Meclis kaosunun altında yatan kir!

Serhat İncirli

Gerçekten çok merak ettim; UBP – DP ve YDP’nin 29 milletvekili içerisinde, en az altı kişi olan “kaos yaratıcı” diyebileceğimiz kişiler kimlerdi?

-*-*-

Şu anda Meclis’in çalışmamasının tek sorumlusu olan üçü aleyhte, üçü ise geçersiz oy kullanan üç kişinin hedefinde kim ya da kimler vardı?

-*-*-

Bu altı kişinin, gerek Meclis Parti Grubu’nda, gerekse Meclis Genel Kurulu’nda, Zorlu Töre’nin, Faiz Sucuoğlu’nun, Kutlu Evren’in ve Ziya Öztürkler’in seçilmemesi için oy kullandıkları açık bir gerçek…

-*-*-

Ama asıl hedefleri bu dört kişi mi?
Yani altı vekilin tamamı, adı meclis başkan adayı olarak geçen dört ismi seçmemek için mi oy kullandı?

-*-*-

Evet!
Yani meclis başkanı seçilmesin ve kaotik ortam oluşsun istediler!
Peki neden?
Çünkü onların hedefindeki asıl kişi; UBP Genel Başkanı’ydı!

-*-*-

Bu yargıya nasıl vardım?
Gayet basit!
Önüme çıkan bütün UBP’li dostlarımla hatta beni düşman biliyor olduğuna inandıklarımla sohbetler ettim…

-*-*-

Bu kişilerin kim oldukları aslında önemli değil!

-*-*-

Asıl önemli olan “azmettiriciler”!
Yani bir de bu sonuca ulaştım!

-*-*-

Kısacası, altı vekil, sadece UBP Genel Başkanı ve Başbakan Üstel’in “kurultay zaferi”nin intikamı ile cebelleşmiyor!
Bu altı vekili gaza getirenler arasında, Ünal Üstel’den, “olur da partinin cumhurbaşkanı adayı olarak ismi öne çıkar” diye de huylananlar var!

-*-*-

Elbette tahmin ediyorsunuz!
Hepimiz de biliyoruz!

-*-*-

Ve bu noktada Meclis kaosunun arkasında, Üstel’e karşı bir darbe girişiminin açık olduğundan eminiz…
Tek emin olmadığımız, TC Lefkoşa Büyükelçisi’nin bu meselede nerede durduğu?
Haliyle Türk Dışişleri ile Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’nın da pozisyonları?
Onları çözemedim!

-*-*-

Ünal Üstel şu anda sağlığı ile cebelleşiyor…
İyileştiğini, görevine döndüğünü ya da dönmek üzere olduğunu öğrendik…
Ama ne yapacağı konusunda kafası henüz netleşmiş değil!

-*-*-

Türkiye’den dostlarını arayıp konuşuyor…
Bu arada Türkiye’de bazı çevreler Üstel’in parti içinde ve seçim bölgesindeki ezeli rakibi bir vekili Ankara’ya çağırıp görüşüyor!

-*-*-

Kısacası, evet Meclis’te bir kaos var!
Ve bu kaosun sebebi kesinlikle CTP değildir!
UBP ve hatta koalisyon içerisindeki Bizanslılar; hain avlamak ya da cadı avı yapmak derdinde de değil!
Bizanslılar diyor ki; “CTP de kabul etsin, Ziya bey başkan ilan edilsin ve bu iş bitsin…”

-*-*-

Çünkü aynı Bizanslılar biliyorlar ki, akla ve hukuka uygun olarak yeniden bir seçim yapılırsa, yine 26 rakamına ulaşamayacaklar!
Ve neredeyse tamamı, olası bir erken seçimde kesinlikle hem kişi hem de parti olarak çuvallayacaklarından o kadar eminler ki!

-*-*-

Çok ciddi sayıda UBP’li; çıkar ilişkisi ne olursa olsun, Juju’dan beklentileri ne isterse olsun; olası ilk seçimde kesinlikle partilerine mühür vurmayacak…
Daha da iddialıyım, önümüzdeki yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde eğer bu parti yeniden Ersin Tatar’ı aday gösterirse; oy oranı yüzde 10’un bile altında kalacak… 

-*-*-

Tatar, bu topluma hiçbir şey vermedi, veremedi, veremezdi…
Tatar, hem dış siyasetteki hezimetlerimizin, dışlanmışlığımızın, çöken siyasetin en başta gelen sorumlusudur; hem de şu anda yaşanan kaosun sırf Üstel’i temizlemek hırsıyla bizzat yaratıcısıdır…

-*-*-

Tatar’ın, “CTP kaosa oynuyor” savunması arakasında saklı gerçek de budur; UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu’nun aynı şekildeki savunmasının arkasında saklı olan gerçek de budur!

-*-*-

“Dış siyaset anlamında da, ekonomide de, özel hayatımızda da, içte de, dışta da rezil olduk” diyecek halleri yok ya!

-*-*-

Haaa bunu ya da bu anlama gelen sözleri söyleyen var mı?
Bence UBP İskele Milletvekili Yasemi Öztürk bu noktada alkışı hak ediyor… 


KKTC eşit ve egemen bir devletse alfabe değişikliği ilanı ne iştir?

Türkiye ile ilişkilerimizi koparalım diyen var mı?
Yoktur!
Nikos Hristodulidis bile “Türkiye ile çok iyi geçinmek istiyoruz” derken, biz neden Türkiye ile küselim ki?
Manyak mıyız?

-*-*-

Peki, en çok yazdığım konudur; külliyeye karşı mıyım?
Deli değilim; durduk yere o görkemde bir binaya neden karşı çıkayım ki?
Ama, okul ve hastane yokken, yol yokken, elektrik yokken bu külliyeyi yapmanın çok ciddi bir ruhsal sağlık sorunu olduğundan eminim!

-*-*-

Efendim, alfabeye 5 harf daha gelecek!
25 harf gelsin isterseniz!
Tartışalım bunu!
İhtiyaç varsa neden olmasın!

-*-*-

Efendim sistem çöktü, başkanlık sistemine geçelim!
Evet, geçelim…
Ama tartışalım yine…
Demokrasinin dibine kadar her özgürlüğü kullanalım ve görüşlerimizi belirtelim…

-*-*-

Peki mesele nedir o zaman?
Mesele, bir taraftan bize Ersin Tatar gibilerin “eşit egemen devletimiz var” demesi; öte yandan, bir sömürge imparatoru gibi Tayyip Erdoğan’ın külliye yaptırması, alfabemizi değiştirmeyi kabul ettiğimizi söylemesi, sistem değişikliği baskısı yapmaya kalkmasıdır…
Bilmem anlatabildim mi?

Propaganda yapmaktan ve nutuk atmaktan vazgeçin… Bir şeyler yapın… Yapamayacaksanız da ne olur susun! Birleşmiş Milletler (BM), Gazze'de yaşam koşullarının ölümcül olduğunu belirterek, " Dünya izlerken Filistinli siviller açlıktan ölüyor." uyarısında bulundu… BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki durumu değerlendirdi. BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Joyce Msuya'nın mesajını aktaran Dujarric, Gazze'nin kuzeyinin son 1 aydır tamamıyla İsrail kuşatması altında olduğuna işaret etti. Dujarric, Msuya'nın "Dünya izlerken Filistinli siviller açlıktan ölüyor" ifadelerini ileterek, suçların son bulması gerektiğinin altını çizdi…