Dilara Topcan
Yaza ramak kala ilkbaharın bu güzel Mayıs ayında forma girmeye ne dersiniz? Bu güzel ayda form tutabilmeniz ve daha sağlıklı bir ‘siz’e doğru yola çıkabilmeniz adına tam da şimdi bazı adımlar atmaya başlayabilirsiniz. Henüz hiçbir şey için geç değil, yeter ki harekete geçin!
1)PAZAR KAÇAMAKLARINI %50 AZALTIN!
Pazar günü belki de mangal gününüz olabilir. Bu güzel günde yemek sofralarında sevdiklerinizle birlikte olmanız çok güzel ve çok değerli… Yalnız sağlığı korumak ve fazla kilolardan kurtulmak için de yemek konusundaki bazı noktalarda dikkatli olmakta fayda var. Örneğin mangal gününüzde normalde bir adet pide tüketen biriyseniz bu sefer pide tüketiminizi yarım adete indirebilirsiniz. Ya da normalde bir şiş, dört köfte, iki şeftali kebabı yiyenlerdenseniz tüketiminizi yarım şiş, iki köfte ve bir şeftali kebabına düşürebilirsiniz. Kısacası buradaki ana fikir normal şartlarda tükettiğimiz porsiyon miktarını yarı yarıya azaltmak… Pazar kaçamaklarınızı ‘yüzde elli’ azaltırken bir de gününüze hafif tempolu yürüyüş de eklediniz mi forma girme yolunda kocaman bir adım daha attınız demektir…
2)HAFTA İÇİ ÖZELLİKLE EKMEK VE YAĞ GRUBU TÜKETİMİNİZE DİKKAT EDİN…
Hafta sonu beslenme düzenimiz az biraz şaşabileceğinden özellikle hafta içi çok daha temkinli ve dikkatli olmanız forma girmeniz konusundaki en büyük destekçiniz olacaktır. Bu sebeple özellikle hafta içi yemek menülerinizde ekmek grubuna ait olan ekmek, pilav, patates ve makarna gibi besinleri aşırıya kaçarak tüketmemeye gayret edin. Tüketeceğiniz zaman ise sizin için ideal olan tüketim miktarlarını diyetisyeninize danışarak kararlaştırın.
Bunların yanısıra özellikle yemeklere ve salatalara fazlaca yağ ilavesinden de kaçının. Bir tatlı kaşığı herhangi bir yağın 45 kalori değerinde olduğunu (neredeyse bir porsiyon meyve kalorisine yakın olarak düşünebilirsiniz) unutmayın… Buna ilaveten ceviz, badem, fındık, fıstık ezmesi, çörekotu, keten tohumu gibi alternatiflerin de yağ grubuna dahil olduğunu ve porsiyon miktarı doğru ayarlanmadığı takdirde kilo kazanımına yol açabileceğini de unutmayın. Sizin için en doğru tüketim miktarını belirlemek için de lütfen diyetisyeninize danışın.
3)NEREDE HAREKET ORADA BEREKET!
Artık hareketsizliğe ve spor yapamamaya bahaneler uydurmaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Kuaföre gitmek için vakit buluyor muyuz? Peki ya sosyal medyada zaman harcamak için? Dizi izlemek için? Kişisel bakım için? Peki vücudumuzu hareketlendirmek için neden vakit bulamadığımızdan şikayet ediyoruz? Esasında istesek bulabiliriz ama istemiyoruz. Bu gerçekle yüzleştikten sonra artık hareketi de yaşamımıza katmayı ‘istemeye’ başlayalım… Bunu yalnızca fit görünmek için değil, zihin ve ruh sağlığımız için de isteyelim. Nasıl ki kuaföre gidince kendimizi iyi hissediyorsak, bedenimizi çalıştırınca da iyi hissedeceğimiz gerçeğini farkedelim. Hatta bu iyi hissetme hali öyle bir hal ki beden, zihin ve ruh sağlığına adeta bir yatırım niteliğinde… Neden bu yatırımı kendimize hak görmeyelim, kendimizden sakınalım ki? Biz buna değmez miyiz?
4)SMOOTHIE ALTERNATİFLERİNE DE YER AÇIN!
Meyveli sebze smoothieleri ya da yalnızca sebze ile hazırlanan smoothiler hem düşük kalorili hem tok tutucu hem de vücuda bolca sıvı, vitamin, mineral ve posayı hızlıca sunma fırsatı yakalayabileceğimiz sağlık dolu alternatifler arasında yer alıyor… Özellikle kilo ve ödem kaybı konusunda da son derece faydalı olabilecek olan smoothie alternatiflerini de beslenme programınıza katmaya başlayabilirsiniz. Serin birer içecek niteliğinde olan smoothieler sayesinde sıcağın getirdiği enerji düşüklüğünden de bir anda kurtulmanız mümkün.
5)BU ÜÇ BESİN FORM TUTMA KONUSUNDA MÜTHİŞ DESTEK: YUMURTA, KURU BAKLAGİLLER VE YOĞURT!
Siz siz olun tok tutan, son derece besleyici niteliğe sahip olan ve diyetin müthiş dostları niteliğindeki bu üç besini de beslenme programınıza dahil edin. Özellikle iştahınızı kontrol altında tutamadığınız zamanlarda öğle ya da akşam yemeğinizdeki et grubunuz yerine yumurta ya da herhangi bir kuru baklagil alternatifi tüketmeyi tercih ederseniz iştahınızı daha güzel bir şekilde kontrol altında tutmaya başladığınızı göreceksiniz. Ara öğünlerinizde yoğurda yer vermenizin de iştahınızı kontrol altında tutabilmeniz konusundaki olumlu etkisini farkedeceksiniz. Bahsettiğimiz besinlerin tüketim miktarı ve sıklığı konusunda da yine muhakkak diyetisyeninize danışmalısınız…
6)ŞEKER DOSTUYSANIZ ŞEKERLİ BESİN TÜKETİMİNDE DE EN AZ %50 İNDİRİM UYGULAMAYA BAŞLAYIN!
Tatlı alternatifleri gibi şekerli her türlü yiyecek ve içecek tüketiminizde de indirim yapmayı tabii ki ihmal etmemelisiniz. Hatta %80 indirim uygulamanız çok daha sağlıklı olacaktır.. Tabii ciddi anlamda şekersiz yapamayanlardansanız ve tüketim için herhangi bir sağlık sorunu faktörünüz de yoksa ilk etapta şekerli besin tüketiminizi yarıya indirmenizin bile büyük bir avantaj sağlayacağını farkedeceksiniz. İlerleyen haftalarda ise yavaş yavaş şekerli besin tüketimini daha da azaltmayı deneyebilirsiniz.
Hepimiz için sevgi ve sağlıkla dolu bir hafta olsun… Neşeyle kalın…