşamada dayanıklılık yapısına bakılması yer alacak. %35’in üzerindeki hasar tespitlerinde binaların yıkım işlemi olması gerek. Tüm bunlar 6 aylık sürede yapılabilir şeklinde yanıt aldık. Binaların performans analizleri yapılırken bütçe de oluşturulacak. Bu çalışmalar mevcut eldeki bilgilerle uzayıp kısalabilir. İleri soruşturma isteyen binalar için farklı bir bütçe oluşturulacak. Detaylı raporların ve analizlerin ardından harekete geçilecek, planlama yapılacak.”
Yeni okul yaparken nelere dikkat edilmeli?
Yeni bir okul yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğine de Maviş, yeni projelerde gözden kaçan fakat büyük bir önem arz eden bazı detaylara değindi.
Bu 6 aylık süre sonunda maddi kaynak yaratılması gerektiğine değinen Maviş, sendika olarak da AB Komisyonu kapısını çalarak buna destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.
“Denetim mekanizması çalışmalı”
Yeni okulların yapımında denetim mekanizmasının da işlemediğini kaydeden Maviş, bu okulların sigortalanmadığını da dile getirdi. Okulların en güvenilir yapılar arasında olması gerektiğini anımsatan Maviş, “Ülkedeki okullarda doğal afetlerle baş edemediğimizi gördük. İhale süreçlerinde ucuza kaçılmamalı. Tek tip okullar veya sınıflar yapmaktan kaçınılmalı, bölgedeki coğrafik özelliklere de dikkat edilmeli ama etmiyoruz, her yere standart okul kuruyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hükümette, uzun zamandır geleceğe dair vizyon eksikliği var”
Erenköy Lisesi’nin bir bölümü ile Yeniboğaziçi İlkokulu’ndaki bazı sınıfların taşınarak, yeniden yapılması kararını da değerlendiren Maviş, “Hükümette, uzun zamandır geleceğe dair vizyon eksikliği var. Nihayetinde yine böyle bir ani karar alındı. Ortak istişare ile koordinasyon yapılmadı. Ama her şeye rağmen okullar başımıza yıkılmadan önlem alınması bizim için çok değerli bir adımdır.” dedi.
Maviş, “Ülkemizdeki okulların kötü durumunun anlaşılabilmesi için Eğitim Bakanı’nın Türkiye’deki depremi yaşaması gerekiyormuş, aslında temel sorunumuz sürdürülebilir uzun süreli plan ve programlarımız olmaması. Okullar ‘el yordamıyla’ eksiklerini kapatmaya çalışıyor.” şeklinde konuştu.
Okul bütçeleri güçlendirilmeli destekler artmalı!
Okul bütçelerinin güçlendirilmesi, çeşitli kalemlere verilen desteklerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin de altını çizen Maviş, bu durumu bazı örnekler vererek şöyle anlattı: “Okulların spor, sanatsal faaliyetleri desteklenmeli. Deprem öncesi, ertelenmeyen etkinlikler arasında satranç ve basketbol faaliyetleri gerçekleştirdik. Bunlar da biz sendikaların desteği ile mümkün oldu.
Okullarda yürütülen faaliyetlerin dışarıya yönelimi için maddi desteğe ihtiyacı var.”
Öğrencilerin Türkiye dışında Avrupa’ya açılımı mümkün mü?
Okullarda yapılan ve yurt dışına açılım gösterilen sportif faaliyetlerin neden Avrupa’ya açılmadığının araştırılması ve herkesin üzerine düşen sorumlulukları alması gerektiğinin altını çizen Maviş, bu durumu şöyle detaylandırdı:
“Nasıl ki Yeşil Hat Tüzüğü var, iki öğretmen sendikasının baz alındı Eğitim Kültür Tüzüğü ile de çocukların, KKTC tanınmadan da okullarımızın bu tarz organizasyonlara güneyden dünyaya açılarak katılması mümkündür.
Okullar veya sendikalar programları üzerinden katılabilir. Burada Eğitim Bakanlığı bu tarz bir oluşumda yer alır mı bilemiyoruz… Kuzeyde eğitim Bakanlığı bu organizasyonlara çocukları gönderir mi, güney bu kapıları açmakta direnir mi, çocuklar arasında ayrım yapar mı, AB vatandaşı olmayan çocukların katılımı nasıl sağlanır mı, tüm bu alt sorunları aşarsak hem TC’ye hem de Avrupa’ya sportif faaliyetlere katılım sağlanabilir.”
Okulların önemli ihtiyaçları neler?
Okulların en büyük ihtiyaçlarından birinin de kapalı spor salonları olduğunu ifade eden Maviş, okulların %80’inde kapalı spor salonu olmadığı bilgisini verdi. Birçok okulun su depoları ve trafolarında eksiklikler olduğuna da değinen Maviş, branş odaları, bazı derslere ait altyapılar, internet ve hijyen eksiklikleri olduğunu da belirtti.
Bakanlığı, deprem sonrası yaşanabilecek düzensiz göç ve eğitime etkisi ile ilgili uyardıklarını da anlatan Maviş, sorunların ön görülerek erkenden hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Maviş, “Eğitim bakanlığının doğru koordinasyonu ile bu durum planlanabilir ve sorun olmaktan çıkarılabilir. Kaç aile gelecek, hangi bölgelere yerleştirilmeli, geçici değil kalıcı çözümler yaratılmalı.” Vurgusu yaptı.
Bu çocukların eğitimden ziyade beslenme-barınma- korunma hakkının da öncelikli olarak gözetilerek, yaşadığı travmayı atlatmasının da birincil hedef olması gerektiğini anlattı.
Yabancı öğrenci popülasyonun da ülkede giderek arttığını anlatan Maviş, bu bağlamda da yıllardır kapsamlı bir çalışma yapılmadığını, entegrasyon çalışması bulunmadığını belirtti.
“Doğal afetler konusu çok daha geniş müfredatta yer almalı”
İlkokul müfredatı içerisinde bulunan ‘doğal afetler’ konusunun daha geniş şekilde çocuklara anlatılması gerektiğinin altını çizen Maviş, “Doğal afetlerle mücadele v.b. konular genişletilmeli, bu yaş seviyelerine göre de her müfredatta geniş yer bulmalı” şeklinde konuştu.
“Eğitimin bilimsel olmayan alanlara çekilmesine izin vermeyeceğiz”
Depremden önce ortaya çıkarılan ve ihbar edilen kuran kurslarına dair faaliyetlerin durdurulduğunu da paylaşan Maviş, “Hükümet kanadı bu faaliyetlere ses çıkarmıyor, onlara alan yaratıyor, bunu asla kabul etmeyiz. Eğitimin bilimsel olmayan alanlara çekilmesi, çocukların istismar ve ihmali bizi rahatsız ediciydi, mücadelemizi yaptık, yapmaya devam edeceğiz.” dedi.
Özel eğitimde tam gün bilinmezliği sürüyor, bazı sorular cevap bekliyor…
Türkiye Eğitim Bakanlığı’nın ifadeleri üzerine gündeme gelen; özel eğitimde tam güne geçilmesi konusunda birçok belirsizlik yaşandığını anlatan Maviş, deprem öncesi öğretmen alımıyla ilgili uzlaşıya vardıklarını anlattı.
12 öğretmenin alınması ve her okula birer çocuk bakıcısı alınması için uzlaştıklarını anlatan Maviş, tam gün eğitime geçilmesi için hazırlıkların hala sürdüğünü kaydetti.
Tam gün eğitinde olması gerekenlere de değinen Maviş, şöyle devam etti:
“ Okullara baz malzemeler alındı ama en büyük ihtiyacımız altyapıdır. 7 tane özel okulumuz var, sadece biri özel eğitim için yapıldı, bunun da durumu kötü.
Altyapımız iyileşmiş değil, henüz okullardaki öğlen yemeğinin nasıl olacağı, öğretmen alımları, eğitim saatleri, sürecin işleyişiyle ilgili sendikalarla protokol hala eksik…
Türkiye’de yaşanan felaketten dolayı bu çalışmayı erteleyelim talebimiz oldu, 23 Nisan’ı ertelenmesi için talebimiz oldu ama henüz hiçbir çalışma yapılmadı.
Hala birilerinin inisiyatif alıp bize cevap vermesini bekliyoruz. Yetkileri var ama harekete geçmiyorlar, hala cevap bekliyoruz. Bir parti üyesi gibi hareket edilmemesi gerek.”