“McCullin çektiği fotoğraflarda,  eşi öldürülen bir Kıbrıslıtürk kadının acısını ve göçmenlerin kaçışını yakaladı…”

Sevgül Uludağ

 “Kayıp” yakını Dimitris Hacıdimitriu, 1964 yılında Gaziveran köyündeki çarpışmalarda eşini kaybeden Nevcihan Oluşum’un olağanüstü bir fotoğrafını çekerek 1964 Dünya Basın Fotoğrafı Ödülü’nü kazanan dünyaca ünlü İngiliz savaş muhabiri Don McCullin’in Londra’daki sergisini gezdikten sonra izlenimlerini kaleme aldı…

 

 

“Kayıp” yakını Dimitris Hacıdimitriu, 1964 yılında Gaziveran köyündeki çarpışmalarda eşini kaybeden Nevcihan Oluşum’un olağanüstü bir fotoğrafını çekerek 1964 Dünya Basın Fotoğrafı Ödülü’nü kazanan dünyaca ünlü İngiliz savaş muhabiri Don McCullin’in Londra’daki sergisini gezdikten sonra izlenimlerini kaleme aldı… Özellikle 1964 yılında Gaziveran köyündeki çarpışmalarda eşini kaybeden Nevcihan Oluşumun’un fotoğrafından etkilenen Dimitris Hacıdimitriu, “McCullin çektiği fotoğraflarda,  eşi öldürülen bir Kıbrıslıtürk kadının acısını ve göçmenlerin kaçışını yakaladı…” diye yazdı. Sosyal medya sayfasında izlenimlerini paylaşan “kayıp” yakını Dimitris Hacıdimitriu’nun yazdıklarını okurlarımız için Türkçeleştirdik… Hacıdimitriu, şöyle yazdı:

“Eğer fırsat bulursanız, Tate Britain’da Don McCullin’in sergisini görmeye gidiniz… McCullin 1960’lı yıllardan bu yana bir foto-muhabiri olarak çalışmaktaydı ve savaşın, yoksulluğun ve sıradan insanların yaşadığı korkunç şeylerin resimlerini yakalamıştı fotoğraflarında…

Bu, herkesin yapabileceği bir iş değildi ve üstelik kimsenin size teşekkür etmeyeceği bir görevdi… Ancak McCullin oradaydı ve içinde yaşamakta olduğumuz kapitalist dünyanın barbarlıklarını gösterip bunları açığa çıkardığı için ona müteşekkir olmalıyız.

McCullin’in uluslar arası çalışmaları 60’lı yılların başlarında Berlin’in bölünmesinden tutun da 1964’te Kıbrıs’ta toplumlararası ilk savaşa, Vietnam ve Kamboçya’da 60’ların sonu ile 70’lerin başındaki Amerikan savaşına, Nijerya’daki Biafra savaşına, Başkan Patrice Lumumba’nın öldürülmesine ve Kongo’daki savaşa, Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılarak bağımsız olduğu ve 3 milyon insanın öldüğü 1971’deki savaşa dek uzanıyor… Bu liste uzuyor daha…

Açıktır ki ben, özellikle de Kıbrıs’tan çekmiş olduğu fotoğraflara ilgi duyuyordum. 1963’te Noel günü Lefkoşa’da bir kadın öldürülmüş ve bu da iki toplum arasındaki ilk çatışmaları alevlendirmişti. Ondan 50 yıl önce tıpkı Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan bir kıvılcım gibi, bir cinayetle başlamıştı… Ancak öldürme olayları gündelik vakalardı – bunları savaşlara döndüren şey, en ufak bir olayda patlamaya hazır bir atmosferi yaratan var olan koşullardı…

Kıbrıslırum kuruluş(lar)ı bu savaşta kendi suçluluğunu gizlemek girişimiyle “Kıbrıslıtürk isyanı” adını vermişti. 1960’ta bağımsızlıktan sonra, nüfusun ezici çoğunluğu olan %80’ini temsil eden Kıbrıslırum politikacılar, Kıbrıslıtürk politikacılarla iktidarı paylaşmaktan hoşnut olmamışlardı. Savaş onlara, Kıbrıslıtürk toplumunu küçük enklavlara itmeye ve etkilerini yok etmeye olanak sağladı.

Bunun bedelini her iki taraftan masum siviller ödedi ama özellikle de Kıbrıslıtürkler ödedi… McCullin alttaki fotoğrafta görülebileceği gibi göçmen durumuna düşürülen insanların kaçışını ve üstteki resimde de kocası öldürülen bir kadının acısını yakalamıştı…

Kesinlikle görülmeye değer bir sergidir bu…”

 


Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslırum üyeliğine geçici olarak “kayıp” yakını Nikos Theodosiu’nun atanması, tartışmalara neden oldu…

 

 

Kıbrıslırum Sözcü Prodromos: “Kayıplar Komitesi tüzüğü çiğnenmedi…”

Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslırum üyeliğine geçici olarak “kayıp” yakını Nikos Theodosiu’nun atanması, tartışmalara neden oldu. Dün bir açıklama yapan Kıbrıslırum hükümet sözcüsü Prodromos Prodromos, atamayla Kayıplar Komitesi tüzüğünün çiğnenmediğini belirtti. Kayıplar Komitesi tüzüğünde, Kıbrıslırum veya Kıbrıslıtürk üyenin “kayıp” yakını olmasına ilişkin bir sınırlama bulunmuyor ancak bu üyelerin asistanları “kayıp yakını” olamıyor.

Kayıplar Komitesi çevreleri ise, YENİDÜZEN’e yaptıkları açıklamada, bu konuda geçmişte bir “Centilmen Anlaşması” (Gentlemen’s Agreement) yapılmış olabileceğini, 2006 yılı sonrasında yapılmış olan atamalarda, herhangi bir “kayıp” yakınının böyle bir göreve atanmamış olduğunu belirttiler…

TAK Ajansı’nın Rumca gazetelerden derlediği haber bülteninde ise şöyle denildi:

“Politis gazetesi “Dışişleri Bakanlığı Rol Üstleniyor – Kıbrıslırum Tarafının KŞK’daki Temsilcisi Haziran Ayına Kadar Geçici” başlıkları altında verdiği haberinde, önceki güne kadar KŞK’nın Kıbrıslırum üyesi olarak görev yapan Nestoras Nestoros’un yerine, 18 yıl boyunca “PanKıbrıs Kayıp Yakınları Örgütü”nün başkanlığını yapan ve üç yıl boyunca da yine aynı örgütün yönetiminde çalışan Nikos Teodosiu’yu atadığını yazdı.

Gazete,  Başkanlık Sarayı’nın dünkü açıklamasında, Teodosiu’nun 2015 yılından beridir KŞK’nın Kıbrıslırum üyesi ofisinde görev yapmakta olduğu ve atamasının geçici olduğunun belirtildiğini aktardı.

Gazete, Teodosiu’nun Haziran ayına kadar geçici görevde olacağını belirtirken; KŞK’nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre, kayıplar konusuyla kişisel ilişkileri olan şahısların “temsilcilerin yardımcıları olarak atanamayacağını” vurguladı.

Gazete, kayıplara ilişkin bir diğer hareketin ise Kıbrıslırum Dışişleri Bakanlığından geldiğini, bakanlıktan dün yapılan açıklamada 2019 yılı için bir faaliyet grubu oluşturulduğunun duyurulduğunu yazdı.

Faaliyet grubunun siyasi ve idari iki hedefinin olacağını, siyasi hedef olarak ise, Güney Kıbrıs’ın katıldığı uluslararası örgütlerde konu hakkında siyasi baskı unsuru oluşturulmasının hedeflendiğini belirten gazete, bu kararın, BM Güvenlik Konseyi’nin UNFICYP raporunda “KŞK’nın aldığı kötü sonuçlarda Türkiye’nin hiç sorumluluğuna değinilmemesi” sebebiyle alındığını vurguladı.

Kıbrıslırum Dışişleri Bakanlığı’nın faaliyet planının idari ayağında ise iç mekanizmalara yönelik olduğunu ve kayıplar konusunun çözümü için tüm insani ve ekonomik kaynakların değerlendirilmesinin öngörüldüğünü yazan gazete, faaliyet planının Rum İstihbarat Teşkilatı (KİP) çalışanlarının KŞK çalışmalarına katılması ve Kıbrıs ile yurt dışındaki arşivlerin incelenmesi için alt komite kurulmasını da içerdiğini yazdı.

Habere göre söz konusu faaliyet planında, Başkanlık Sarayı İnsani Konular Komiseri Fotis Fotiu’nun rolünün yükseltilmesi ve hayatını kaybetmiş askerlerin naaşlarının çıkarılarak kimlik tespitlerinin yapılmasında koordinatör olarak çalışması öngörülüyor.

Gazete, Kıbrıslırum hükümetinin Nestoros’u görevden almakla, kayıplar konusunda son yıllarda yaşanan başarısızlığın sorumluluğunu bizzat KŞK’ya yüklediğini belirtirken, KŞK’nın Kıbrıslıtürk üyesi Gülden Plümer Küçük’ün açıklamalarına da kısaca yer verdi.

Diğer gazeteler ise konuya ilişkin haberlerini şu başlıklarla yansıttılar:

Fileleftheros: “Kayıpların Bulunması İçin Yeni Strateji – Dışişleri Bakanlığının Kayıplar Konusundaki Yeni Faaliyet Planı Bakanlar Kurulu’nda Onaylandı – AB Yoluyla Türkiye’ye Baskı”.

Haravgi: “KŞK’nın Çalışması Konusunda Endişeler – Teodosiu’yu Atayarak KŞK’nın Tüzüğünü İhlal Ediyorlar”.

Alithia: “KŞK’ya Geçici Atama: Nikos Teodosiu”.

 

KIBRIS HABER AJANSI’NA AÇIKLAMA…

Dün Kıbrıs Haber Ajansı’na bir açıklama yapan Kıbrıslırum hükümet sözcüsü Prodromos Prodromos ise atamanın, Kayıplar Komitesi tüzüğüne aykırı olmadığını belirtti.

HARAVGİ gazetesinde atamanın tüzüğe aykırı olduğu yönündeki haberine yanıt veren hükümet sözcüsü, Theodosiu’nun atanmasının, Kayıplar Komitesi tüzüğüyle uyumlu olduğunu söyleyerek, tüzükte bu konuda herhangi bir sınırlama olmadığını belirtti. Prodromos, tüzükteki tek sınırlamanın Kıbrıslırum Üye’ye değil, üyenin asistanına yönelik olduğuna” dikkati çekti ve “hükümetin de bunun bilincinde olduğunu, böylesi önemli ve duyarlı bir konuda hükümetin her zaman kayıplar konusunu ciddiyet ve sorumlulukla ele aldığını” söyledi.


 

Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis Dali’de anılacak…

AKEL Türkçe sosyal medya sayfasında yayımlanan duyuruya göre,  EDON Gençlik Örgütü’nün 15 günlük Yeniden Yakınlaşma Etkinlikleri çerçevesinde, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin dostluk ve işbirliğinin sembolü Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis 7 Nisan 2019 Pazar sabahı saat 10.45’te Dali Halk Örgütleri binası önünde gerçekleştirilecek etkinlikle anılacak. Hatırlanacağı gibi Kavazoğlu ve Mişaulis, Lurucina dışında bazı Kıbrıslıtürkler’in kurduğu bir tuzakta vurularak öldürülmüşlerdi… Kıbrıs’ta dostluk ve işbirliğinin sembolü olan Kavazoğlu ve Mişaulis için her yıl Dali’de anma etkinlikleri düzenleniyor…

Bu yıl yapılacak Pazar günkü etkinlik ardından, Dali Kıbrıslıtürk Mezarlığı’na doğru yapılacak yürüyüş ve Derviş Ali Kavazoğlu’nun anısına saygı duruşu yapılacak ve çelenkler konulacak.

EDON Dali’de gerçekleştirilecek etkinlik öncesinde yeniden yakınlaşma ve barış için Kavazoğlu ve Mişaulis anısına ANTİFAŞİST YÜRÜYÜŞ düzenleyecek. Yürüyüş 7 Nisan Pazar sabahı saat 09.15’de Pera Horyo’dan başlayacak ve Dali Halk Örgütleri binası önünde toplanacak.

Dali’de gerçekleştirilecek anma etkinliği 7 Nisan Pazar sabahı saat 09.45’te Lefkoşa’daki A. Konstantinos ve A. Eleni Mezarlığı’nda Kostas Mişaulis’in anısına yapılacak saygı duruşu ve çelenklerin koyulmasıyla başlayacak.

Duyuruda ulaşım konusunda şöyle denildi:

“7 Nisan 2019 Pazar günü gerçekleştirilecek yürüyüşe ve etkinliğe katılmak isteyen Kıbrıslıtürklere ulaşım kolaylığı sağlamak amacıyla sabah saat 08.30 ve 08.45’de Ledra Palas’tan otobüsler hareket edecektir.

Bu otobüslerle gelmek isteyenlerin

• Facebook’taki AKEL Türkçe sayfası aracılığıyla

• veya soz@akel.org.cy adresine e-mail göndererek

• veya 00357 99255921 numaralı telefonu arayarak

otobüste kendilerine yer ayrılması için rezervasyon yapmalarını rica ediyoruz.”